“Çözümlenen an değil tarih birey değil toplumdur” şiarıyla düzenlenen halkla buluşma etkinliğine DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP Van Milletvekili Tayip Temel, PM üyesi Özgür Zeydanoğlu, HDP-DBP Van İl Eş Başkanları ile uzun yıllardır Kürt siyasi partilerinde görev yapan yurttaşlar katıldı.
Açılış konuşmasını yapan HDP Van İl Eş Başkanı Handan Karakoyun: “ Yaşadığımız sorunlar ve engeller bize bir adım geri attırmadığı gibi her süreçten güçlü çıkma vesilesi olmuştur. Geçmişten günümüze kadar mücadelemizin farklı alanlarında yer almış yoldaşlarımızla birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. “Çözümlenen an değil tarih birey değil toplumdur” perspektifiyle yolumuzu aydınlatıyor. Demokrasi mücadelesinde şehitler kervanına katılan yoldaşlarımızı anıyor ve mücadelelerini zaferle taçlandırma sözü veriyoruz.” Diye konuştu.
Temel: kadınların mücadelesi faşizmi yenecek
Karakoyun’un ardından söz alan HDP Van Milletvekili Tayip Temel ise 40 yıldır varlık mücadelesi Bakur, Başur, Rojava, Rojhilat’ta sürüyor. Kürt halkı bu mücadele ağır bedeller ödedi. Kürt halkı kefen giyerek faşist sistemi, inkarcı sistemi yıkmıştır. Bugün bu salonda görüyoruz ki mücadelemiz sürüyor. 40 yıllık mücadelemiz baas faşizmini Rojava’da mağlup etti ve bir statüye kavuştu. Rojava modeli bütün dünyada örnek bir sistem yarattı. Barbarlar, kan içen çeteler büyük saldırılar gerçekleştirdiler. Kürt halkı özgürlük, Kürt kadını özgürlük felsefesiyle yüzyılın devrimini gerçekleştirdi. 4 parça Kürdistan Rojava devriminin etrafında kenetlendi. Kürt halkı bugün kritik ve tarihi bir süreçten geçiyor. Kürt halkı yan özgür olacak, faşist zihniyeti bir kez daha yıkacak, varlığını kabul ettirecek ya da Kürt halkının düşmanları AKP ve MHP yüz yıl daha Kürt halkını esareti altına alacak. Şu anda saldırılar devam ediyor, Maxmur, Şengal’de görüyoruz. İttifak çeteleri yanına bazı Kürt hainlerini alarak yüz yıl daha bu esaret sistemini sürdürmek istiyorlar. Bu kadınların mücadelesi ile sizin mücadelesi bir kez daha yenilecek. DAİŞ çeteleri ile birlikte Haseke’de bir deneme yaptılar ama Kürt halkının mücadelesi yenildiler. “
“Zafer bizimdir”
Temel konuşmasını şöyle sürdürdü : AKP ve MHP faşist blokuna karşı Sayın Öcalan’ın yürüttüğü büyük bir mücadele var. Kürt halkını suçlayarak, fezlekeleri kaldırarak muhalefet yapılmaz. Kürt halkının varlığını tanımıyorsanız Kürt halkı da siz tanımayacaktır. Bu vesileyle tekrar ediyorum: HDP olarak Türkiye halkları, Kürdistan halkı, Kürtler bu ikileme mecbur değil. Kürt halkının yolu 3. Yoldur, demokrasidir. Neçirvan Barzani’ye sesleniyorum: Sen Kürt halkının kırımından yana mısın, bu konuda net olun. 100 yıl daha Kürtleri köle yapmak istiyorlar. Zafer bizimdir ve hep birlikte zafere ulaşacağız.
