Avustralya Ulusal Üniversitesi (ANU) tarafından yürütülen çalışmaya göre, dünya genelinde 1500 dil bu yüzyılın sonuna kadar kaybolabilir. Kürtçenin Hewramî ve Zazakî lehçeleri de bu kategoride yer alıyor.
Rudaw’da yer alan habere göre, Bilim adamları, dünyanın hala yaklaşık 7.000 yaşayan dili olduğunu tahmin ediyor. Ancak bu dillerden çoğu korunmazsa eğer bu yüzyılın sonuna kadar kaybolabilir.
The Australian National University /Avustralya Ulusal Üniversitesi (ANU) tarafından yürütülen bir çalışma ile nesli tükenmekte olan dilleri yüksek risk altına sokan göstergeler belirlendi.
Dünyada bir ilk olan araştırma, içinde olduğumuz yüzyılın sonuna kadar tehlikede olan 1.500 dilin artık konuşulamayacağı konusunda uyarıda bulunuyor.
Yardımcı yazar Profesör Lindell Bromham, dünyanın tanınan 7.000 dilinden yaklaşık yarısının şu anda tehlikede olduğunu söyledi.
Bromham, “Acil müdahale olmadan dil kaybının önümüzdeki 40 yıl içinde üç katına çıkabileceğini gördük. Ve bu yüzyılın sonunda 1.500 dil konuşulmayı bırakabilir” uyarısını dile getirdi.
Kürtçenin lehçeleri de var
Araştırmaya göre, nesli tükenmekte olan diller kategorisinde, Kürdistan ve bölgede konuşulan diller ve Kürtçenin lehçeleri de var.
Bunlar, Kürçenin Hewramî ve Zazakî lehçeleri ile bölgede konuşulan Mendaî ve Yeni Asurice.
Öte yandan Kürdistan coğrafyasında konuşulan ve unutulan üç Aramice lehçesi; Erbil ve çevresinde konuşulan Lişanid Noşan, Urmiye ve Erbil’de konuşulan Lişanid Didan ve Duhok çevresinde kullanılan Lişan Hozayi lehçeleri tamamen yok oldu.
Sebep ve tehlike nedenleri
Bir dili tehlike altında olarak tanımlamak için kesin bir eşik yok. Ancak UNESCO’nun “Dil canlılığı ve tehlike” başlıklı 2003 belgesi, dil canlılığını belirlemek için dokuz faktörü ana hatlarıyla şöyle açıklıyor:
1- Nesiller arası dil aktarımı
2- Mutlak konuşmacı sayısı
3- Toplam (küresel) nüfus içinde bulunan konuşmacıların oranı
4- Mevcut bağlamlarda ve alanlarda dil kullanımı
5- Yeni etki alanlarında ve medyada dil kullanımına yanıt
6- Dil eğitimi ve okuryazarlık için materyallerin mevcudiyeti
7- Hükümet ve kurumsal dil politikaları
8- Toplulukların dillerine yönelik tutumları
9- Belgelerin miktarı ve kalitesi
UNESCO’nun Nesli Tükenmekte Olan Diller Üzerine Ad Hoc Uzman Grubu, “Dil çeşitliliğinin insan mirası için gerekli olduğun” vurgu yapıyor ve konuşmacıları onu kullanmayı bıraktığında, onu giderek daha az sayıda iletişimde kullandığında, bir nesilden diğerine aktarmayı bıraktığında zamanla o dili kullanacak kimsenin kalmayacağına işaret ediyor.
Cambridge Tehlike Altındaki Diller El Kitabına göre, dili konuşan nüfusu fiziksel tehlikeye atan dört ana faktör şunlar:
Savaş ve soykırım
Doğal afetler, kıtlık, hastalık
Siyasi baskı
Kentleşme
Cambridge El Kitabı’na göre, “Kültürel, politik veya ekonomik ötekileştirme, bireyler için daha prestijli başka bir dil lehine kendi dillerini (kendileri ve çocukları adına da) terk etmeleri için güçlü bir teşvik yaratır; bunun bir örneği asimile edici eğitimdir. Bu genellikle, daha yüksek bir sosyal statü elde etmek için bir zamanlar sömürgeleştirme veya erken fetihlere maruz kalan yerli halkların ve etnik grupların belirli bir sosyal ağda iş bulma veya kabul edilme şanslarının yalnızca benimsediklerinde daha iyi olduğu zaman olur.”
Topluluklar üzerindeki etkiler
Eschner Kat, “Bir Dil Öldüğünde Olan Dört Şey” adlı makalesinde, “Topluluklar dillerini yitirdikçe, şarkılar, mitler, şiir, yerel çözümler, ekolojik ve jeolojik bilgiler ve kolayca tercüme edilemeyen dil davranışları gibi kültürel geleneklerinin o dile bağlı kısımlarını da kaybederler” diyor.
Dahası, bir kişinin topluluğunun sosyal yapısı genellikle konuşma ve dil davranışı yoluyla yansıtılır. Bu kalıp, lehçelerde daha da belirgindir. Bu da bireyin ve bir bütün olarak topluluğun kimlik duygusunu etkileyebilir ve değerleri ve gelenekleri yenileriyle değiştirilirken zayıf bir sosyal bütünleşme yaratabilir.
Bazı ülkeler, azınlık etnik gruplarına farklı siyasi statüler veya ayrıcalıklar tanıdığından ve genellikle etnisiteyi dil açısından tanımladığından, bir dili kaybetmenin siyasi sonuçları da olabilir. Bu, dilini kaybeden toplulukların özel kolektif haklara sahip bir topluluk olarak siyasi meşruiyetini de kaybedebileceği anlamına gelir . Dil aynı zamanda tıp, felsefe, botanik ve daha pek çok konuda bilimsel bilgi olarak kabul edilebilir. Çevre ve birbirleriyle ilgilenirken bir topluluk uygulamalarını yansıtır. Guerin Valerie’ye göre, “Bir dil kaybolduğunda bu bilgi de kaybolur.”
Bir dili kurtarmak
Dilbilimciler, nesli tükenmekte olan dil topluluklarının üyeleri, hükümetler, sivil toplum örgütleri ve UNESCO ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlar, nesli tükenmekte olan dilleri kurtarmak ve istikrara kavuşturmak için aktif olarak çalışıyor.
UNESCO’nun dilin yok oluşunu önlemeye yönelik adımları, eğitim, kültür, iletişim ve bilgi ve bilim gibi açılardan dili teşvik etmeyi ve desteklemeyi içeriyor.
Serhat News
(sg)