Türkiye’de ekonomik kriz hızla yayılırken, Van’dan batıya doğru göç dalgasında ise gözle görülür derecede artış yaşanıyor. Yaşanan iç göç dalgası sonucunda Kürt işçiler ırkçı saldırılara ve emek sömürüsüne maruz kalmaya devam ediyor. İstihdam uzmanı Sinan Ok, “Van’da her iki kişiden birisinin sofrası asgari ücretin 3’te birinden daha az” diyerek Van’da istihdamın güçlendirilmesi amacıyla özellikle siyasetçilere ve STK’lara tavsiyelerde bulundu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde dar tanımlı işsiz sayısı (mevsim etkisinden arındırılmış) 2023 Nisan ayında 3 milyon 585 bin oldu. Özellikle Van ve çevre illerinde yaşanan işsizlikten kaynaklı göçler yaşanıyor. Öte yandan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) 650 baz puanlık faiz artırımına giderek, politika faizini yüzde 15’e yükseltmesi döviz piyasasının kontrolsüz yükselmesine neden oldu. Dolar 25,24 seviyelerinde seyrederken, Euro ise 27,49 seviyelerine yükseldi. Hal böyle iken işçi ve işsiz yurttaşlar için yaşam koşulları daha da zor hale geldi.
Bölge kentlerinde yaşayan insanların büyük çoğunluğu bahçe veya fabrika işlerinde çalışmak için batı illerine göç ediyor. Ancak ülkedeki siyasi koşullar göçmen işçilere sürekli ırkçılık yapılmasına zemin hazırlıyor. En son Trabzon’da çalışan işçilere dönük ırkçı saldırı gerçekleşmiş, 2’si ağır 8 işçi yaralanmıştı. Kürtlerin göçmen işçi olma nedenlerini, ekonomik sorunlarını ve yaşanan ırkçı saldırıları İstihdam Uzmanı Sinan Ok ile konuştuk.
‘Saldıran failler cezasız kalıyor’
Kürt işçilerinin başka kentlerde yaşadıkları sorunların temel sebebinin kendi illerinde iş bulamamaları nedeniyle gerçekleştiğini söyleyen Ok, “Önceki yıllarda da Sakarya, Oltu ve Giresun’a mevsimlik işçiliğe giden Kürt işçilere sistematik saldırıların olduğunu biliyoruz. Son olayda benzer bir olaydı. Münferit ya da kendini bilmez iki kişinin saldırısı değil, sistematik bir saldırıdır. En temel nedeni de bölgenin yoksullaştırılmış işsizleştirilmiş göçe zorlanmış olmasıdır. Bu da tesadüf değil. Yüzyıllardır bir sömürge politikası var bölgeye karşı. Bölgenin doğal kaynaklarını tüketen bir iktidar yaklaşımı var. Ama aynı politika bölge insanın diğer bölgelerde işini yapmaya çalışırken saldırılara maruz kalması durumunda korumacı bir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor. Genellikle failler cezasız kaldığı için bu saldırılar devam ediyor” diyor.
‘İşçilerin iş alanları denetlenmiyor’
Van ve çevre illerde işsizlik oranlarının fazla olduğunu hatırlatan Ok, bunun bir tesadüf olmadığını belirtiyor. Van’da da istihdam alanlarının yetersiz olduğunun altını çizen ok, Van’da işsizlik oranının yüzde 40’larda olduğunu belirtiyor. “Neredeyse her iki kişiden birisi iş bulamadığı bir kentten söz ediyoruz” diye Ok, işçi özlük haklarının da denetlenmediğine vurgu yapıyor. Ok, Van ve bölge illerinin çoğunda hiçbir şekilde denetlenmediğine dikkat çekerek, “Burada yaşamının başında olan bir gence, bir işçiye, bir emekçiye iş ve yaşam koşullarını oluşturacağı bir ekonomi modeli kurgulanmış-yapılanmış değil. Dolayısıyla ‘Van neden böyle?’ diye sorulacak olursa en temel neden Kürt meselesini çözümsüz bırakılması cevabını vermek en doğru nokta olur” diye vurguluyor.
