Özel Haber – KCDP ve BİANET’in yayınladığı rapora göre 2021’de iki 280 kadın katledildi, 160 çocuk ise cinsel istismara uğradı. Van’daki sivil toplum örgütlerine göre de rakamlar yayınlananların çok daha üstünde ve Türk yargı sistemi kadın ve çocuklara yönelik yapılan cinayet, istismar davalarında erkeklerden yana.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 4 Ocak 2022’de, 2021 yılına ait Kadın Cinayetleri raporunu yayınladı. Açıklanan raporda, 2021 yılında 280 kadın öldürüldüğü ve bu kadınların 217’sinin şüpheli şekilde ölü bulunduğu belirtildi. Raporun devamında yer alan bilgilere göre öldürülen 280 kadının 124’ü evli olduğu erkek, 37’si birlikte olduğu erkek, 24’ü tanıdık birisi, 21’i eskiden evli olduğu erkek, 16’sı akrabası, 13’ü eskiden birlikte olduğu erkek, 13’ü babası, 11’i oğlu, 6’sı kardeşi, 3’ü tanımadığı birisi, 1’i kendisini bir süredir takip eden erkek tarafından öldürüldü ve 11 kadının ölümüne sebep olan kişilerin yakınlık durumu tespit edilemedi.
‘6284 sayılı kanun devlet ve kolluk güçleri tarafından tam uygulanmıyor’
Kadın cinayetleriyle ilgili Serhat News’e konuşan Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Jiyan Özkaplan, Türkiye’de kadınların çoğunlukla en yakınları tarafından şiddete maruz kaldıklarının ve öldürüldüklerini vurguluyor: “Kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasındaki en büyük etmen, şiddetin meşrulaştırılmasıdır. Bunu yanı sıra hepimizin de bildiği gibi sosyal bir olgu olan şiddetin arkasında birden fazla etmen vardır ve bunlar ekonomik yapıya, sosyo-kültürel yapıya ve zamana bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Ama en önemlisi 6284 sayılı yasanın devlet ve kolluk güçleri tarafından tam uygulanmamasıdır.”
Yargının erk bakışı: ‘iyi hal indirim’
“Yargı, kadına yönelik şiddet davalarında hukuki çerçevede değil de bir erk bakış açısıyla karar veriyor” diyen Özkaplan, dava sonuçlarında savcının ‘iyi hal’ indirimi istediğini aktarıyor. Yargının kadın cinayetlerinde tarafsız olması gerektiğini ekliyor. Kadınların, koruma ve uzaklaştırma kararına rağmen öldürülmesinin devlet açısından bir kusur olduğunu vurgulayan Özkaplan, ”Yüzlerce kadın bu kararlara rağmen öldürüldü. Bir kadını ne devlet ne polis ne de başka bir kurum koruyamadı. O zaman bu kâğıt öylesine alınmış bir kâğıt mıdır? İşte burada devletin işlevsizliği direkt ortaya çıkıyor. Eylül ayında çok güzel bir karar geldi ama gerçekten çok geç kalınmış bir karar. Anayasa Mahkemesi ilk kez bir kadın cinayeti olan Serpil Erfındık davasında devleti suçlu buldu. Bu karar yargı açısından iyi bir emsal olsa da ne yazık ki Serpil, bu kararın verildiğini göremedi” diyor.
‘Çocuk istismar davaları yargıya yansımıyor’
Van Barosu Çocuk Hakları Komisyonu tarafından araştırmalar sonucunda elde edilen verilerde, 2021’de Türkiye genelinde 1470 cinsel istismar, 276 cinsel taciz, 269 reşit olmayanla cinsel ilişki olayı yaşanmıştır. Van özelinde ise 2020’deki cinsel istismar vakası toplamda 198 iken 2021 yılında bu sayı 313’e ulaşmış. 2021’de yaşanan çocuk istismarlarına ilişkin Van Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Eş Başkanı Av Gülcan Tekin ise çocuklara yönelik istismar eylemlerinin tamamının yargıya yansımadığını aktarıyor.
‘Açıklanan bütün veriler yetersiz kalıyor’
Tekin, ellerinde bulunan ve açıklanan bütün verilerin yetersiz olduğuna dikkat çekiyor: “Ayrıştırılmamış rakamlarla analiz yapmak zor olsa da yargıya yansıyan davalardaki esas tabloyu, verilen/verilmeyen cezalarla ilgili istatistiklerle beraber düşünüldüğümüzde, potansiyel mağdurların gözden kaçırılmış olma riski bulunduğu ve mevcut sistemin çocuk mağdur odaklı değil ceza-odaklı, çocuk mağduru iyi koruyamayan bir sistem olduğu akla gelmektedir. Bu konu bağlamında Türkiye için söylenecek mevcut sıkıntıların aynısını Van’da da görmekteyiz. Dolayısıyla çocukların cinsel istismarının önlenmesine yönelik önleyici tedbirlere, kurumlar arası koordinasyona ve veri toplamaya ilişkin sözleşmesel yükümlülükleri yerine getirilmemektedir.”
‘Türkiye yargı sistemi, çocuğun menfaatlerini göz önünde bulundurmalıdır’
Kanun ve yasaların çocukları koruma konusunun küresel ve ciddi bir sorun olduğunu belirten Tekin, bu duruma ilişkin gelişmiş ülkelerde yapılan çalışmaların nispeten daha iyi olduğunu söylese de ancak tüm çalışmalara rağmen bu sorunun sıfırlanamayacağını ifade ediyor. Tekin, “Bu sorun sadece yasa sorunu olmayıp, kamu yönetiminin çok yönlü ve planlı bir biçimde çalışmasını, konuya ciddiyetle yaklaşmasını gerektirir. Cinsel istismara maruz bırakılan çocuklara yönelik koruyucu tedbirler ve yardımlar bakımından bildirimden kaynaklanan sorunlar yaşandığı, çocukların doğrudan başvurabileceği telefon ve internet yardım hatlarının olmadığı; fiziksel ve psikososyal iyileşmeye yardım ve faillerden uzaklaştırmaya yönelik tedbirlere yeterince başvurulmadığı ortadadır. Türkiye yargı sistemi dâhilindeki işlemler, her türlü şiddete karşı korunma hakkı da dâhil olmak üzere, çocuğun üstün menfaatleri göz önüne alınarak ve çocuk haklarına saygı gösterilerek sürdürülmelidir” diyor.
‘Cezaevi koşulları her türlü şiddetin yeniden üretilmesine neden oluyor’
Son olarak Türkiye’de tutuklu bulunan çocukların durumuna değinen Tekin, her şeyden önce “cezaevlerinde yaşanan işkence ve istismarın” duyulması gerektiğini belirtiyor: “Basın, politikacılar, adalet sistemi konuya duyarsız kalmamalı ve çocukların yanında yer alarak adli süreci işletmelidir. Bu tablo, olay ortaya çıktıktan sonraki süreç, konuların araştırılması, belgelenmesi, mahkeme süreçlerinin takibi ve çocuklara desteği içermelidir. Cinsel istismara uğrayan çocukların psikolojik ve sosyal desteğe gereksinimleri varken cezaevinde ailelerinden uzakta ve sosyal çevreleriyle iletişimden yoksun biçimde, yaralarının onarılması, sağaltılmaları mümkün değildir. Çocuk cezaevlerinin kapatılması mücadelesi kritik önemdedir. Çünkü çocukların kapalı kurumlarda cezalandırılmalarının kendisi yeni hak ihlallerini, cinsel şiddetin ve şiddetin tüm türlerinin yeniden üretilmesini sağlamaktan başka bir işe yaramayacaktır.”
Yayınlanan raporundaki diğer detayların devamı ise şu şekilde:
2021 yılında işlenen 280 kadın cinayetinde, öldürülen kadınların 33’ünün daha önceden polis ya da savcılığa şikâyette bulunduğu ya da koruma kararı olduğu ortaya çıktı. 33 kadın yetkililere başvurduğu halde, yetkililerin görevini yerine getirmemesi sonucu erkek şiddetiyle öldürüldü. Bu yetkililerden kaçı hakkında işlem başlatıldığı ise bilinmiyor. 2021 yılında işlenen 35 kadın cinayetinde, öldürülen kadınların 20’si yakınlarıyla birlikte öldürülmüş, 17 olayda da kadınların yakınları yaralanmıştır. Aynı zamanda kadınların 178’i evinde, 33’ü sokak ortasında, 12’si arazide, 10’u iş yeri, 9’u arabada, 8’i ıssız yerde, 6’sı otelde, 2’si apartman girişinde, 2’si parkta, 1’i kömürlükte, 1’i barakada, 1’i okul önünde, 1’i minibüste, 1’i evinin dışındaki tuvalette, 1’i avukatlık bürosunda, 1’i fabrikada, 1’i otoparkta, 1’i evinin önünde, 1’i sağlık ocağı bahçesinde öldürülmüştür. 10’unun öldürüldüğü yer tespit edilememiştir. Bu yıl öldürülen kadınların yüzde 64’ü evlerinde öldürüldü.
2021 yılı içerisinde hayatta kalmak için evli olduğu erkeği öldürmek zorunda kalan Çilem Doğan’ın cezası onandı. Çilem, 15 yıl hapis cezası aldı. Yine aynı dönemde hepimizin aklına “Ölmek istemiyorum” cümlesiyle kazınan Emine Bulut davasında Bölge Adliye Mahkemesi savcısının fail hakkında iyi hal ve tahrik indirimi istediği ortaya çıktı. İlk kez, 2021 yılında, bir kadın cinayetiyle ilgili Anayasa Mahkemesi (AYM), ihmali olan kamu görevlilerinin yargılanmasını istedi. Evli olduğu erkek tarafından öldürülen Serpil Erfındık davasında AYM, yeterli önleyici koruyucu tedbirleri almayan kamu görevlilerinin yargılanmasını istedi.
Bağımsız İletişim Ağı’nın (BİANET) yayınladığı “Erkek Şiddeti Çetelesi” ne göre ise 2021 yılının ilk 10 ayında en az 160 çocuk erkeklerin cinsel istismarına uğradı. Aynı zamanda Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün (CTE) yayınladığı verilere göre 5 Ocak 2021 itibariyle Türkiye hapishanelerinde 12-18 yaş aralığında bin 170 tutuklu çocuk, 426 da hükümlü çocuk bulunmaktadır.
Haber: Zelal Sahidenur Sari
(ro)