ÖZEL HABER
Van Gölü ve çevresinde bulunan Hidro Elektrik Santralleri’nin (HES), doğada bıraktığı tahribat ve mevzuata aykırı bir şekilde yapılan yapıların oluşturduğu çevre sorunlarına ilişkin Van Çevre ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği (ÇEV-DER) Başkan Yardımcısı Arzu Dinçer ile konuştuk.
Türkiye genelinde olduğu gibi Van Gölü çevresinde de birçok akarsu üzerine devlet destekli özel şirketler tarafından inşa edilen HES’ler, doğal yaşamı tehdit etmeye devam ediyor. Van Gölü ve çevresinde son dönemde artarak devam eden mevzuata aykırı yapılaşma ise göl ekosistemi üzerinde çeşitli sorunlara neden oluyor. Yapılan HES’lere ve mevzuata aykırı bir şekilde yapılan yapılara karşı çevre aktivistlerinin verdiği tepkiler ise karşılık bulmuyor.
Bölgede ve Van kentinde yaşanan çevre sorunlarına dikkat çeken Van ÇEV-DER Başkan Yardımcısı Arzu Dinçer, konuya ilişkin görüşlerini şöyle ifade etti: “Bölgemizde ve kentimizde yaşanan çevre sorunlarının başında dünya değerimiz olan Van Gölü’nde oluşan kirlilik ve kuraklık nedeniyle gölün su seviyesinde oluşan çekilme geliyor. Bu sorunların sebepleri arasında da Van Gölü ve çevresinde bulunan HES’ler ve mevzuata aykırı bir şekilde yapılan yapılar gösterilebilir. Fakat bölgede birçok çevre sorunu ve bu sorunları tetikleyen durumlar var. Örneğin; Hakkari Cilo Buzulları’nın erimesi, son süreçte bölgede yaşanan yangınlar ve sel felaketleri gibi sorunlar var ve bu sorunları tetikleyen durumlar arasında da; nükleer santraller, termik santraller, çarpık kentleşme, taş ve maden ocakları, kanalizasyon, evsel ve tıbbi atıklar, yeşil alanların az oluşu gösterilebilir. Bunlar geleceğe yönelik birer saldırıdır ve biz bu sorunlara dur demedikçe gelecek nesillere karşı sorumluğumuzu yerine getirmiş olmayız.”
HES’lerin inşa edilme sürecinde akarsuların dere yataklarına ve ekosisteme verdiği zararlara dikkat çeken Dinçer, devlet tarafından projelendirilen ve kullanım hakkı özel şirketlere verilen, doğada tahribat yaratan projelere karşı halkın tüm alanlarda tepki gösterdiğini belirtti.
Dinçer, “Halkın tepkileri ve talepleri yerine sermayenin talepleri karşılandı. Ve doğaya müdahalenin ardı arkası kesilmedi. Bizler, çevre örgütleri olarak hayatın her alanında doğaya karşı yapılan saldırıların karşında olacağız. Çocuklarımıza daha temiz ve yaşanabilir bir gelecek bırakabiliriz. Bu hem doğaya hem de çocuklarımıza karşı en büyük sorumluluğumuzdur,” dedi.
Bölgede bulunan; Van, Şırnak, Diyarbakır, Kars gibi şehirler başta olmak üzere Türkiye genelinde yaklaşık 685 HES bulunuyor.
Haber / Fotoğraf: İdris Yılmaz
Serhat News
(YK)
