1. Haberler
  2. Güncel
  3. Kent sorunlarının çözümüne yönelik çağrıya bir destek de İlhan’dan geldi: Ortak derdimiz Van olsun

Kent sorunlarının çözümüne yönelik çağrıya bir destek de İlhan’dan geldi: Ortak derdimiz Van olsun

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Van’daki sorunların çözülemeyecek sorunlar olmadığını kaydeden Saadet Partisi Van İl Başkanı Özay İlhan, “Bir araya gelip birlikte bir çay içmek bile sorunların çözümüne büyük bir katkı sunar. Yeter ki biz bunu isteyelim” dedi. Kentte bulunan tüm siyasi parti, sivil toplum örgütü ve kentin ileri gelenlerine seslenen İlhan, “Hepimiz ideolojik bağlantılarımızı bir kenara bırakalım, Van için bir araya gelelim” çağrısında bulundu.

Kent sorunlarının çözümü için kent dinamiklerinin bir araya gelmesi ve Van paydasında sorunların çözümüne yönelik yaptığımız röportajlar serisine Saadet Partisi Van İl Başkanı Özay İlhan ile devam ettik. Kentte bulunan sorunları farklı yöntemler ile dile getirerek gündeme taşıyan Saadet Partisi ve İl başkanı İlhan, kent sorunlarının belli olduğunu söyledi. İlhan, “Bu sorunları yeniden keşfedecek değiliz. Bu sorunları birinci öncelikli, ikinci öncelikli ve üçüncü öncelikli şeklinde sıralamak gerekiyor. Ya da acil, orta ve daha uzun vadede çözümlenecek sorunlar şeklinde sıralamak da mümkün. Bu şekilde bir sıralama, sorunlarımızın çözümünü de beraberinde getirir” açıklamasını yaptı.

‘Göç, insanların Van’dan umutlarını kestiklerinin göstergesidir’

Van’ın göç vermeye başlayan bir şehir konumuna gelmeye başladığını söyleyen İlhan, “Öncesinden sürekli olarak göç alan Van, 2020 yılından itibaren göç vermeye başladı. Aslında yine de göç alıyor ama verilen göç daha fazla. Verilen göçler, insanların Van’dan umutlarını kestiklerinin en büyük göstergesidir” tespitinde bulundu. Bir insanın neden bu doğduğu, büyüdüğü şehri bırakarak gitmek zorunda kaldığı sorusunu soran İlhan, “Geçinemediği için, ekonomik sıkıntılardan dolayı bırakıp gider” şeklinde cevap verdi.

Son 5 yıldır Van nüfusunun çok ciddi bir şekilde erimeye başladığına dikkat çeken İlhan, “Özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanlar tarım ve hayvancılığı terk ediyor. 2008-2020 tarihleri arasında Türkiye’de tarım ve hayvancılıktan kopanların sayısı yüzde 49’dur. İnanın, 2020-2024 yılları arasında Türkiye’de tarım ve hayvancılıktan kopanların sayısı asgari yüzde 10’dur. Bunu da genele vurduğumuzda yüzde 20’ye tekabül eder. Bu gün, Van’ın göç durumunu ele alacak olursak, 1990’lı yıllarda özellikle Gürpınar’dan Van’a göç edilmeye başlandı. Bir yerden sonra göç olayı kesilmeye başladı. 2000’li yıllarda insanlar yine köylerinde yaşamaya başlarken, özellikle 2014 yılından itibaren köylerden çok ciddi bir göç yaşanmaya başlandı” dedi.

Köylerden göç etmenin birbirinden farklı birçok etken olduğuna dikkat çeken İlhan, “Taşımalı eğitim, insanların geçinememesi, ahırdan çıkan insanın tekrardan ahıra girmek istememesi gibi sebepler bu kapsamda ele alınabilir” şeklinde konuştu.

’20 yıl önce 6 devlete ihracat yapan Van, bu gün eti ve sütü dışarıdan alır hale geldi’

Bu gün Türkiye’nin en çok koyununun bulunduğu şehrin Van olduğunu söyleyen İlhan, “Van’daki koyun sayısı 2.5 milyondur. Bundan 20 yıl önce sadece Gürpınar’da bu kadar koyun vardı. Van’dan 6 farklı ülkeye ihracat yapılıyordu. Geldiğimiz noktada Van, et ve süt ürünlerini dışarıdan almaya başladı. Dışarıya bağımlı hale geldik. Kendi kendimize yetemez hale geldik” açıklamasını yaptı.

