Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü’nün Suruç saldırısını düzenleyen Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün saldırıdan önce Suriye’ye gittiği bilgisini MİT’e bildirmediği ortaya çıktı.
IŞİD’in 20 Temmuz 2015 tarihinde Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde düzenlediği, 33 kişinin hayatını kaybettiği canlı bomba saldırısı ile ilgili yargılama Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.
Saldırı ile ilgili mülkiye müfettişlerinin kamu görevlileri hakkında hazırladığı raporun geniş hali de yargılama dosyasına eklendi.
Raporda; dönemin kamu görevlilerinin, mülkiye müfettişlerinin sorularına verdiği yanıtlarda da yer aldı.
Yaklaşık dokuz ay önce Suriye’ye gitmiş
ANKA’nın aktardığı rapora göre; Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü’nün, canlı bomba saldırısını düzenleyen Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün, 13 Ekim 2014 tarihinde Suriye’ye gittiği yönündeki bilgiyi Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan sakladığı ortaya çıktı. Bu tespitin ardından, mülkiye müfettişlerinin; C Şube Müdürü E.Ç. hakkında disiplin süreci başlattığı bilgisi raporda yer aldı.
Mülkiye müfettişleri, bu durumu raporda şöyle açıkladı:
“Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin 20/07/2015 tarihinde Suruç Belediyesine ait Amara Kültür Merkezinin bahçesinde saat 12:01’de basın açıklaması yaptıkları sırada canlı bomba saldırısı sonucu patlama meydana geldiği ve (34) kişinin öldüğü. (59) kişinin yaralandığı olayla ilgili olarak;
Adıyaman İl Emniyet Müdürlüğünün 07/01/2015 tarihli ve 477/007709 sayılı yazısıyla canlı bomba saldırısını gerçekleştiren Şeyh Abdurrahman Alagöz isimli şahsın 13/10/2014 tarihinde Suriye’ye gittiğinin hassas kaynaklardan öğrenildiği bilgisinin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığına bildirildiği halde, İstihbarat Dairesi Başkanlığı C Şube Müdürlüğü tarafından bu bilginin diğer istihbarat birimlerine (MİT vb.) ulaştırılmaması ile ilgili olarak EGM İstihbarat Dairesi Başkanlığı C Şube Müdürü E. Ç. hakkında 18.11.2015 tarihli ve RA:151/34, YSA:13/36, AY.693, NB.890 sayılı ‘Ön İnceleme Raporu’ ve 18.11.2015 tarihli ve RA:151/35, YSA:13/37, AY.693. NB.890 sayılı ‘Disiplin Raporu’ tanzim edildiğinden, konular bu boyutuyla iş bu rapor kapsamı dışında bırakılmıştır.”
Buna göre, Adıyaman Emniyet İstihbarat Şubesi, Alagöz’ün Suriye’ye gittiği yönündeki bilgiyi; Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’na, 7 Ocak 2015’te iletti.
Bu istihbarat, C Şube Müdürlüğü’ne gönderildi. Ancak C Şube Müdürlüğü, Adıyaman’dan gelen bu istihbaratı, MİT gibi istihbarat birimlerine ulaştırmadı.
Bu istihbaratın MİT’e iletilmesinin önemi, Adıyaman Emniyeti’nin mülkiye müfettişlerine gönderdiği yazıda anlatıldı.
Adıyaman Emniyeti, Alagöz’ü; Türkiye sınırları içinde takip edebildiğini ancak, ülke sınırlarından çıktıktan sonra istihbarat faaliyeti yürütme imkanının kalmadığını bildirdi. Adıyaman Emniyeti, ilerleyen süreçte; Alagöz’ün de aralarında olduğu 33 kişi hakkında, TEM Şube Müdürlüğü’ne; “Halen Suriye ülkesinde DEAŞ adına faaliyet gösterenlerin bulunduğu, önümüzdeki süreçte bu şahısların ülkemize geri dönmeleri halinde çeşitli sansasyonel eylemlere tevessül edebilecekleri” bilgisini de paylaştı.
Adıyaman İstihbaratı: Sınır dışında takip edemedik
Mülkiye müfettişlerinin raporuna göre, Adıyaman Emniyeti yazısında şu değerlendirmeleri yaptı:
“Suriye’deki örgüt mensuplarının ülkemize illegal giriş-çıkışlarının teknik takip faaliyetleri (dinleme, sinyal bilgilerinin izleme vb.) haricinde zamanında tespit edilmesi çok zordur. Adı geçen şahsın da herhangi bir telefon kullandığına ilişkin bir tespit yapılamadığından ülkemize girişiyle ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı, dolayısıyla Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün gerçekleştirdiği menfur saldırıdan veya saldırı emaresinden önceden haberdar olunması şubemiz açısından mümkün olmamıştır. Bahse konu saldırı olayının ilimizle asıl ilişkisi failin ilimizden Suriye’ye katılması olup, şahsın Suriye’ye gittiği değerlendirilen tarihten olay zamanına kadar ilimize geldiği şeklinde herhangi bir tespitin tarafımızdan yapılamadığı dolayısıyla Suriye’ye gittiği tarihten sonra ülkemiz içerisinde şahsa yönelik yapılan ilk tespitin olaya ilişkin olduğu… Bu ve benzeri olayların engellenebilmesinin, sınırlarımızın kontrol altına alınması ve illegal geçişlerin önlenmesiyle tam anlamıyla başarılı olabileceği, yapılacak olan istihbari çalışmaların ise benzere eylemleri engellemede yetersiz kalabileceğinin değerlendirildiği hususunu arz ederim.”
Patlamadan 4 saat önce bombacının ismini sorgulattıkları ortaya çıkmıştı
Mülkiye müfettişlerinin kamu görevlileri hakkında hazırladığı raporda, canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün isminin, saat 11:45’te düzenlenen saldırıdan önce emniyetin sisteminden iki kez sorgulandığı ortaya çıkmıştı. O dönem Şanlıurfa İstihbarat Şubesi’nde görevli polis memuru A.G.’nin, Emniyet’in şüpheli şahıslarla ilgili bilgilerin yer aldığı DEVA sisteminde, katliamdan yaklaşık 4 saat önce, saldırıyı düzenleyen Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ismini sorguladığını tespit edilmişti. Bir diğer sorgulamayı yapan istihbarat polisi A.B. de saldırıdan 1 saat 5 dakika önce, yani saat 10:41’de Alagöz’ün ismini sorgulatmıştı. Her iki istihbarat polisi de bu işlemin rutin işlem olduğunu savunmuştu.
Serhat News