1. Haberler
  2. Güncel
  3. 14 belediyenin kazanıldığı Van’da anlamlı çağrı: Kent sorunlarını her kes ile konuşmaya hazırız

14 belediyenin kazanıldığı Van’da anlamlı çağrı: Kent sorunlarını her kes ile konuşmaya hazırız

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Van’da yılların getirdiği birikmiş sorunların bulunduğunu, bu sorunların ağır sorunlar olduğunu belirten Dem Parti Van İl Eş Başkanı Veysi Dilekçi, görüşü düşüncesi ne olursa olsun, fikri zikri ne olursa olsun her kes ile Van perspektifi ile bir araya gelmeye ve kent sorunlarını çözmeye dönük konuşmaya hazır olduklarını söyledi. Dilekçi, Demli Belediyelerin sadece Demlilere ait olmadığını, tüm Vanlılara ait olduğunu söyleyerek, “Hiç kimse bizim kadar ötekileştirilmedi, ötekileştirilmiyor da. Buradan hareketle biz sonuna kadar kapsayıcı olacağız. Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Bu anlamda sonuna kadar çoğulculuğu esas alacağız” şeklinde konuştu. Dilekçi, kendilerine ulaşan kimi bilgilere göre kimi kaymakamlık ve valiliğin ilgili kamu kurumlarına Dem Partili belediyelerin işlerini ağırlaştırmalarına yönelik bilgiler geldiğini de söyledi.

Van’da yapılan yerel seçimlerde belediyelerin tamamını alarak bir ilke imza atan Dem Parti Van İl Eş Başkanı Veysi Dilekçi Serhat News’e özel açıklamalarda bulundu. Kent sorunlarını son derece önemsediklerini söyleyen Dilekçi, bu kapsamda belediyelerin tüm imkan ve olanaklarını sonuna kadar kullanacaklarını söyledi. Seçimlerde elde ettikleri büyük başarıdan dolayı tüm Van halkına sonsuz teşekkürlerini ileten Dilekçi, “Belediyelerimiz ve tüm parti örgütlerimiz ile sonuna kadar halkımızın hizmetinde olacağız. Bize oy veren, vermeyen ayırımını yapmaksızın tüm imkan ve olanaklarımızı Van için seferber edeceğiz. Kimsenin bundan kuşkusu olmasın” dedi.

‘Belediye personellerini çalıştırmamaya yönelik büyük bir saldırı var’

Son zamanlarda sosyal medyada troller tarafından açılan fake hesaplardan belediye personellerine yönelik provokatif paylaşımların yapıldığını, belediye personellerinin hedef gösterildiğini ve böylelikle belediyeleri halka hizmet edemeyecek duruma getirmek istediklerini hatırlatan Dilekçi, “Öncelikle şunu ifade etmek isterim; Türkiye’de son dönemlerde, özellikle AKP hükümetinin son dönemlerinde yoğun bir şekilde trol orduları oluşturulmuş, her yerde her yönü ile özellikle muhalefete dönük saldırılar gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Bunun benzeri 31 Mart seçim sonrasında kentimizde de ne yazık ki yaşanmaya başladı” açıklamasını yaptı. Dilekçi, özellikle 8 yıllık kayyum döneminde çeşitli belediye ve yerlerden beslenen trollere dikkat çekerek, “Kayyum gittikten sonra haksız ve hukuksuz bir biçimde kendilerine yapılan ödenekler kesildi. Bu sefer de Dem Partili belediyelere saldırmaya başladılar. Aslında AKP’nin 31 Mart Seçimlerinde almış olduğu yenilgiyi hazmedememesi nedeniyle etrafındaki trolleri besleyerek bu gibi süreçlerde belediyelerimizi hedef gösteriyor ve çalışanları hedefe alarak halka hizmeti engellemeye çalışıyorlar” dedi.