Van’da her geçen gün kırsal nüfusun erimeye başladığını, merkezde de her ne kadar insanların kendilerini koruyor gibi gözükse de çok yakın bir zamanda kent merkezinde de bir erime ile karşı karşıya kalınabileceğini ifade eden İlhan, “Aslında Van coğrafi konumu ve iklimi itibari ile 3 milyon, 5 milyon insanı barındırabilecek bir potansiyele sahiptir. Ancak yanlış politikalar, ülke yönetimindeki yanlışlıklar geldiğimiz aşamada insanların umutlarını kestikleri bir şehir haline gelmemize neden olmuştur” gerçekliğini ifade etti.

‘Sınırı halk korur, yıllardır sınır köylerinde yaşayanlar, köylerini boşaltıyor’

İlhan şu ifadeleri kullandı:

“Van gibi bir şehirde, yanı başında İran gibi ülkenin en uzun sınırı bulunan bir şehir, aynı şekilde çok yakınında Irak sınırına yakın bir ilde sınır ticareti yoksa, sınır neden vardır? Bu İran ile sınır ticaretimiz dibin dibine vurdu. Sınır ticareti için elli kusur ürüne izin veriyorlar. Bunlar için de bir parça iki parça diyorlar. Bir kere bir serbest alan yok. Her şeyden önce o serbest alanın yaratılması gerekiyor. Sınırda gerekli ticari faaliyetlerin sağlanması için gerekli alanların sağlanması gerekiyor. Yıllardır sınır köylerinde bulunan insanlar artık sınır köylerini boşaltıyorlar. Sınır güvenliği, insanlarla sağlanır. Köylerin boşalması ile sınır güvenliği olmaz. Asker ile polis ile sınır güvenliği sağlanmaz. Oradaki en önemli mesele, insanların oralarda geçimlerine sağlayamamalarıdır. Sınır güvenliği ancak öyle sağlanır. Bu gün yüzlerce sınır köyümüz var. Başkale’den tutalım da Saray, Özalp sınırına, Çaldıran sınırına kadar İran sınırında yüzlerce köyümüz var. Ancak bu gün, köylerde insanlar evlerinin kapısını penceresini kapatıyor, yazın üç-beş gün ay kalıyor ya da kalmıyor, başka yere göç ediyorlar. Bu gün başka şehirlere gidildiğinde Vanlılarla karşılaşırsınız, niçin Vanlılar Van’da durmuyor? Bunun tespit etmemiz gerekiyor. Ben Van’dan başka yere uçakla gitmek istediğimde uçak bulamıyorsam, hastam olduğumda doktor bulamıyorsam, ben evime ekmek götüremiyorsam, ne yapıyorum, bir yolunu buluyor ve ilk fırsatta bu şehri terk ediyorum.”

‘Van bir çekim merkeziyken, umutların kesildiği bir kent haline geldi’

Çok değil birkaç yıl öncesine gidildiğinde bölgeden göç alan bir Van’ın olduğunu, aynı şekilde bırakalım kendi kendine yeten bir Van’ı, tüm Ortadoğu’nun canlı hayvan ihtiyacını karşılayan bir Van ile karşı karşıya olduğumuzu, Van’ın bu gün bu duruma gelmesinin nedeni olarak gösterilen yanlış politikaların ne olduğuna ilişkin sorumuza İlhan, “Bundan 20 yıl öncesine gidecek olursak Van’da hakim nitelikte bir Siirtli nüfusu vardı. Van’da bu gün onlar yok. Önemli oranda göç etmiş durumdalar. Yine şuan Van’da küçümsenmeyecek nitelikte Hakkarili nüfusu var. Hakkarilerin birinci memleketi Van’dır. İkinci memleketleri İstanbul, üçüncü memleketleri ise Hakkari’dir.  Şuan bakıyoruz, Hakkarililer de artık buradan ayaklarını kesmiş vaziyetteler. Başka yerlere göç etmeye başladılar. Van bir çekim merkezi iken artık yavaş yavaş umutların kesildiği bir kent durumuna gelmiş vaziyetteler” ifadelerini kullandı.