‘Tekstil kentler emek sömürüsü laboratuvarına dönüştürülmüştür’
‘Kooperatiflerle dayanışma ağları kurulmalıdır’
Açıklanan asgari ücrete de değinen Ok, “Asgari ücretin cari düzeyde uygulanacağı iddia ediliyor. Önceki 8 bin 500 TL ondan önceki 4 bin 500 TL gibi değerler Van’da hiçbir şekilde uygulanmıyor. Çoğu sektörde bu ücret işçilere verilmiyor. Tekstil kentler emek sömürüsü laboratuvarlarına dönüşmüş durumdadır. İşçiler devletin gözetiminde sömürülüyorlar. Ne asgari ücret ödeniyor ne de sigortalar yatırılıyor, ne yıllık izinler kullanabiliyorlar” iddiasında bulunuyor.
Kooperatiflerle dayanışma ağları kurup yoksullaştırma ve işsizleştirme siyasetinin önüne geçilebileceğini ifade eden Ok, “Umudu kamudan çıkarmamız gerekiyor. Yani bir belediyeden bir şey beklemememiz gerekiyor. Şu anda yoksulların, işsizlerin bir araya gelerek işte tarım plantasyonları ile kooperatifler kurabilirler. En dip ekine biraz destek vererek onu yaşama tutundurmak gerek. Şu an bölge özelinde devletten doğru bir teşvik veya politikanın topluma ulaşması mümkün değil. Çünkü uygulayıcılar bu işin soygunculuğunu, yolsuzluğunu yürüten ana aktörlerdir. Yıllardır kayyum üzerinden bankalar üzerinden teşvik ediyorlar. ‘O kadar hayvan dağıtıyoruz, o kadar yardım veriyoruz’ söylemleri üzerinden bir siyaset yürütülüyor. Gün sonuna baktığımızda Van’da her iki kişiden birisinin sofrası asgari ücretin 3’te birinden daha az. Bunu SGK vergisine dayanarak söylüyorum” diyor.
‘AKP’nin derdi kendi çalma çırpma siyasetini geliştirmek’
1 milyon 200 bin bandında olan bir şehirde yaklaşık 500 bin kişinin açlık sınırının üçte biri altında bir gelirle yaşamaya mahkum edildiğini belirten Ok, bu politikaların da iktidardan gelen politikalar olduğunun altını çiziyor. AKP-MHP politikalarının, güvenlik politikalarının, kayyım politikalarının topluma yaraması halinde bir sonuç alınması gerektiğine dikkat çeken Ok, “Biz yoksulluğun derinleştiğine bizzat tanık oluyoruz. Dolayısıyla o umudu buralardan kesmek gerekiyor. Yine iktidar son yerel seçimlerde bu bölgelerde bir ret duruşuyla karşı karşıya kaldı. Muhtemelen yerelde daha büyük bir ret ile karşı karşıya kalacak. Ama kayyum siyasetinde ısrar eden bu siyasete son vermediğimiz sürece bizim tartışacağımız konu yoksulluk, işsizlik, ekonomi krizin derinleşmesi olacak. Açıklanan faiz politikası insanların ekmeğiyle doğrudan ilgili olan döviz politikasıdır. Toplum aleyhine işleyen bir ivme kazanmış durumda. İktidarın bu süreçte çözüm yaklaşımı yok. AKP-MHP ortaklığının tek derdi; birikimleri çalma, çırpma, yolsuzluk siyasetini derinleştirerek ceplerini şişirmektir. Bunu bilerek hareket etmek gerekiyor. Bütün partilerinde bu yönlü bir politikayı önüne koyup ciddi bir şekilde halkla birlikte yol alması gerekiyor” tavsiyesinde bulundu.
Serhat News