Barış ve demokrasi mesajları verdi
DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ise konuşmasında şunları belirtti: 40 yıllık mücadelenin özellikle son 30 yılını demokratik siyasette ısrarla devam ettiren siz değerli halkımız bugün bu salonu doldurarak demokratik siyasette aralıksız mücadelesini faşist ittifaka bir kez daha gösterdiniz. Halkımız 100 yıllık inkâr imha politikalarına karşı direndi ve bugüne kadar geldi. 40 yıldır aralıksız verilen mücadele bugünkü iktidarın kendini dizayn ettiği nokta Kürt halkının mücadelesini bitirme, Kürt halkına düşmanlık üzerinden kendini ayakta tutmaya devam ediyor. Kürt halkı 40 yıldır ağır bedellerle elde ettiği emeklerine, bedellerine sahip çıkacak. Kürt halkı daha büyük kazanımlar elde ederek statüye dönüştürene kadar geri adım atmayacak ve her gün yeniden mücadelesini devam ettirecek. 80’ler Amed zindanında nasıl direndiyse ve bu mücadele bugüne kadar büyüyerek ulaştıysa bundan sonra da Kürt halkının kendi kendini yönetme noktasına geldiği bugünlerde bu iktidar bütün gücüyle Kürt halkına saldırmakta ve sınır tanımadan 4 parçadan saldırıyor. Sonuna kadar Kürt halkına düşmanlık zeminini de tecritten alıyor. 23 yıldır uygulanan tecrit devam ediyor. Bu tecrit devam ediyor. Çünkü bugün dünyanın, Ortadoğu’nun, Türkiye’nin içine girdiği kaostan tek barış önerisi Öcalan’dır. Bu tecrit ABD’de, Avrupa’da, Afrika’da Öcalan’ın paradigması özgür olsun diye kampanyalar yürütülüyor. Bu evrenselleşen paradigma çözümü ortaya koyuyor. Kapitalist sistemde ısrar eden hegemonik devletler kendi kendini yönetmek isteyen halklara karşı uygulanan tecrite sessiz kalıyorlar. Bu tecrit bitene kadar Sayın Öcalan özgür kalıncaya kadar halkımız mücadelesini sürdürecek. Barışın ve Demokrasinin yolu İmralı’dan geçiyor. Tecrit bütün cezaevlerine yayılmış durumda. Cezaevleri işkencehanelere dönüştürüldü. 80’lerde Hayri Durmuşlar, Sakineler nasıl direndiyse bütün cezaevlerinde bu ölüm, işkence yönelimleri çöktürme politikasıdır. Siyasi rehine olarak tuttuğunuz siyasi tutsakların iradelerini teslim almak istiyorlar ama Esat Oktay’a karşı direniş nasıl yükseltilerek bugüne kadar geldiyse bugün de başarılı olamayacaksınız. Kadınlar ve gençler cezaevlerinin sesi olmaya devam edecek. Bugün bu iktidarın sonuna kadar Kürt düşmanlığı üzerinden 4 parça Kürdistan’da saldırılar sürdürüyor. Daha çok saldırganlaşıyorlar ve savaş politikalarıyla varlıklarını sürdürmek istiyorlar. 3 yol tutumu bizim açımızdan önemli bir çizgidir ve mücadele hattıdır. 3. Yolu örgütlemenin tam zamanıdır. Onun için 3. Alan diye ifade ettiğimiz HDP’nin çağrısıyla demokratik ittifakın toplumsallaştırılmasını halk olarak, DBP olarak arkasında olacağını buradan belirtmek istiyorum. Demokratik ittifak hiçbir gücün payandası değildir, demokratik uzlaşı, özgür siyaset, evrensel hukuk üzerinden çağrıda bulunuyorum. Bu üçlü sac üzerinden gelin bu demokratik ittifağı büyütelim. Böyle bir süreçte böyle bir alan da söylediğimiz demokratik ittifak, 3. Yol elzemdir. Biz hiçbir gücün tarafı değiliz. 1 Şubat gecesi AKP-MHP Faşist ittifakı Şengal’e, Maxmur’a saldırdı. Daha önce Kobane düştü düşecek diyenler, umudunu DAİŞ’e bağlayanlar Haseke saldırısında DAİŞ’ten bir umut bekliyorlardı ama halkımız yeniden DAİŞ’i yenerek oyunu bozdu. DAİŞ’e umut bağlayanların hevesleri kursağında kaldı. Bu kursaklarında kalan heves yüzünden Kürt halkının binbir emekle kazandığı kazanımlarını yok etmek için saldırıyorlar. Bu savaş politikaları Türkiye demokrasinin yok olması anlamına geliyor. Sadece Kürt halkının değil Türk ve Ortadoğu halkının da özgürlüğü bu şekilde engellenmek istiyor. Her türlü saldırılarınıza karşı halk olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Neçirvan Barzani’nin Saray’a gelerek verdiği resim Kürdistani değil, Kürt halkının emeklerini bitirmeye koltuk değnek olmaktır.”
Toplantı açıklamalardan sonra basına kapalı olarak devam etti
Serhat News
(sg)