‘Van vergi rekortmeni il iken bu gün en son sırada yer alıyor’

İnsanların neden kenti terk ettiklerine de değinen İlhan, “Çünkü insanların geçimi yok. Sınır ticareti olduğu yıllarda, 1997 yılında Van vergide rekor kıran bir kent konumundaydı. Bu gün en son sırada. Neden? Çünkü o dönem bir sınır ticareti vardı. Mazot ticareti vardı. O ticaret sayesinde bir kalkınma oldu. Van’da o zaman organize sanayi kuruldu. Vanspor birinci lige çıktı. Biz Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray’ı başka şehirlerde aramıyorduk, onlar buraya geliyor, Vanspor ile maç yapıyorlardı, biz de onları seyrediyorduk. Yani her şey birbiri ile bağlantılı aslında” dedi.

‘Ülke genelinde ciddi problemler var, Van bu problemleri iki katı yaşıyor’

Van esnafının karşı karşıya bulunduğu sorunlara değinen İlhan, “Bu gün çıkalım Van esnafını dolaşalım, belli başlı esnaflar dışında çek sıkıntısı, kredi sıkıntısı, ödeyemediği senetler sıkıntısı bulunmaktadır. SGK ve vergi dairesinden giden hacizler, sabah işyeri sahibi iş yerini açıyor. Hesabında biraz para var, bir bakıyor o hesabına da haciz konulmuş. Bu gün ülke genelinde ciddi problemler var ancak biz bu problemleri iki kat yaşayan bir şehiriz. Van’ın bu anlamda ciddi ciddi ele alınıp hem sosyolojik olarak hem de Vanlıların neden göç ettikleri, neden buralarda barınamadıkları gibi konuları ele alıp konuşmamız gerekiyor” diye konuştu.

‘Van Türkiye’nin Afganistan’ı oldu’

Bu ülkede kimi sorunların ortak olduğunu söyleyen İlhan, “Ekonomik sorun ortaktır. Bakkal gibi açılan üniversiteler ortak sorunumuzdur. Çocuklar 12 sen okuyor ondan sonda üniversiteye gidiyorlar. Ancak üniversitelerin bir niteliği yok. Üniversiteyi okuduklarında ise işsiz olarak ortalıkta geziyorlar. Bir diploma var, ama diplomalı işsizler ordusu yetiştiriyoruz. Evet, Türkiye’nin problemi ama Van’ın da problemi. Bu problemler sonucunda bakıldığında, tarım ve hayvancılıkla uğraşacak gencimiz yok. İneği sağacak genç kızlarımız, kadınlarımız yok. Sanayide ustanın yanında çalışacak çıraklarımız yok. Bakıldığında, göçler ile birlikte Van, Türkiye’nin Afganistan’ı oldu.

‘Yerelde iktidar olan Dem Parti, Genelde iktidar olan Ak Parti Van’da sorunların çözülmesine öncülük etmeli’

Van’ın çok sayıda sorunlarının bulunduğunu, ancak dışarıdan birilerinin gelerek Van’ın sorunlarını çözemeyeceğini, ancak Van’ın kendi sorunlarını çözebileceğini, bu sorunların da çözülebilmesi için nelerin yapılması gerektiğine ilişkin sorumuza verdiği cevapta İlhan şu cevabı verdi:

“Sorunlarımızın çözümü için öncelikli olarak kentte bulunan bütün siyasi partileri, bütün sivil toplum örgütlerini bir araya getirmemiz gerekiyor. Van’ın sorunlarının çözümünde öncülük etmesi gerekenler yerelde Dem Parti’dir, genelde de Ak Parti’dir. Birisi merkezde iktidar, birisi de yerelde iktidar. Bunların yanı sıra diğer partilerin, Saadet Partisi ve CHP’nin de olduğu, kentin sorunları ile ilgisi alakası olan, kent problemlerini kendisine dert edinen insanların da olduğu bir ortamda bir araya gelerek sorunlarımızı konuşabilir, çözüm yöntemleri üzerinde hemfikir olabiliriz. Van olarak çok büyük sorunlarla karşı karşıyayız gibi görünüyor ama aslında sorunlarımız o kadar da büyütülecek, abartılacak sorunlar değil. Problemlerimiz o kadar da abartılacak problemler değil. Kente birkaç dokunuş gerekiyor. Birkaç dokunuş ile birlikte sorunlarımızı önemli oranda azaltırız.

