Van’da insan kaçakçısından sigarasına kadar kaçakçılar tarafından kullanılan kiralık araçlar, yediemin otoparklarında çürüyor. Van Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Emin Tuğrul’a göre yediemin otoparklarında milli servet yatıyor. Rent a Car İşletmecisi Kayhan Kabak ise çözümü tanıdıkların dışında kimseye araç kiralamamakta bulmuş.
Van Merkez ve ilçelerinde 15’in üzerinde yediemin otoparkı bulunuyor. Bu otoparklarda vergi ve haciz borçları nedeniyle bağlanan araçların yanı sıra çeşitli suçlara karışmasından kaynaklı bağlanan araçlar da bulunuyor. Güvenlik güçleri tarafından bağlanan araçlar, yediemin otoparklarında çürüyor. Otoparklardaki araçların birçoğu son dönemde insan ve uyuşturucu madde kaçakçılığı başta olmak üzere kaçakçılık faaliyeti sebebiyle bağlanıyor.
Kendi araçlarının yanı sıra Rent a Car şubelerinden araç kiralayarak da kaçakçılık faaliyeti yapan kişilerin kiraladıkları araçlar da güvenlik güçleri tarafından bağlanıyor. Kiralanan araçların bağlanması nedeniyle araç sahipleri yaşanan olayla bir bağlantıları olmamasına rağmen maddi olarak zarar görüyorlar. Van Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Emin Tuğrul ve Rent a Car İşletmecisi Kayhan Kabak yaşanan bu soruna ilişkin Serhat News’e konuştu.
‘Milli servet çürüyor’
Yediemin otoparklarında bekletilen araçların milli servet olduğunu vurgulayan Emin Tuğrul, prosedürler nedeniyle bu otoparklardaki araçların mahkeme süreçlerinin uzadığını belirtiyor: “Şu anda devletin yapması gereken bu otoparklarda bulunan araçların mahkemelerini hızlandırmak. Bu otoparkların acilen boşaltılması gerekiyor. Çünkü bu durum devlet için de bir külfet. Zaten araçlar çekildiği otoparklarda yazın güneşin, kışında yağmur ve karın altında çürüyor.”
‘El koyma uygulaması, yanlış bir uygulamadır’
Yapılan uygulamaların yanlış olduğunu vurgulayan Tuğrul, otoparkta tutulan araçların içinde basit suçlara karışan araçlarında olduğunu söylüyor: “Örneğin sınırdan bir karton fazla sigara, yüz litre fazla mazot getirdikleri için el konulan araçlar var. Oysa bu araçlar mahkeme süreçleri boyunca kaşeleme dediğimiz yöntemle mal sahiplerine verilebilir. Zaten kaşeleme yapılırsa mahkeme süreci boyunca mal sahibi bu aracı satamaz. Ama ne yazık ki alıkonulması gereken araçlara da el koyarak bu otoparklarda çürümesine neden oluyorlar” diyor.
Kendi otoparkında 2010’a ait araçların olduğunu belirten Tuğrul, zamanında çok değerli olan araçların halen bekletildiğini söylüyor. Mahkeme süreçleri bitene kadar da araçların değerlerinin düştüğünü belirtiyor ve mal sahibinin krediyle aldığı aracının bağlanmasıyla iki yönlü olarak zarara uğradığını kaydediyor.
‘Kamuda çalışan personeller de kaçakçılık faaliyetlerine karışabiliyor’
Daha önce kamuda çalışan birçok personelin ya kendi kimlikleri ya da sahte kimliklerle araç kiraladıklarını ve bu araçla kaçakçılık faaliyeti yaptıklarını iddia eden Rent a Car İşletmecisi Kayhan Kabak da son dönemlerde kiralık araçla yapılan kaçakçılık faaliyetlerine insan kaçakçılığı ve uyuşturucu madde kaçakçılığının da eklendiğini belirtiyor. Büyük firmalara göre yerel firmaların daha çok bu sıkıntıyı yaşadığını vurgulayarak, “Bizim yerel firmalar bu tür olaylarda daima dezavantajlıdır. Mesela bu kaçakçılık faaliyeti sırasında yakalanan kişiler serbest bırakılıyor ama bizim araçlarımıza satılamaz ibaresi koyuyorlar. Hatta çoğu zaman direk el konuluyor. Zaten bir araca satılmaz ibaresi konulduğunda bu durum en iyi ihtimalle ancak 5 yılda çözülüyor. Tabi buda suçsuz olması halinde. 5 yıl içerisinde o arabayı satamadığımızda zaten o arabanın değeri 200 bin TL ise yarı yarıya iniyor. Bunu karşı taraftan talep ettiğimiz durumlarda oluyor ama bu durumlarda en önemlisi kiraladığımız şahsı bulmak. Bazen bulamıyoruz. Ve bulduğumuzda da ekonomik durumu zararımızı karşılamaya uygun olmayabiliyor. O zamanda biz zarar ediyoruz” diye anlatıyor.
‘Bu sorun sadece yerel firmaların yaşadığı bir sorun’
Üç sene boyunca kiraladığı bir araçtan uyuşturucu madde çıktığını ve bu nedenle arabasına satılmaz ibaresi konduğunu belirten Kabak, “Aracımı kiralayarak içinde uyuşturucu madde taşıyan kişileri hemen serbest bıraktılar ama benim aracıma satılmaz ibaresi koydular. Bu ibareyi kaldırmak için çok uğraştım. Aslında bu sorunu da sadece biz yerel firmalar yaşıyoruz. Büyük firmalar için bahsettiğim durumlar geçerli değil ve üstelik araçlarını aynı gün teslim alabiliyorlar ve herhangi bir satılmaz ibaresi konmuyor. Oysa bizim firmalarımızın onlardan hiçbir farkımız yok” ifadelerini kullanıyor.
‘Çözümü sadece tanıdığa araç kiralamakta bulduk’
Son zamanlarda bu olaya karşı bazı önlemler aldıklarını aktaran Kabak şöyle devam ediyor: “Tanımadığımız ya da ortak tanıdığımızın olmadığı kimseye araç kiralamıyoruz. Kiralayan kişinin memur olması halinde de güncel sigorta kayıtları ya da maaş bordrolarını istiyoruz. Araçlarımızda GPS sistemi de ve buna ek olarak motor blokaj sistemleri var. Bu önlemlerle de tamamen önüne geçemiyoruz ne yazık ki. Çünkü durumu erken fark etmemiz gerekiyor yoksa aracı kullanan kişi bu sistemleri rahatlıkla devre dışı bırakabiliyor.”
(ro)