Hakkari’de yeni açılmak istenen maden ocaklarına karşı çıkan köylülerin darp edilmesi üzerine kentte giden ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık, maden sahalarında vahşet uygulandığını söyledi.
Van Çevre Tarihi Eserleri Koruma Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, Hakkari’nin karşı karşıya kaldığı ‘Vahşi Madencilik’ tehdidini yerinde görmek için bölgede incelemelerde bulundu. Ekolojik ve doğa tahribatına karşı mücadele ederken jandarma ve madenciler tarafından darp edilen köylülere sahip çıkılması gerektiğini ifade eden Kalçık, 60’a yakın maden şirketinin faaliyetlerini hukuksuz bir şekilde yürüttüğünü ve kentin büyük bir ekolojik yıkımla karşı karşıya olduğunu kaydetti.
Hakkari merkeze bağlı Marînos (Kavaklı) köyü Harê (Armutlu) mezrasında önceki gün bir maden şirketi jandarmanın da desteği ile bölgede bir maden ocağı açmak istemiş ve buna tepki gösteren köylüler ise darp edilerek gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan aynı aileden Ali Kurt, İdris Kurt, Mecit Kurt, Şükrü Kurt, Mehmet Sait Kurt ve Lokman Kurt köyde bulunan Üzümcü Karakolu’nda ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmıştı.Köylülerin direnişine destek vermek ve maden ocaklarında incelemelerde bulunmak üzere bölgeye giden ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık, söz konusu alanda açıklama yaptı. Kalçık açıklamasında, “Talan ve ranta uğramış maden sahalarına dur demek için bölgeye geldik. Burada bir vahşet uygulanıyor. Bu vahşeti kamuoyuna duyurmak için buradayız.” dedi. Kalçık daha sonra, Doğu Anadolu Bölgesi Çevre Platformunu (DOĞU-ÇEP) temsilen, kentte bulunan İnsan Hakları Derneği ile doğa derneklerini ziyaret edip bilgi aldı. Ardından, Zap Vadisinde faaliyette bulunan maden ve taş ocakları ile kent çöplüğünden incelemelerde bulunan Kalçık, “Dünyaca ünlü 60 tane firmanın kendi arazisiymiş gibi kamulaştırdığını görüyoruz. Köylünün tapulu arazisine dahi giremediği bir alandayız. Bulunduğumuz alanda onlarca maden ocağı çalışmaktadır” şeklinde konuştu.
‘Bölgenin doğasına vahşice müdahale ediliyor’
Doğa katliamına karşı mücadele ederken darp edilen köylülere dikkat çeken Kalçık, uygulanan şiddet kabul edilemez bulduklarını belirterek, şöyle konuştu: “Türkiye’nin ve dünyanın her yerinde ekoloji mücadelesi veriliyor. Mesela İkizdere ve kaz dağlarında da mücadele ediliyor. Biz Kürtler ile batıdakiler arasındaki fark budur. Orada güvenlik güçleri araya girer, burada bizi öldürüyorlar, katlediyorlar. Bizim sokağa çıkmamıza dahi izin verilmiyor. Eğer burada bizi görseler ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağız. İşte Kürdistan ile batıdaki farkta budur. Buradan saldırıya uğrayan köylülerimize de geçmiş olsun diyoruz. Bu vahşeti de lanetliyorum.”
‘Doğa turizme hizmet etmeli’
İncelemeleri esnasında şehir çöplüğüne de gittiğini hatırlatan Kalçık, devamında, kent merkezinin hemen dibine kurulan şehir çöplüğüne tepki göstererek, Zap vadisi boyunca onlarca taş ocağı ve beton santralli kurulduğunu söyledi. “Bu kadar doğaüstü güzellikteki vadide yapılanlar kabul edilecek gibi değil” diyen Kalçık, son olarak şunları söyledi: “Bu bir vahşettir, ilkelliktir. Hakkari’ye kuş bakışı görülen çöplük mevkii ise içler acısı. Kentin bütün çöpü buraya dökülüyor. Günde bir insan minimum 3 kilo çöp üretiyor. 70 bin nüfuslu yerde günde ortalama 70 bin ton çöp toplanıyor. Bu çöpler Zap suyuna karışıyor. Canlılara ve doğaya zarardan başka bir şey değil. Ayrıca şehirden toplanan sokak hayvanları da çöp alanına bırakılıyor. Bu hayvanlar açlık ve hastalıktan bitkin düşmüş durumda. Zap vadisinde maden, taş ocakları, beton santralleri, kum tesisleri ve çöplük yerine rafting, yamaç paraşütü ve dağcılık gibi turizme yönelik faaliyetler yürütülmesi gerekirdi. Biz bu doğanın bir parçasıyız. Efendisi ve sahibi değiliz. Burada yaşayan herkesin bu doğa katliamına demokratik veya hukuki yollarla dur demesi gerekiyor”
Serhatnews
(lg/sg)