‘İranlı turistler de artık Van’a gelmiyor, başka şehirlere gidiyorlar’

Van’a yüzlerce otel yapıldı, ama yanı başımızdaki İran da artık gelmiyor artık. Sadece bir geçiş güzergahı olarak kullanıyorlar. Şuan otellerimizde yüzde 30-35 civarında bir doluluk söz konusu. İranlılar geliyor, 2-3 gün kalıyor, sonrasında Trabzon’a gidiyor, Antalya’ya gidiyor. İstanbul’a gidiyor İzmir’e gidiyor. Yani onlar da artık İranlılar da Van’dan ellerini ayaklarını çektiler. Cılız düzeyde de olsa bir sınır ticareti var ve binlerce insan oradan geçimlerini sağlıyor. O da ortadan kalkarsa, kimseler kalmayacak. O halde gerçekçi davranmak zorundayız. Peki ne yapmalıyız? Yasalar, yasalar, yasalar… yasalar insanları yaşatmak, insanlara hizmet etmek için vardır. Yasalar insanların yaşamını zorlaştırmak için değildir.”

‘Van’ın 8 tane milletvekili dahi bir araya gelip konuşsalar birçok sorunu çözerler’

Bu gün Van’ın 8 tane milletvekilinin bulunduğunu söyleyen Saadet Parti Van İl Başkanı Özay İlhan, “Emin olun o 8 vekil dahi bir araya gelip otursun, Van’da farklı siyasi görüşten insanları davet etsinler veya Van’a ilgi duyan insanları davet etsinler, ‘Gelin biz Van milletvekiliyiz, sen de Ankara milletvekilisin bu sorunumuzu nasıl çözeriz’ deseler, emin olun bu günkü durumdan bir tık daha ileriye gideriz” tespitinde bulundu.

İlhan, “Van’da siyasi partiler bir araya gelip, ‘gelin şu sorunu konuşalım, çözelim’  dese, bir lobi oluştursak birçok sorunumuzu çözeriz. En basitinden Erzurum, Van’ın yarısı bir nüfusa sahip. Van’dan çok daha kötü bir havaya sahip. Uçak gidiyor. Kötü havalarda da iniyor. Ama Van’da hava sisli olduğunda uçaklar Erzurum’a gidiyor, Diyarbakır’a gidiyor. Neymiş, kötü hava koşullarında, gece görüş mesafesine sahip, uçakların inmesini sağlayan cihaz Van’da yokmuş.

Bunlar yapılamayacak şeyler değil, ben tüm yetki sahibi insanları başta da Ak Parti ve Dem Parti yetkililerine sesleniyorum; gelin, hiçbir şey kaybetmezsiniz, gelin insanları dinleyin, oturun, kedi adınıza yapabileceğinizi yapın bu şehre faydanız olsun. Bu şehirde ebedi iktidar söz konusu değil. İnsanlar sizi hayırla yad etsin. İnsanların bir araya gelmesinin Van’a bir katkısının olacağını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Kuruluş çalışmaları başlatılan Kent Konseyine ilişkin de açıklamalarda bulunan İlhan, bundan bir on yıl önce kent konseyinin faaliyete geçtiğini, sonrasında bir ara faaliyetlerin durdurulduğunu, iki yol sonra da kayyım atandığını söyleyerek, “Biz de katıldık. Bir oturum alındı, ondan sonra alınmadı, kayyım atandı. 8 yıldan fazladır bir kayyım süreci var, 3 aydır kayyım kalktı, inşallah bir daha da gelmez” diyerek kurulacak olan Kent Konseyinin nasıl olması gerektiğine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Her ne olursa olsun kent konseyi bağımsız olmalı. Siyasi partiler olmalı ama ideolojik anlamda Van’a özgü olmalı. Yani kent konseyini ideolojik bağlantılardan koparmamız gerekiyor. Van’ın sorunları neyse, işsizlikse, uçak sorunuysa, tarım ve hayvancılığın geri gitmesi ise yeşil alansa, denizin kirlenmesi ise artık Van’ın sorunları ne ise ona göre gündem belirlenmeli ve hareket edilmelidir. Kent konseyi aynı zamanda yaşam alanlarının iyileştirilmesi meşelisini de ele almalı. Kent konseyinde yer alacak olan insanlar işinin ehli insanlar ise çok daha etkili olacağına inanıyorum.

Hangi siyasi partiden olursak olalım  hepimiz Van’da yaşıyoruz’

Hangi siyasi partiden olursak olalım, görüş ve düşüncelerimiz ne olursa olsun hepimiz Van şehrinde yaşıyoruz. Yapılacak iyi işler hepimizin lehine, Van’ın aleyhine olacak işler de hepimizin aleyhinedir. Buradan başta siyasi partiler olmak üzere her kese sesleniyorum; Van hepimizin ortak yaşam alanı, hepimizin ortak paydasıdır. Gelin Van perspektifi ile bir araya gelelim. Hepimizin ortak meselelerini, ortak sorunlarını konuşalım, ortak bir noktada uzlaşalım.”

‘Van siyaseten sahipsiz bir kent’

Yaygın bir söylenti olarak son zamanlarda, Van’ın sahipsiz bir kent olduğuna ilişkin söylentilerin son zamanlarda epey kullanılmaya başlandığını, gerçekten de Van’ın sahipsiz bir kent olup olmadığına ilişkin sorumuza İlhan, “Van siyaseten sahipsiz. Van işlerin yürümesi bakımından, iktidar bakımından sahipsiz, yetim bir kent. Belediye konusunda da daha 3 aydır mazbata aldılar, kimi değerlendirmelerde bulunmak için daha erken, bir şey demek istemiyorum. Onları da göreceğiz. İyi iş yaparlarsa Allah onlardan razı olsun, her alanda onları takip edip izleyeceğiz. Bu şehir hepimizin. Bu şehrin sorunlarını, sıkıntılarını dert edinmişiz, çözümünü de akli selim şekilde bulmaya çalışıyoruz. Belki de bizim bulduğumuz çözüm, çözüm değil. Belki başkasının çözümü daha iyi olabilir. Biz burada ortak biz paydada buluşalım diyoruz. Sorunları ana başlık halinde tespit edelim. Ön yargılarımızı, sabit fikirliliğimizi bir kenara bırakalım, çözüm için ortak bir noktada buluşalım. Yani ideolojik saplantılarımızı, ideolojik bağlantılarımızı bir kenara bırakalım. Ortak derdimiz Van olsun” çağrısında bulundu.

İlhan, konuşmasının sonunda şu ifadeleri kullandı:

“Van, siyasi partiler, Sivil toplum Örgütleri ve farklı kimlikler bakımından en kolay anlamda bir araya gelinebilecek bir şehir. Milletvekillerinin hep kavga ettiklerini mi düşünüyorsunuz? En kavgalı olanlar bile kol kola girerek yemek yemeye, çay içmeye giderler. Van’daki siyasi partilerde kimse kimseye ağır ithamlarda bulunmuş değil. Çok rahat bir şekilde bir araya gelebilir, yan yana gelebilirler. Biz saadet Partisi olarak bunun öncülüğünü yapabiliriz, hepsini misafir de edinebiliriz. Ama aslında bu işin öncülüğünü yapması gereken partileri söyledim. Ak Parti ve Dem Partisi’dir. Onlar yapmazlarsa biz bu anlamda hazırız. Biz her kesimle, her kesle uzlaşmaya, konuşmaya hazırız. Hepimiz bu memlekette yaşıyoruz, bu memleketin tüm sorunları hepimizin sorunlarıdır. Van’ın sorunları çok büyük sorunlar değil. Tamamı çözülebilecek sorunlar. En kısa zamanda hepimiz bir araya gelip sorunları çözmek için elimizden geleni yapalım. Biz buna hazırız. Buradan tüm siyasi partilere çağrı yapıyorum; en kısa zamanda bir raya gelelim, birlikte bir çay içelim, emin olun o bir çay içme ile dahi sorunların çözümüne giden yol açılacaktır.”

 

Serhat News

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Kent sorunlarının çözümüne yönelik çağrıya bir destek de İlhan’dan geldi: Ortak derdimiz Van olsun
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir