IŞİD’in Kobane’ye yönelik saldırılarına karşılık 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek 18’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanê Davası, bugün görülmeye devam edildi.
HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kobane Davası’nda esasa ilişkin savunmasını yapıyor. Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki duruşma salonuna Edirne Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlanan Demirtaş’ın savunması Diyarbakır’ın yanı sıra İstanbul’dan da takip ediliyor. Avukatlar ve gazeteciler İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunda Selahattin Demirtaş’ın savunmasını izliyor.
Gazete Duvar’dan Ferhat Yaşar’ın haberine göre mahkeme heyeti, babası Tahir Demirtaş’ı kaybeden Demirtaş’a “Başınız sağ olsun” diyerek duruşmaya başladı. Heyet, Demirtaş’a savunmasına devam edip etmeyeceğini sordu. Demirtaş, “Elimden geldiğince devam edeceğim” dedi.
“Savunmamı, emekçi Tahir ustaya, babama onun şahsında tüm emekçi anne ve babalara ithaf ediyorum” diyerek sözlerine başlayan Demirtaş şunları söyledi:
“Kumpas davalarını teşhir etmeye devam edeceğiz. Tarihi yalanları bir kez daha ifşa edelim ki hakikatin üzerindeki karanlığı kaldıralım. Biz siyasetçiyiz. Dünya genelinde olduğu gibi siyasetin etkinliği ve yetkinliği azaldığının farkındayız. Türkiye’de siyaset neden çöktü? Biz beden hapisteyiz? Bu dava vesilesiyle gerek insanlık tarihi gerek halkların tarihi açısından anlatacağız. Bu davada en çok sorduğumuz soru nedendir. Neden bize bu kötülük yapılıyor? Bize bu kumpas davasını hazırlayanlar, ayaklarına dolaştı. Biz savunmalarımızla bütün bu kaosu atmaya çalışıyoruz. Bu karmaşayı yaratan biz değiliz. Bu dava bilgeleştirdi. Bu acılar bizi bilgeleştirdi. Bu dava vesilesiyle kötülüğün kaynağını anlatacağım.”
‘Kürdistan’ı işgal eden bu devlettir’
Demirtaş, şöyle devam etti: “Sayın yargıçlar bize neden yargılanıyorsunuz diye sorarsanız size şöyle açıklayayım: Bizim halkımız karnını doyurmak, neslini sürdürmek, hayatta kalmak istiyor. Türkler de bunun için ana vatanım Kürdistan’a bin yıl önce geldi. Ana vatanım olan Kürdistan’ı işgal eden bu devlettir. Anlaşmayı bozan Kürtler değil Türklerdir. Hepimiz bu hataların bedelini ödüyoruz.”
‘HDP doğru mesajı veriyordu’
“HDP doğruları anlatıyordu” diyen Demirtaş şöyle devam etti: “HDP, doğru mesajı veriyordu. Ne yaptılar buna karşı? Bizi terörist ilan etmeleri gerekiyordu. Hain ilan etmeleri gerekiyordu. Travmaları büyüttü. Yanlış alarm verilmiştir sürekli. Bilerek yapan kimdir? Sömürgecilerdir. Hırsızlardır, talancılardır. Biyolojik olarak ihtiyacımız bellidir. Karnımızı doğurmak hayatta kalmaktır. Erdemliler kurallarını kim ihlal etti? İlan eden suçludur. Buradan saptığınız anda zalim olursunuz. Bu yüzden tarihin en önemli düsturu kendini bildir. Bilgeler, ermişler neden az konuşur? Bundan dolayı. Kendini bilir, bildiklerini anlatır. Bu yüzden her şeyi bildiğini zannedenler tehlikelidir. Neden bu kadar kötülük yapılabildiğini bu davada anlatıyoruz. Gözlerin içine baka baka bunlar yapılıyor. Bunun farkında olanlar erdemlidir. Bunun farkında olup gereğini yapmayanlar alçalmıştır. Ali Şeriati de, Hz. Muhammed de anlatıyordu. ‘Sen yanmasan ben yanmasam nasıl çıkacağız?’ karanlığa deniliyor.
Ülkemi çaldın, vatanımı çaldın. Ülkemin adını bile söyleyemiyorum. Kürdistan diyemiyorsun. Dersen, terörist ilan ediyorlar. Atatürk düşmanı, devlet düşmanı ilan ederim diyor. Bu dava erdemlerin ve kötülerin karşı karşıya olduğu davadır. Tarihte çok az böyle davalar olmuştur. Bir haklılığımı var. Haklılığımızın meşruiyetini buradan alıyoruz. Erdemi temsil ediyoruz. Bu zorba düzene karşı itirazdır.”
Demirtaş’ın savunmasından öne çıkanlar şöyle:
HALKIMIZIN ONURUNU SAVUNDUK: Biz halkımızı savunduk. Onurunu savunduk. Devlet yönetimine de gelmedik. Buradaki Kürtlere sorun. Kim geldi devlet yönetimine. Belediyeleri yönettik, onu da aldılar elimizden. Türkçe tabelaları mı sildik? Bununla bizi suçlayabilir misiniz. Burada ‘Türkçe konuşulamaz’ diye suçlayabilir misiniz? Kürtçeyi yasakladılar. Kürtlerin binlerce yıllık renklerini yasakladılar. Kimin tavuğuna kış demişiz. Kimsin nesin, toprak bizim buğday bizim. Nereyi işgal ettik? Ankara’yı mı, Trabzonu mu işgal ettik? Anlatacağım kimler işgal ettiğini. Kürtlerin toprağını işgal etmişsin. Lafla itiraz etmek bile yasak. Saf kötülüğün kaynağı budur. Arkadaşlarımız suçsuz yere hapiste.
CAN ATALAY ÜZERİNDEN DAHA ÇOK AYM KARARLARINA UYMAYACAKLARI MESAJI VERİLİYOR: Bunlar secdeye giderken ihale düşünüyor. Bunları yapmak için hepimizin içeri girmesi gerekiyordu. Gezi tutsakları içeri girmesi gerekiyordu. Neden AYM kararları dinlenmiyor? Niye krize dönüştü? Çünkü bunu düşünüyorlar. Halk nasıl olsa ses çıkarmıyor. Can Atalay üzerinden daha çok hak ihlali karını uymayacaklarını mesajını veriyorlar. AYM bundan sonra vereceği başka hak ihlali kararına uymayacaklar. AYM’ye daha çok dava gelecek. İmar yasası vb. Bunları da uymayacaklar. Toplum bu şekilde alıştırıldı. Çünkü AYM’yi değiştiremiyorlar. Güçleri yetmiyor.
HEPİMİZ AYNI SIRALARDA OKUDUK: Hepimiz yoksul çocuklarıyız. Zengin savcı, hakim yok. Var mı? Aynı sıralarda okuduk. Babamızın gönderdiği harçlıklarla geçindik. Zengin çocuğu hakim, savcı olmaz. Uğraşmaz. Biz burada birbirimizi yargılıyoruz. Keşke vatan erdemlik üzerine kurulsa da hepimiz hizmet etseydik.
Duruşma 13.30’a kadar ara verildi.
KÜRT TARİHİ ANLATILMIYOR: Son yüz yılında Kürtler ve Türkler ne yaşıyordu? Türkiye’de Kürt tarihi anlatılmıyor. Derslerde de anlatılmıyor. Kürt diye bir şey yoktu. Tarihi kitaplarda Kürtlerden söz ediliyor o da zararlı cemiyetler olarak anlatılıyor.
Serhat News