’14 Belediyedeki eşbaşkanlarımız da göreve başlar başlamaz yapmaları gereken açıklamaları yaptılar’

Dilekçi şu açıklamaları yaptı:

“Sizlerin de bildiği üzere 14 belediyedeki eşbaşkanlarımız  göreve başladıkları gibi belediyeler ile alakalı gerekli tüm bilgilendirmeleri tek tek yaptılar. Özellikle borç yükü hakkında bilinmesi gereken tüm bilgileri kamuoyu ile paylaştı. Van Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere ilçe belediyelerimizin hepsinde çok ciddi borçlanmaların olduğunu kamu, özel bankalara ve yerel halk esnafına olan tüm borçları kamuoyu ile paylaştık. Van Büyükşehir Belediyesi’nin 8 yıllık kayyum döneminden kalma 8,5 milyar borcu var. Ama bu rakam sadece görünen kısmı. Bu rakamın 10 katı bir gelir durumu var. 8 yıl boyunca belediye gelirinin nereye gittiği, nereye harcandığı, ne gibi yatırımların yapıldığına ilişkin bir şeyler söylemek mümkün değildir. Ekstra Van için bir cadde veya bir altyapı sorununun halledildiğini de söyleyemeyiz. Kırsal ve merkez mahallelerimizin yol sorunlarının çözülmediğini, kültürel sosyal faaliyetlerin yapılmadığını ve hiçbir alanda bir gelişmenin olmadığını, aslında belediyenin birçok kaynağının farklı amaçlar için kullanıldığının hepimiz farkındayız ve gördük.

‘Saldırının gerekçesi ödeneklerinin kesilmesidir’

Bu anlamı ile tabi ki belediyelerimiz bu bilgileri açıkladıktan sonra belli odaklar tarafından hedef haline geldiler. Şimdi burada sosyal medya üzerinden kendilerine belli vazifeler edinmiş anlayışlar, zihniyetler ve çeteler aslında belediyelerimize saldırmaya başlıyor. Saldırı gerekçeleri ise kendilerine verilen ödeneklerin kesilmesidir.”

‘Kayyım daveti ile belediye eşbaşkanlarımız üzerinde baskı kurmaya çalıştılar’

Seçimlerden sonra mazbata krizi ile de bir şey elde edemeyen kesimlerin bu kez farklı yöntemlere başvurduklarını söyleyen Dilekçi, “Seçimlerden hemen sonra kimi çevreler tarafından yoğun olarak kayyım daveti yapıldı. Kuşkusuz bu anlamı ile psikolojik bir algı yaratma anlayışı var. Şunu açıkça söyleyebiliriz; belediye personelleri başta olmak üzere belediyenin ilgili mercilerinin tamamını demoralize etmeye dönük bir yaklaşımın olduğunu görüyoruz. Birileri kendilerini yargının yerine koyuyor. Şunu açıkça belirtelim, bu saldırılar belediyemiz ve belediye personelimizin şahsına dönük saldırılar değildir, belediye eşbaşkanlarımızın şahsına dönük değildir, bu saldırılar halkımıza ve halkımızın iradesine dönük saldırılardır. Onun içinde Van halkı hiçbir şekilde buna prim vermeyecektir, bunun iyi anlaşılması gerekiyor. Van halkı geçmişte nasıl bu tür anlayışlara prim vermediyse bundan sonraki süreçte de prim vermeyecektir. Saldırıların nedeni, belediyelerin özellikle hizmet üretmeme konusunda üretim yapmama konusunda, demoralize etme, onları psikolojik baskı altında tutma, kamuoyu nezdinde onları karalamaya dönük bir anlayış olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Bu halk ne yaptığını çok iyi bilen bir halktır, trollerin de ne yapmaya çalıştığını çok iyi görüyor’

Dilekçi, kentte bir beklentinin olduğunu, 8 yıllık tahribat sonrasında insanların acilen hizmet beklediklerini söyleyerek, “Belediyelerimiz peyderpey bu hizmetleri yapmaya başladı. Belediyelerimizin belli hedefleri var ve bu hedefler doğrultusunda çalışmalarını yürütüyorlar. Fakat kendisini yargının yerine koyan, adeta kendisini bu ülkenin sahibiymiş gibi gören bir anlayış, bir zihniyet var” dedi.

Dilekçi, “Şunu açık ve net ifade ediyoruz; her defasında ifade ettiğimiz gibi, bu halk kimsenin sofrasında büyümedi. Bu halk bu ülkenin asli kurucularıdır. Bu halk kendisi düşünebilir, kendisi karar verebilir bir pozisyondadır. Kimse kendisini yargının yerine, hukukun yerine koymasın. Bu halk ne yaptığını çok iyi biliyor. Özellikle bu trollerin asıl hedefinin özelde belediyelerimiz, genelde Van halkı olduğunu herkes iyi bilmeli ve görmelidir” değerlendirmesini yaptı.

‘Van’daki herkes bu anlayışa karşı durmalı’

Van’daki Sivil Toplum Örgütleri, sendikalar ve siyasi partilerin, özellikle de kentin ileri gelenlerinin yaşanan saldırılara karşı bir duruş sergilemeleri, hukuki konularda da baroların duruş sergilemesi gerektiğini söyleyen Dilekçi, “Çünkü burada yapılmak istenen halkın iradesini tanımamak, kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda halkı ve kurumları dizayn etmektir” dedi.

‘Halkımız yoğun bir hizmet beklentisi içerisinde’

Trol hesaplar dışında son dönemlerde belediyelere dönük eleştiriler geliştirilmeye başlandığını, çöplerin zamanında toplanmadığına yönelik yapılan eleştirilerin olduğunu, belediye eşbaşkanlarının sosyal medyada fazla ön plana çıkmaya başladıklarına dönük eleştiriler olduğunu, bunların dışında yeteri düzeyde irade olunamadığına yönelik yapılan değerlendirmeler olduğunu, beklentilerin biraz gerisinde kalındığına yönelik eleştirilerin hatırlatılması sonucunda Dilekçi, 8 yıllık kayyım yönetimi sonrasında belediye yönetimlerinin devralındığını, bu anlamıyla halkın yoğun olarak hizmet beklentisi içerisinde olduğunu, bunun da son derece normal olduğunu söyleyerek, “İnsanlarımız  gerçekten Van gibi bir kente bugüne kadar hiçbir hizmetin yapılmaması ve devasa sorunların görülmesinden kaynaklı acil bir şekilde bu sorunların çözülmesini bekliyor. Bu noktada doğal olarak belli eleştiriler geliyor, tabi kimi haklı eleştiriler de var. O konuda bizler de elbette zaman zaman Belediye eş başkanlarımızla bu anlamda yürüttüğümüz tartışmalar oluyor. Olabildiğince hızlı bir şekilde bu kentte en iyi hizmeti sunma konusunda çaba içerisindeyiz. Onun dışında takdir ederseniz ki üç aylık bir zaman dilimi içerisinde bir belediyenin yapabilecekleri sınırlı sayıdadır. Başta da ifade ettiğimiz gibi, belediye imkan ve olanaklar ile çalışma yapar” dedi.

‘8 yıl boyunca belediyeler asli görevlerini bırakarak başla işlerle ilgilendiler’

Dilekçi şu ifadeleri kullandı:

“Şimdi birkaç örnek vereceğim; sekiz yıl içerisinde başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilçe belediyelerinin tamamı asli görevlerini bırakarak farklı işlere yöneldiler. Örneğin; diyelim ki bir kütüphanenin yapılmasının bütçesini belediyeden karşılama işte onun ilgili bakanlığa bağlı olmasına rağmen bir belediyenin aslında vazifesi olmamasına rağmen altyapı ve üstyapı sorununu çözememiş  bir belediyenin farklı bir bakanlığa ait bir işi yapması bu kente yapılan en büyük kötülüklerden biridir. Çok dikkat çekici başka bir örnek var: Bir belediyemize ait bir adet kepçenin Diyanet İşlerine ait ilçe müftülüğüne hibe edilmesi durumu var. Müftülük ne altyapı hizmeti sunuyor, ne de tarımsal faaliyetler yürütüyor. Görev ve sorumluluk alanı bellidir. Haliyle kepçenin orada ne işi olabilir? Niye müftülüğe kepçe hibe edilir ki insan anlamakta gerçekten zorluk çekiyor. Bunun gibi çok ciddi anlamda böyle peşkeş çekilmiş bir belediyenin bütçesi var.

Örneğin Büyükşehir Belediyesinin çok büyük bir sosyal tesisi var. Özellikle 2014 yılında Eminpaşa’da göle yakın bir yerde bir tesis yapıldı. Bu tesisin tamamının kayyum döneminde Diyanet İşlerine hibe edildiğini görüyoruz. Van halkının yaz aylarında gidip dinlenebileceği bir alanda diyanetin ne işi var? Büyükşehir belediyesinin bütçesi ile yapılan gençlik ve kadın merkezlerinin seçime yakın dönemde hızlı bir şekilde Gençlik ve Spor Bakanlığı’na devredilmesi gibi birçok sorun ve birçok sıkıntı var. Kendi yapması gereken asıl işlerini başka kurumların hizmetine sunan bir anlayış ile karşı karşıyayız.”

‘Belediyelerimiz büyük bir borç yükü altında hizmet etme arayışı içerisindedir’

Belediyelerinin ilk üç aylık süreçte geçmiş ile kıyaslanmayacak bir hizmete imza attığını da söyleyen Dem parti Van İl Eş Başkanı Dilekçi, “Özellikle önceki dönemde yüklü bir personel alma durumu var. Bir belediyenin bütçesinin yasal anlamda yüzde kırkını personele ayırması gerekirken, bugün bakıyoruz bir belediyenin aslında bütçesinin %70 – %80’i personele gittiğini, geri kalan %20 – %30’u ile hizmet yapmaya çalışıyor. Bu anlamda ne kadar kanun dışı, yasal dışı işler yapıldığına tanık oluyoruz. Tabii ki bunların tamamının bir yol temizlemesi lazım” dedi.

‘Bu kentte çöp sorunu olmayacak’

Belediye yönetimlerinin yeni yeni belli bir düzeni oturtmaya çalıştıklarını söyleyen Dilekçi, “Olabildiğince personel maaşını belli noktaya çekme çabası içerisinde ve geri kalan bütçeyi de hizmete dönüştürme konusunda belli sıkıntılar yaşanıyor. Bir belediyeyi düzene oturtmak biraz zaman gerektiren bir durumdur. İlk üç ay aslında bu biraz oldu. Bundan sonraki süreçte eşbaşkanlarımızın daha hızlı bir şekilde bütün sorun ve sıkıntıları çözme gayretleri içerisinde olduğunu söylememiz mümkün. Bu kapsamda belediye eşbaşkanlarımız yoğun bir şekilde sahadadırlar. Olabildiğince bütün sorunları çözmeye dönük önemli bir çaba var. Belli noktalarda doğrudur, çöp eleştirileri geliyor. Biz de bu eleştiriler üzerine gerekli tartışmaları arkadaşlarımız ile yürüttük. Arkadaşlarımız hızlı bir şekilde bu sorunun üzerine eğilerek hızlı bir şekilde sorunu çözmeye başladılar. Artık kentte böyle bir sorunun olmayacağını rahatlıkla ifade edebiliriz” açıklamasını yaptı.

‘Kurslar konusunda alternatifler yaratılmalı’

Belediyelerin kimi kamu kurumları ile yapmış oldukları protokoller çerçevesinde önemli kursların başlatıldığını, bu kurslara binlerce kursiyerin katıldığını ve yaklaşık yüz eğitmenin görev aldığını, belediyeden yapılan açıklamaya göre alınan karar ile ilgili kamu kurumlarının belediyelerde görevlendirdiği eğitmenlerin sözleşmelerini yenilemeyerek onları geri çektiğini, bunun sonucunda da kimi belediye eşbaşkanlarının yeteri bütçe olmadığı gerekçesi ile kursları açık tutamayacaklarını, bu kapsamda belediyelerin neden alternatif yaratmadığına ilişkin soruya ise Dilekçi şu karşılığı verdi:

“Biliyorsunuz, geçmiş dönemlerde belediyelerimizin bu konudaki gayret ve çabalarına belki sizlerde tanık oldunuz. Birçok yerde Eğitim Destek Evleri ve kreşler açarak bu konuda çok ciddi adımlar atıldı. Bu kapsamda çok ciddi başarılarda elde edildi. Bu gibi şeyler belediye yerel yönetimler anlayışımızla karşı olduğumuz bir durum değil. Kayyum döneminde, özellikle kayyum olarak atanan valiler, kaymakamlar aynı zamanda bütün kurumlarının da amiri pozisyonunda olduklarından kaynaklı istedikleri zaman, istedikleri kurumlarda personeli belli noktalara taşıma durumları olabiliyordu. Seçimler ile birlikte kayyım yönetiminin de son bulması ile birlikte bu durum da son bulmuş olabilir.

Ya da kurumlar arası bir iletişim veya diyalog içerisinde de bir işbirliği içerisinde bu işler yapılmış olabilir.

Bizim kurumlar ile çalışmayacağız diye bir anlayışımız yok. Her kurum ile çalışma durumumuz olabilir, özellikle Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bu konudaki personelini geri çekmeden kaynaklı belediyemizin yaşadığı zorluklar olabilir. Bu anlamda Dem Partili belediyelerin hizmetlerini engellemeye dönük bir çaba görüyoruz. Bunu en çokta kamu kurumlarında görüyoruz. Zaman zaman kulağımıza gelen bilgiler var. İlçe kaymakamlıkları, Valilik DEM Parti belediyelerinin işlerini zorlaştırma gibi çabaları olduğunu ve böylesi taleplerde bulunulduğu bilgileri geliyor. Bu durumdan Van halkının da bilgisi var.

‘Belediyelerimiz güçleri çerçevesinde kurs hizmeti sunmaya devam edecekler’

Bu olmamalı! Yani amaç halka hizmet ise hayatın her alanında biz bu halka hizmet etmek zorundayız. Eğitim alanında, sağlık alanında ve birçok alanda belli işbirlikleri içerisinde bu gerçekleştirebilir. Sonuçta belediyede bir kamu kurumudur. Diğer kurumların tamamı da kamu kurumudur. Bunlar halkın hizmetinde olması gereken kurumlardır. Bugün Van Büyükşehir Belediyesi nasıl evde sağlık hizmeti sunuyor ise bunu Sağlık İl Müdürü ile iş birliği içerisinde yapabilir. AKP belediyesine bu konuda gerekli katkı sunuluyorsa, neden Dem Partili belediyelere sunulmasın? Dem Partinin çalışma yürüttüğü halk yabancı bir halk mı? Aslında bu durum halka olan bakış açısını ortaya koyuyor. Onun için Milli Eğitim Müdürlüğü de bu çerçeve de yaklaşabilir. Özellikle kurslar anlamında belediyelerimize bu konudaki gerekli katkıyı sunabilirler. Bu kapsamda geçmişte nasıl personel vermişler ise bundan sonraki süreçte de verebilirler. Elbette belediyemiz de kendi bütçesi ve sorumluluğu çerçevesinde bu duruma katkı sunabilir. Tabii ki kursların kapatılma durumunun boyutunu ben tam olarak bilemiyorum. İlgili belediyelerimiz ile elbette bu konuda görüşmeler yapacağız, durumu ele alacağız. Şu beklentimiz de yok; Milli Eğitim personel vermedi diye belediyelerimiz bu hizmeti vermeyecek! Belediyelerimiz kaynak ve güçleri çerçevesinde elbette bu hizmetleri sunma çabası içerisinde olacaklar. Eksik veya fazla bir şekilde bu hizmeti vermeye çalışıp bu konudaki hassasiyetlerini de ortaya koyarlar” şeklinde açıkladı.

