Gulsarya, Şehzeven ve diğerleri… Bunlar insan yâda bir canlıya ait isimler değil. Van’da kadın emeğiyle ilmek ilmek dokunan, dokuma kilimlerin isimleri. Kazım Bor’un 29 yıllık dokuma kilim dükkânı krizin pençesinde. Emeğin ve alın terinin ilmek ilmek dokunduğu halılar yerinde sayıyor. Her bir kilimin bir ismi var. Değerinin çok altında fiyat biçilen halılar, alıcını bekliyor ve krize rağmen Bor, dükkânına sahip çıkmaya kararlı.
Asırlar öncesinden bugünlere kadar hala kıymeti manen bilinen dokuma kilimlerin, maharetli parmaklardan evlere kadar uzanan yolculuğu, günümüzde son bulmak üzere. Mezopotamya’nın kadim tarihinin bir parçası olan bu kilimleri dokuyanların sayısı, gün geçtikçe azalıyor ve unutulmaya yüz tutmuş meslekler grubuna girmesi de kaçınılmaz. Alın teri ve el emeğinin özeti olan kilim dokumacılığı da ekonomik krizden elbette nasibini aldı.
1993’ten bu yana kilim, hurç ve heybe gibi el dokumaların satışını yapan Kazım Bor, aylarca uğraşılan emeğinin maddi kazancı olmamasına rağmen İran Pasajı’nda bulunan dükkânında bu emeğe sahip çıkıyor: “100 yıl öncesine dayanan kilimlerim bile var. Kadınların el emeğiyle dokunmuş halılarım krizle burun buruna.”
‘Sadece turistler ilgi gösteriyor’
Dükkânında bulunan birkaç kilime uzanıyor Bor ve bu kilimlerin Serhat Bölgesine ait motiflere sahip olduğunu aktarıyor. Üzülerek sadece turistlerin bu kilimlere ilgi duyduğundan da sitem ediyor: “Kilim fiyatları benim dükkânımda standart. Çok kıymetli el dokuma kilimleri hatta tarihe dayanan kilimler de bulunuyor burada. En eski halılarımız 100 yıl öncesine dayanıyor ancak yeni dediğimiz halılar neredeyse 20 yıl kadar. Hepsi de kök boyadan yapılmış. Bundan 2 yıl önce İstanbul ve Ankara’dan turizm alanları çok zengindi, oralara giderek kilimleri satıyordum. Pandemi her ili etkilediği gibi burayı da etkiledi. Ancak şimdi ciddi bir krizle karşı karşıyayız. İş yok ve akşama kadar burada neredeyse boş oturuyoruz.”
Her bir kilimin emeği gibi ismi de var: Gulsarya, Şehzeven, Şimkuvik, Gul Gever, Heft Text…
Kadınların bir kilim yapımında aylarını harcadıklarını aktarıyor Bor. Kadın emeğinin karşılıksız kaldığını ekliyor devamında. İlmek ilmek dokunan kilimlerin her birinin isminin de olduğunu söylüyor. İsimleri Gulsarya, Şehzeven, Şimkuvik, Gul Gever, Heft Text olan halıların asıl değerleri binlerce TL ancak yarısından aza satılabiliyor diyor: “Kilim yapımı için birçok malzeme gerekiyor, ipleri ve diğer malzemeleri pahalı. Bir de bunun üzerine alışlar da olmayınca emekler yok oluyor.”
‘Hayat pahalılığından dolayı el emekleri karşılığını alamıyor’
Dükkânında bulunan diğer el işlemelerinden hurç ve heybeleri ise şu şekilde anlatıyor Bor: “Köylerinden yaylaya giden kadınların at veya eşeklerin sırtlarına, koyunlardan sağdıkları sütü ve kendileri için getirdikleri yiyecekleri burçlara koyarlar. Heybeleri ise kendi sırtlarında topladıkları ağaçları hatta bazen çocukları bile içinde taşıyorlar. Tabi hayat pahalılığından kaynaklı bu değerler karşılığını bulamıyor. İşlerimiz turizme bağlı. Turizm sektörü açılıp çalışırsa bizlerde esnaf olarak işlerimiz iyiye gider.”
(ro)