ÖZEL HABER
Tara Mamedova, 1993 yılında, 9 yaşındayken Sovyetlerin yıkılışından sonra ailesi ile Kırgızistan’dan Rusya’ya göç etmek zorunda kaldı. Rusya’da, yaklaşık 5 yıl yaşayan Mamedova, kültür sanat çalışmalarına başlıyor.
Kültür sanatla olan ilişkisini anlatırken, “Annemin kararıyla (güzel annem benim için bu dünyanın altın kalplisidir) yönümü kültür sanat çalışmalarına çevirdim. Çok zor şartlarda Moskova’da yaklaşık 5 yıl okul okudum. Aynı zamanda müzik ve tiyatro dersleri aldım. O yıllar benim sanat hayatım için ve sanatsal çalışmalarımda ki geleceğim için iyi bir temel oluşturdu,” diyor.
Daha sonra Fransa’ya yerleşen ve ardından Türkiye’ye gelen Mamedova, şu anda İstanbul’da yaşıyor. Van’da katıldığı bir konser sonrası gazetemiz Serhat News’e konuk olan Mamedova, sanat yaşamını anlatıyor.
“Sizin de bildiğiniz gibi ben birçok farklı kültür içerisinde büyüdüm. Bu farklı kültürler ister istemez insanın sesinde, düşüncesinde, kimliğinde büyük bir etki yaratıyor. Bu etki olumlu mu ya da olumsuz mu diye düşünüyor olabilirsiniz ama birçok kültür içerisinde birçok renk içerisinde büyümenin bana göre birçok olumlu etkisi var. Ama bir yandan da kendi memleketinden, kendi toprağından uzak kalmak insanı yaralıyor ve olumsuz etkiliyor. İnsanın her zaman pozitif şeylere odaklanarak ve onları kucaklayarak yaşaması gerekiyor. Rusya ve Fransa kültüründe yaşadım, büyüdüm. Birçok müzik türüyle tanıştım onları da çok sevdim onların içerisinde yetiştim ama içim, ruhum Kürt’tür. Bu nedenle kendi dilimde çalışmalar yapmayı istedim. Ve başka toplumlardan başka sanat türlerinden aldığım şeyleri kendi ruhumla birleştirmek istedim. İyi bir şey mi ya da değil mi buna dinleyiciler karar verecek.”
Biz hiçbir zaman kendi memleketimizden, kültürümüzden uzaklaşmadık, atalarımız bizi bu ruhla, öykülerle büyüttü yani kendi tarihimizle büyüdük, diyor Mamedova. Yaşadığı coğrafyada yabancılık çekmediğini aktaran Mamedova, “Memleketimizle aynıydı. Yine köylerimiz vardı. Yine yaylalarımız vardı, çadırlarımız vardı, hayvanlarımız vardı. Sovyet kültürüne dair hatırladıklarım arasında; gelinler atla getirilirdi. Birçok farklı kültür içerisinde, birçok farklı dil içerisinde kendi kültürümüz ve dilimizle yaşamak biz Sovyet Kürtleri için büyük bir başarıdır bana göre. Kültürüme bu denli bağlılıkla tutunmam ailemden kaynaklanıyor. Her şey ailede başlıyor. Annem Rus dili ve edebiyatı öğretmeniydi ama bizi anadilimizle büyüttü. Bunun gibi diğer kültürlerden aldığımız güzel özelliklerde kendi içimizde birer tohum olarak yer edindi. Bu yüzden ben de birçok kültür ve birçok farklılık içerisinden çıktım. Bir çorbaya benzetebiliriz ama bence lezzetli bir çorba,” diyor.
Sanatını zorluklara rağmen yapabildiğini söyleyen Mamedova, göç ve yoksulluğun içerisinde insanın bu işi yapabilmesi için tutkulu olması gerekiyor. Eğer bu tutku insanın içinde varsa dünya alt üst olsa bile insan bu işin peşinden gidiyor, diyor.
Mamedova, Van ile olan bağına değiniyor, “Şunu söylemek istiyorum ki ben aslen Vanlıyım, anne tarafım ise Doğubeyazıtlı. Yani ben kendi atalarımın topraklarına geldim. Ben onların yerine buraya geldim ve onların yerine de memleketimi kucakladım. Bu dağlara bakıyorum, bu sokakları geziyorum. Kendi ruhumda onların isteklerini, onların umutlarını, onların hatıralarını yaşatmak istiyorum. Bu yüzden Van ve Doğubeyazıt’a gelmek benim için çok farklı anlamlar taşıyor çok özel bir duygu.”
İlk albümü üzerine konuşurken, eserlerinin nasıl ortaya çıktığını anlatıyor: “Ax şarkısını Doğubeyazıt’ta yazdım, annemin topraklarında. Doğrusu birçok şarkım buralarda bulunduğum dönemlerde bu topraklarda ortaya çıktı. Avrupa’da ya da Rusya’da değil. Buraya geldiğimde hem özlemimi anlamak istedim hem de yabancı olmadığımı anlamak istedim. İnsan içinin bir tarafı doluyken diğer tarafının dolması içinde çabalıyor. Doğru hisler ortaya doğru ve güzel bir şarkının çıkmasını sağlıyor.”
Mamedova son olarak, “Lo lawo’yu sevgilime yazmıştım. Şu anda evli olduğum eşime. Aslında tesadüfen birbirimizi tanıdık. Ama onun Doğubeyazıtlı olduğunu öğrendikten sonra kan çekiyor dedim. Yaşamımın bazı evrelerinde o evreleri yansıtan çok sevdiğim şarkılar çıkıyor ortaya. Dinleyicilerimin de bu şarkıları sevdiğini görüyorum. Bu yüzden bu yolda yürümeye devam edeceğim,” diye kaydediyor.
2020 yılında ‘Xewna Giran’ adlı albümü yayınlanan Tara Mamedova, müzik çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.
Haber / Fotoğraf: Zelal Sahidenur Sari
Serhat News
(YK)