Dilekçi: Van perspektifi çerçevesinde her kes ile bir araya gelebilir, kent sorunlarını konuşabiliriz

Ülke genelinde olduğu gibi, Van’da da belli bir kamplaşmanın olduğunu, bu kapsamda özellikle de Dem Parti’ye yönelik bir dışlanmanın gözüktüğünü, ancak seçimlerde 14 belediyenin tamamının alınması ile birlikte kentte biriken sorunların Dem Parti dışında diğer parti ve görüşler ile ortaklaşa çözme konusunu nasıl değerlendirdiklerine ilişkin Dilekçi şu cevabı verdi:

“Bildiğiniz gibi geçmişte de ‘Yerel Gündem 21’ çerçevesinde kent konseyleri oluşturulmuştu. Bu anlamda bu kentin ortak paydaşları ile bir araya gelme, herkesten düşünce alma konusunda ciddi anlamda çalışmalar yapmıştık. Kent konseylerini yeniden gündemimize aldık. Seçim süresi boyunca bir bütün olarak yapmış olduğumuz çalışmalarda herkes ile bu konudaki düşüncelerimizi paylaştık. Özellikle kent konseylerinin oluşma konusunda belli bir aşamaya gelindi, kısa zaman da kentimizin bütün dinamikleri ile bir araya gelineceği bir buluşmayı gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Oluşturulacak olan Kent Konseylerinde her düşünceden insanlarımız görüş ve düşüncelerini ifade edebilir, katkılarını sunabilirler. En son Büyükşehir Belediye eşbaşkanlarımız ile yaptığımız görüşmede bu çalışmanın tamamlanmak üzere olduğu bilgisini aldık. Kurulacak olan Kent Konseylerinde kentin tüm sorunlarını, ekonomik sorunlar, istihdam, sağlık, eğitim gibi her türlü sorunlar orada tartışılabilir ve ortak çözüm konusunda fikir yürütülebilir.

14 belediyenin kazanıldığı Van’da anlamlı çağrı: Kent sorunlarını her kes ile konuşmaya hazırız - Veysi Dilekci

Dilekçi: Biz düşünceleri, bakış açıları ne olursa olsun herkese, her  kesime açığız

Biz herkese her kesime açığız. İnsanların gelip siyasal düşüncesini aktarmasına da açığız. Belediye eşbaşkanlarımız geldikleri günden beri her kesim ile görüşüyorlar. Siyasi partilerden tutalım, sivil toplum örgütlerine her kesime gittiler. Gelenlerde oldu. Bu anlamda herkesin düşüncesini alıyoruz. Bu kentte özellikle şuna çok ciddi anlamda ihtiyaç var: Bizler birbirimize güç sunmak zorundayız. Birbirimize katkı sunmak zorundayız. Söz konusu kent olunca tüm siyasal düşünceler bir kenara bırakılır. Şimdi hükümet eli ile belli kurumların yarattığı devasa sorunlar var. Örneğin bunlardan bir tanesi 18.madde sorunudur. Bu çerçevesinde uygulanan imar ciddi anlamda bir kaosa dönüşmüş durumda. Bunun hızlı bir şekilde düzeltilmesi lazım. Yani artık insanları neredeyse birbirlerine düşman edecek pozisyona getirilmiş bir imar düzeni var. Bunu hızlı bir şekilde çözmemiz lazım. Bu durumu elbette Belediyenin tek başına çözmesi mümkün değildir. Bir bütün olarak kentin bütün dinamiklerinin bu sürecin içerisinde olması lazım. Hep beraber bizim kaygımız, bizim amacımız bu kente hizmet ise özellikle ekonomi çevrelerinden tutalım sivil toplum örgütlerinin bütün kademelerinin bu sürece dahil olup hep beraber bu imar sorununu çözmemiz lazım. Elbette birinci derecede görev ve sorumluluk belediyelere düşüyor. Bu konuda da ciddi hazırlıklar var. Zaten belediyelerimiz önemli üniversiteler ile bu görüşmeleri gerçekleştiriyorlar. Hızlı bir şekilde bu imar sorununu çözeceğiz.

‘Van Gölü’ndeki kirliliği çözmemiz gerekiyor’

Van gölü kirliliği durumu var. Mesela bu kirliliği birlikte çözmemiz lazım. Bu sadece belediyenin tek sorunu değil. Bugün birçok kamu kurumunun özellikle Van gölü kıyısında bulunan kurumların özellikle kanalizasyon atıklarını Van gölüne akıttığını görüyoruz. Örneğin Van gölünün hemen kıyısında bulunan en büyük kirliliğe sebep olan çimento fabrikası var. Bunun gibi sorunları belediyenin tek başına çözmesi mümkün değildir. Bu anlamda kamu kurumları başta olmak üzere her yapıdan anlayış bekliyoruz. Amaç Van ise elimizi taşın altına koymamız lazım.”

Dilekçi: Herhangi bir şart ileri sürmeksizin herkes ile kent sorunlarını konuşmaya hazırız

Van’ın biriken, kangrenleşmiş sorunlarının bulunduğunu, tekbir siyasi partinin, başkalarını işin içine katmadan bu sorunları tek başına çözemeyeceğini, Dem Parti’nin kentte bulunan diğer siyasi parti ve farklı görüş ve anlayıştaki kişiler ile bir araya gelip sorunları çözmeye hazır olup olmadığına ilişkin sorumuza Dilekçi, kendilerinin de amaçlarının bu olduğunu, Dem Partili belediyelerin sadece Dem Partililerden görüş alacak diye bir şeyin olamayacağını kaydederek, “Bu kentin tamamına, siyasal görüşü, düşüncesi ne olursa olsun, bizim açımızdan bu çok önemli değil. Belediyecilik anlayışı böyle bir şey değil. Belediyecilik her kese hizmettir. Bu gün farklı siyasi partiden olan ama o belediyeye su parası veren, kanalizasyon parasını veren, emlak vergisini veren yurttaşa da hizmet götürmek zorundadır. Bu sorumlulukla biz yaklaşıyoruz. Bu anlamda belediye her kesin belediyesidir. Aynı şekilde  her kesin görüş, düşünce ve fikirlerine de başvuracağız. Çoğulcu düşünce her zaman mutlak suretle başarı getiriyor. Buna inanıyoruz. Bu çerçevede yaklaşıyoruz. Buradan tüm halkımıza çağrıda bulunuyoruz; kimse kendisini öteki olarak görmesin. Bizim kimseyi öteki olarak görme gibi bir anlayışımız asla yoktur, asla olmayacaktır. Çünkü bu konuda en çok mağdur olan biziz. Sürekli ötekileştirilen, bu günkü uygulamalar da dahil bizi ötekileştiren anlayışa karşı biz tam tersi kapsayıcı, her kesi kucaklayıcı, her kesi sürecin içine dahil eden her kesin fikrini alan, görüş ve düşüncesine başvuran bir anlayış ile hareket edeceğiz. Olabildiğince her kesimi sürece dahil edeceğiz. Bu noktada da halkımızın içi rahat olsun” şeklinde konuştu.

 

Serhat News

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
14 belediyenin kazanıldığı Van’da anlamlı çağrı: Kent sorunlarını her kes ile konuşmaya hazırız
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir