Neslihan Arzum, tarih kokan dantellere yeni soluk getiriyor, tasarımlarıyla. Kimisine küpe oluyor bunlar, kimisine ise en mutlu gününde damat mendili. Anadolu’dan dünyaya yayıldığı varsayılan danteller için, “Kadınların gizli bir iletişim aracı ayrıca dantel” diyor.
Dantel yapımının tarihi 16. yüzyıla, Venedik’e dayanır. Kimi tarihçiye göre de dantel Anadolu’dan Avrupa’ya uzanmış. Dantel, çeşitleri motifleri sayesinde tarihçiler o ülkenin, yörenin kültürünü de yorumlayabilmiş. İlmek ilmek emek isteyen dantel bir bakıma, kadının yaşam öyküsü de; tüm yaşam boyunca duygularını, inançlarını, mutluluklarını dantellerle dile getirirlermiş. Kürt kadınları da danteli evlerinde kullandıkları aksesuarı süslemek için kullandılar. Ancak en büyük yeri de örtündükleri laçiklere verdiler. Beyaz tülbentlerin iki veya dört kenarına işledikleri dantellerle yüzyıllara dayanan bir geleneği başlarında taşımaya devam ediyorlar. Danteli iğne işlemiyle kadınların kullanabileceği aksesuarlar yapan Neslihan Arzum da dantele başka bir soluk getiriyor. Onun yaptığı danteller, kimisine küpe kimisine ise bileklik oluyor.
Arzum, ünlü modacı Cemil İpekçi’nin ‘Değişim’ adlı programı için 60 model tasarlayıp göndermiş. Bu tasarımlar da İpekçi’nin Tavus Kuşu temasına uygun tasarımlar olmuş. Ve dahası bu haberimizde…
‘Ev emekçisi kadınların da gelir kaynağı dantel’
Yaptığı çalışmanın iğne oyası olduğunu söyleyen Arzum, geleneksel ve zor bir işçilik olduğuna dikkat çekiyor. Zor bir işçilik olduğunun sebebini şu şekilde açıklıyor: “Çünkü tamamen minik minik düğümlerden oluşturuyor motifleri. Çiçeklerin üzerinde gördüğünüz desenler düğümlerden oluşarak neredeyse 4-5 saat alıyor. Dünyada sadece Türkiye’de bu motifleri dantelleri yapan arkadaşlarımız var. Özellikle ev emekçisi olan kadınlar da bu motifleri yapıyor.”
‘Kadınların gizli bir iletişim aracı ayrıca dantel’
Arzum, birçok ülkenin bu toprakların danteline ilgi duyduğunu ve özellikle Japonların, Türkiye’ye gelerek Türkiye’de antika iğne oyası motiflerini, yazmaları da satın alıp bunlardan koleksiyon yaptıklarının bilgisini paylaşıyor. Tarihçilerin dantelin geçmişine dair paylaştıkları bilgileri Arzum da destekliyor ve örnekler veriyor: “Kadınların gizli bir iletişim aracı ayrıca dantel. İzmir yöresine ait olan efe oyaları var. Çok eskiden kadınlar yazmalarının kenarlarına işledikleri oyalarla birçok hikâye anlatıyordu. Yaptıkları oyalar sembolik olarak da bazı ifadeleri vardı. Örneğin, ‘sana kırgınım, eşim askerde, mutluyum, nişanlıyım’ gibi mesajlar içeriyor bu danteller.”
‘Yaka süsleri, bronş, el aksesuarı yapıyorum’
Kendi çalışmalarını anlatan Arzum, “Benim Deve Dikeni, Civan Perçemi, Mine Çiçeği, Lavanta Çiçeği tasarımlarım var. Deve dikeninin bir anlamı yok. Bu Türkiye’de sadece bana ait bir tasarım. Deve Dikeni genellikle kurak yerlerde yetişen bir bitkidir. Elimden geldiğinde farklı 3-4 tasarım yapmaya çalıştım. Yaptığım tasarımlar yaka süsleri, bronş, el aksesuarı düğünlerde eldiven yerine farklı bir tasarım. Ayrıca damatların ceplerine koydukları mendil yerine kullanılan aksesuarlar yaptım” diyor.
‘Cemil İpekçi’nin defilesi için Tavus Kuşu motifi yaptım’
Yazma kenarlarını çok eski tasarımlarla günümüze taşıyarak uyumsuzlukta uyumluğu yakalamaya çalıştığını belirten Arzum, pandemi sürecinde özellikle yoğun bir şekilde çalışmaya başladığını ve markalaşma yolunda ilerlemeye başlıyor. Ünlü modacı Cemil İpekçi’nin ‘Değişim’ adlı programı için 60 model tasarlayıp gönderen Arzum, “Cemil İpekçi’nin defilesinin teması Tavus Kuşu’ydu. Ve tavus kuşunun tüyünden ilham alarak motif tasarladım. Ve aksesuar tasarımcısı olan Zehra Gökçe ile birlikte çalıştım ve hala onunla çalışıyorum. İğne oyası emek ve sabır isteyen bir iş, gözler için bin evi körleşiyorsunuz” ifadelerinde bulunuyor.
Son olarak Türkiye’de sanatın karşılığının olmadığını ve birçok ev emekçisi kadının evinin geçimini sağlamaya çalışarak bu zanaatı yaptığını kaydeden Arzum, “Türkiye’de İğne Oyasının değer görmediğini düşünüyorum. Ben satışlarımı özellikle şehir dışına yaptım. Bazı modeller ve bazı motifler kesinlikle paha biçilemez” diyor.
(ro)