Van’da gerçekleştirilen “Ape Musa 100 Yaşında” kitabına dair söyleşi ardından mikrofonlarımıza konuşan Ape Musa’nın oğlu Dicle Anter, böylesi bir kitap çalışmasının Musa Anter’i tanıma açısından önemli olduğuna vurgu yaptı.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Van Şubeler Platformu, Aziz Yural Konferans Salonu’nda Gazeteci Hüseyin Aykol’un editörlüğünü üstlendiği ve Aram Yayınları’ndan çıkan “Apê Musa 100 Yaşında” kitabına yönelik söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşiye katılan Ape Musa’nın oğlu Dicle Anter kitabı yazma sürecini Serhat News’e anlattı.
‘Sosyal yaşamdaki Musa Anter’i tanımak açısından önemli bir çalışma’
Anter, böylesi bir projenin Musa Anter’in 100’üncü yaş gününde olmasının tarihi açıdan önemli bir anı kitabı olarak tarihe not düşeceğini belirtti. Anter, “Şu an 76 kişinin anıları var kitapta. Belki yüzlerce kişinin yazması gerekirdi ancak kitap olması nedeniyle bu kadar kişiyle hazırlanabildi. Bu aynı zamanda Musa Anter’i tanıyanların hakkındaki düşüncelerini vermesi açısından önemli. Çünkü Musa Anter’i çoğu kişi bir Kürt yazar, şair ve gazeteci olarak tanır ama bir de sosyal yaşamdaki Musa Anter’i kaleme almalarından dolayı önemli bir çalışma olarak görüyorum” dedi.
‘Türkiye’nin gazeteciler notasındaki suç dosyası kabarık’
Türkiye’de ‘özgürlük’ kelimesinin başlı başına bir sorun olduğunun altını çizen Anter, insan hakları, kadın hakları ve özgürlükler noktasında taleplerin dillendirilmesinin bir suç olarak algılandığını ifade etti. Bu durumda en başta nasibini alanların da özgür basın çalışanlarının olduğunun altını çizen Anter, “Saldırılar 90’lı yılların başından bugüne kadar devam eden bir yaşam şekli oldu. Bu saldırıların tek nedeni devletin, kamu alanlarındaki ihlalleri ve topluma doğru bilgiyi aktarımları engellemek için gerçekleştiriliyor. Tabi bu kabul edilecek bir durum değildir. Türkiye’nin gazetecilere karşı yaklaşımları nedeniyle de dünyadaki suç dosyası oldukça kabarık” diye belirtti.
‘Özgür basındaki gençler adeta babama gençlik aşısı vermişti’
Musa Anter’in ‘çınarın tohumları etraf yayıldı bundan sonra gözüm açık gitmem’ sözünü hatırlatan Anter, “Babam gazete dağıtımını yaptığı o genç çocuklarla beraber yaşamın son coşkusuyla birlikte yeniden gençleşmişti. Musa Anter için ‘genç başladı ama gençte bıraktı’ diyebiliriz” dedi.
Yaşar Kemal’in “Musa Anter gibi öfkesiz bir Kürt görmedim. Onu öldürdüğü için bağışlamıyorum bu devleti” sözlerini sorduğumuz Anter bu yorumu ise şu şekilde açıklıyor: “Yaşar Kemal şunu demek istedi herhalde; Musa Anter Türkiye’deki yaşayan halkların insan gibi yaşaması, barış içinde, özgürlük içerisinde, kendi gelenekleri, eğitimleri, dilleri kullanması için çaba sarf etti. Bunu yaparken de bir tek elinde kalemi vardı. Öfkesiz demesindeki neden de tam da buydu işte ve bu yüzden önemli. Babamın ülkedeki sorunu diyalog ile beraberce çözme konusundaki duruşu için böylesi anlamlı bir cümleyi kurdu diye düşünüyorum.”
‘Her güne tedirginlikle başlıyorum’
Her güne ‘bugün hangi gazeteci alındı’ tedirginliğiyle güne başladığını kaydeden Anter, “Tablo çok kötü ve kabullenecek bir durum değil. Nihayetinde bu insanlar bir toplumu aydınlatmak için ellerinden geleni yapıyorlar. O kadar dar imkanlar içerisinde müthiş işler başarıyorlar. Gözaltında da olsalar, cezaevinde de olsalar gazetecilerin yeri kalbimizde yeri ayrıdır” diye konuştu.
Serhat News