Van’ın Çaldıran ilçesinin Oruçlu Köyü’nde yaklaşık 50 yıldır manda yetiştiriciliği yapan köylüler ekonomik krizle birlikte artan yem ve saman fiyatlarından dolayı manda yetiştiriciliğini bırakma noktasına geldi.
Türkiye’de kayda geçen en düşük sıcaklığın olduğu Çaldıran ilçesinde yaklaşık 50 yıldır manda yetiştiriciliği yapılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘manda yoğurtlu’ tarif vermesiyle yeniden gündeme gelen bu hayvanlar, Van’da Çaldıran’ın Oruçlu Köyü’nde bulunan Kaz Gölü çevresinde besleniyor.
Et ve süt üretimi bakımından oldukça faydalı olan bu hayvanlar, yazın çevredeki taze otlarla, kışın ise göldeki yosunlarla besleniyor. Yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle kışın mandalar, çoğunlukla yem ve saman ile besleniyor. 2021’in kurak geçmesi ve ardından derinleşen ekonomik krizle yem ve saman fiyatlarının arttı. Yetiştirici ise tek çareyi mandaları satmakta buluyor.
Mandanın her iklim şartına uyum sağlayabilen bir hayvan olduğunu ifade eden Van Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı Yakup Akgül, et ve süt üretiminin yanı sıra tarih boyunca tarımda üretim noktasında da mandanın çok önemli katkılar sunduğunu belirtiyor. Geçmişte askeri alanda kullanılan bu hayvanın tarımda makineleşmenin başlamasıyla iş gücü bakımından kullanılmamaya başlanıyor. Mandaya iş gücü bakımından ihtiyaç kalmayınca dolayısıyla yetiştiricinin ilgisinin kalmamasını ise, “Bana göre vatandaşımız mandanın iş gücü dışındaki özelliklerini yeteri kadar çözemedi, bu hayvanı yeteri kadar tanımadı. Halbuki et ve süt üretiminde ne kadar önemli olduğunu bilseler daha çok ilgi gösterirler” şeklinde açıklıyor.
‘Kuraklık ve yem bitkilerinin ekilmemesi yetiştiricileri zorladı’
Geçtiğimiz yıllarda manda yetiştiriciliği ile ilgili devletin teşvikler vermesiyle yetiştirici sayısının arttığını belirten Akgül, “Van bölgesinde hayvan yetiştiriciliği anlamında hala birçok teşvik söz konusu. Bu teşviklerin yanı sıra manda, kendisine uygun olan sazlık ve sulu ortamlarda çok az bitkiyle beslenerek çok yüksek oranda verim üretiyor. Son dönemde manda üzerinde yaşanan problemlerin önemli bir kısmı bölgemizde diğer büyük ve küçük baş hayvanlar üzerinde de yaşanıyor. Malumunuz önemli bir kurak sene geçirdik. Bu seneye bağlı olarak bölgemizde hemen hemen hiç yayladan ve ovadaki bitkiden faydalanamadık. Çünkü bu bitkiler hiç yağış olmamasından kaynaklı yetişmedi. Buna bağlı olarak vatandaş burada hayvanların tüketebileceği yemleri edinmede ciddi zorluk yaşadı. Krizin başlaması ile birlikte yem fiyatlarında çok aşırı miktarda bir artış söz konusu oldu” diyor.
‘Yetiştirici hayvanlarını kendi cebinden besliyor’
Diğer büyükbaş hayvanlarda olduğu gibi mandanın yüksek oranda süt verimi olmadığını belirten Akgül, “Mandanın süt üretimi diğer büyükbaşlar gibi olmadığı için bu sütle kendi giderlerini karşılama şansı yok. Bu yüzden bu hayvanların beslenmesinde vatandaş ciddi bir zorluk yaşadı. Yetiştirici bu hayvanları kendi cebinden beslediği için gücünü aşar bir pozisyona geldi. Halbuki o projelerle çok önemli bölgede hakikatten manda üretimi ve manda yetiştiriciliği konusunda önemli gelişmeler sağlanmıştı. Krizden önce yaşanan kuraklık nedeniyle bu bölgede yetiştirici kaba yem de bulamadı. Çünkü yem alanlarımızın tamamında sebze ve meyve yetiştiriciliği yapılıyor. Bu sebzeyi de çok ucuz fiyata satmak zorunda kaldı. Halbuki bu süreçte kaba yem yonca ve korungalar son derece önemli bir fiyata da ulaştı ama vatandaşın elinde yoktu” şeklinde anlatıyor.
‘Zamlar bizi çok etkiledi’
Çaldıran’ın Oruçlu Köyü’nde yaşayan Yaşar Beyazsu (60), 50 yıldır manda yetiştiriciliği yapıyor. Kendi geçimini bu işle sağlıyor. Mandaların bakımının oldukça zor olduğunu aktarıyor. Zorluğun sadece mandanın bakımı olmadığını, beslemesinin de bir o kadar zor olduğunu ekliyor sözlerine: “Mesela bu yıl 50 kilogramlık yemin torbası 250 TL’ye satılıyor. Beyaz Samanın tonu geçen sene bin TL’ydi ama şu an da 3 bin TL civarında.”
Beyazsu, 50 haneden oluşan Oruçlu Köyü’nde daha önce hanelerin hepsinde manda olduğunu ve köyde toplam 250 mandanın olduğunu fakat şu an toplamda 30 manda kaldığını söylüyor. Herkesin mandalarını satmak zorunda kaldığını belirtiyor ve nedeni olarak da hayvan bakımında kullanılan ürünlerin fiyatlarının artması olduğunu kaydediyor. Şu anda 5 kg manda yoğurdunu 60 TL’ye sattıklarını verdiği bilgilere ekliyor: “Mandanın çok özel bir yoğurdu var ve son derece doğal ve yağlıdır. Zaten çok da bulunan bir üründe değil. Geçen sene 35 TL’ye satıyorduk. Yani sattığımız yoğurdun kilosu şu an 2 kilogram patates fiyatına denk geliyor.”
‘Bu işi sürdürebilmemiz için destekleme gerekiyor’
Mandaların çoğunlukla Van’ın Çaldıran bölgesinde bulunduğunu söyleyen Beyazsu, başka yerlerde çok az sayıda bulunduğunu ifade ediyor. Saman ve yem fiyatlarındaki artıştan dolayı mandalarını satmak zorunda kaldığını söylüyor: “Benim 16 tane mandam vardı ama şu anda 4 tane mandam var. Hepsini sattım. Tabii nasıl sattığım konusu problem. Mandalarımı malakla beraber 7000-8000 TL’ye sattım. Zaten mandayı tek satsaydım anca 5000-6000 TL’ye giderdi. Piyasası yok. Çaldıran bölgesinde sadece bizim köyde var. Onun zorluğunu çekiyoruz ama para da etmiyor.”
‘Tarım Bakanlığı destek vermezse 30 mandamı satmak zorunda kalacağım’
Ancak saman ve yem fiyatlarının düşmesi halinde mandacılık yapmaya devam edebileceklerini belirten Beyazsu, aksi halde bu işi yapamayacaklarını vurguluyor. Öte yandan mandanın neslinin tükenmesini istemediklerini bu yüzden de bu işi yaptıklarını vurgulayarak bu dönemi manda yetiştiriciliğinde geçirdikleri en kötü dönem olarak ifade ediyor: “Zor durumdayız. Bu nedenle Tarım Bakanlığından destekleme bekliyoruz. Ancak bu şekilde bu işi sürdürebiliriz aksi halde bu 30 mandayı da satacağız.”
‘Hayvana iyi bakamadığımızda verim de az oluyor’
Manda yetiştiricilerinden Ebubekir Beyazsu’nun daha önce beş tane mandası varken şu anda üç tane mandası bulunuyor. İki tane mandasını bakamadığı için satıyor: “Köyümüzde daha önce çok sayıda hayvan vardı ama şu an yok herkes satmak zorunda kaldı. Yem geçen sene 90 TL iken bu sene 300 TL olmuş. İnsanlar bakamıyor artık. Zaten gölde yosunda yetişmiyor bir süredir. Yani devletin bir an önce bu soruna bir el atması lazım. İnsanlara yardımda bulunması lazım. En azından yem ve saman konusunda bize yardımcı olunmasını istiyorum. Zaten satınca da değerinin çok altında satıyoruz. Saman ve yem pahalı olduğu için yoğurdu da iyi değil. Hayvana iyi bakamadığınız zaman iyi süt de vermiyor. Bu yüzden bu zamanlarda pek fazla alıcısı da yok.”
Video: Barış Aslan
Montaj: Hakan Aslan
(ro)