İlaçta yaşanan tedarik sıkıntısının başında artan döviz kuru ve firmaların ilaç üretmemesi geliyor. Ecza deposu sahibi olan İlyas Ceylan ilaç fabrikalarının satılmasına dikkat çekerken Van-Bitlis-Hakkâri Eczacı Odası Başkanı Hayrullah Fikret Baransel de yüzde 20 oranda ilaç bulamadıkları söylüyor.
Türk Eczacılar Birliği’nin (TEB) kayıtlarına göre, eczane raflarında olması gereken 850 çeşit ilaç temin edilemiyor. 2022 yılında 6,29 TL’de sabitlenen kurun güncel rakamın çok altında kalması nedeniyle piyasada bulunamayan ilaç sayısının her geçen gün arttığı belirtiliyor. Eczacılık meslek örgütleri, Türkiye’de 850’nin üzerinde ilacın temininde sorun yaşandığını ve bu sayının her geçen gün arttığını söylüyor.
Van-Bitlis-Hakkâri Eczacı Odası Başkanı Hayrullah Fikret Baransel ilaç teminlerinde sıkıntılar hakkında Serhat News’in sorularını yanıtlarken, “Yapılan tespitlerin çoğu fiyat politikasının değiştirilmesi yönünde. Referans ilaç, referans fiyat gibi böyle çok katı kuralların uygulandığı bir fiyat politikasıyla bu süreci götürmeye çalışıyoruz ama artık bu tıkanma noktasına geldi özellikle çok hızlı artan kurla beraber sıkıntı büyüdü maalesef. Yani genel bir ilaç sıkıntısı var. Şu anda yaklaşık yüzde 15-20 oranında ilaç bulamıyoruz” diyor.
‘Şu anki reel kurla ilaçta uygulanan sabit kur arasında uçurum var’
Baransel, 2022 yılının şubat ayında ilk defa bir fiyat güncellemesi olduğunu bunun da ilaçta uygulanan sabit Euro kuruna ilişkin olduğu bilgilerini paylaşıyor. Şu anki reel kurla, ilaçta uygulanan sabit kur arasında ciddi bir uçurum olduğunu, bu şekilde devam ederse üçüncü çeyrek ve dördüncü çeyreğin kâbus olacağını özellikle dördüncü çeyrekte ilaç bulunamayacağını vurguluyor: “Kurun gelmesi gereken nokta 9,50 ama bizim durduğumuz nokta 6,29. Bu şu anlama geliyor, yıl sonuna kadar kur hiç artmazsa, Türkiye ekonomisi bu seyirde devam ederse önümüzdeki şubat ayında en az yüzde 50 zamlanır ilaçlar. Eczaneler açısından fiyat artışı iyi bir şey değil çünkü ilaç fiyatları artınca kâr düşüyor.”
‘Yaklaşık yüzde 15-20 oranında ilaç bulamıyoruz’
Depolardaki ilaç sıkıntısına değinen Baransel, Türkiye’de Hedef Grubu dediğimiz Alyans Ecza Deposu ve Selçuk Ecza Deposu olmak üzere iki büyük ecza deposu olduğunu ve ikisinin de Van’da şubeleri olduğunu kaydediyor. Geçtiğimiz dönemde yapılan bir çalışmayla İstanbul Eczacı Kooperatifi’ni de bölgeye getirdiklerini ifade ederek, İstanbul Eczacılar Kooperatifi’nin ağının çok daha anlık bir ağ olduğunu buradan ekranı açtıkları zaman İstanbul Eczacılar Kooperatifi’nin hangi şubesinde olursa olsun ürünü görebildiklerini söylüyor: “İstanbul’da da ilaç yok. Bu şu demek Türkiye’nin hiçbir deposunda yok şu an. Yani genel bir ilaç sıkıntısı var. Şu anda yaklaşık yüzde 15-20 oranında ilaç bulamıyoruz.”
‘İlaç sıkıntısında ilk başta pahalı ilaçlar devreye giriyor’
İlaç sıkıntısı olduğu zaman ilk başta pahalı ilaçların devreye girdiğini vurgulayan Baransel, bu ilaçların çoğunlukla; kanser ilaçları, yenilikçi diyabet ilaçları, tansiyon ilaçlarının bir kısmı bazı psikiyatri ilaçları olduğunu aktarıyor: “Bizim en büyük sıkıntımız buralarda ama tabii hiç beklemediğiniz aslında belki alternatifini üretebildiğiniz ama piyasada bulunmayan çok ilaç var. Örneğin bazı kas gevşeticiler, ağrı kesiciler bunları da piyasada bulamıyoruz.”
‘Sistemde var görünen ilaç eczanede olmayabiliyor’
İlaç fiyatları arttıktan sonra da ciddi bir grup ilacın piyasada hâlâ bulunamadığını ifade eden Baransel, firmaların ilaç üretmemeyi ya da ürettiği ilacı piyasaya sunmamayı tercih ettiğini belirtiyor. Bazı ilaçları bulamadıklarını, depoların da aradıkları ilaçları bulamadıkları aktarıyor. Sözlerine devam ederek ilca tedariklerindeki sorunları şu sözlerle aktarıyor: “Burada bakanlığın kullandığı İlaç Takip Sistemi (İTS) var. Bakanlık, bu takip sistemi üzerinden elimizde ne olduğunu görülebiliyor. Örneğin, eczanenin elinde 20 tane görünüyor ama gidiyorlar fiilen yok. Sistemden düşmemiş ilaçlar olabiliyor çünkü. Sistemsel hatadan kaynaklı. Eczaneler bu konuda kendi takiplerini yapmaya çalışıyorlar en azından ilaç yokları döneminde hedef haline gelmemek için. Çünkü maalesef en kolay biz hedef oluyoruz. Sorun stokçuluktan çok daha büyük maalesef.”
‘Enflasyonun yükselmesiyle ilaçlar yoka girmeye başladı’
17 yıllık eczacı olan Melek Yıldız, daha önce böyle bir ilaç krizini görmediğini belirterek, “Kare kodlu ilaç fiyatları her sene mart ayının 20 ve 22. gününde zamlanıyor. İlaç dışı dediğimiz vitaminler, glukozaminler buna tabi değil” diyor.
Yıldız, enflasyonun yükselmesiyle beraber ilaçların yoka girmeye başladığını da aktarıyor. Her yıl Aralık-Ocak civarı ilaçlar yoka girmeye başladığını, ancak bu yıl enflasyonun yükselmesiyle ilaç yoklarının eylül ayında başladığını söylüyor. Hastaların ciddi mağduriyetler yaşadığını, özellikle kanser ve epilepsi hastaları için durumun kötüye gittiğini ekliyor.
‘Hastalarla sorun yaşıyoruz’
Hastalarla da sorun yaşadıklarını söyleyen Yıldız, “Sordukları ilaca yok dediğimizde neden yok diyorlar. Nedenini anlattığımızda dinlemiyorlar bile. Tepkilerini dile getiriyorlar haklılar tabii bir yönden bir dertleri var ve bunu çözmek için gelmişler” diyor. Reçetelere çocuklar için yazılan bir ağrı kesiciye 19 lira fiyat farkı, 3 lirada muayene ücreti ödendiğini ve hastaların bundan şikayetçi olduğunu fakat fiyat farkını hastalara anlatamadıklarını söylüyor.
‘Hükümet ilaç şirketlerini yabancı şirketlere sattı’
Ecza deposu sahibi olan İlyas Ceylan ise ilaç krizinin yaşanmasını iki sebebe bağlıyor: “Birinci sebep döviz kurunun 4,70 baz alınıp daha sonra yüzde 35 zam yapılarak ilaçların verilmeye çalışılması. Bundan dolayı firmalar ikinci bir zam bekliyor. İkincisi ise bu hükümetin 2002’den sonra şirketleri tamamen yabancı şirketlere satmasından kaynaklanan tedarik zorluğu. Türkiye’de yaklaşık 126 firmadan 110 tanesinin yabancılara satıldı.”
“Türkiye’deki fabrikaların tamamının hurdaya çıkarıldı ve böylelikle Türkiye’de yerli ilaç sanayini bitirdiler” diyen Ceylan şöyle devam ediyor: “Dışarıdan gelen ürünlerin artık döviz kuruyla işlem yaptığından dolayı ilaçtaki artış oranlarının yabancı firmaları da kurtarmıyor. 16 tane firma kaldı bunlardan büyük olan beş altı tane kaldı. Diğerleri zaten Türkiye’deki ilaç ihtiyacını karşılayacak firmalar değil. Şu anda tamamen dışa bağımlıyız ki dünyada belki ilaç olarak kendine yeten lider ülkelerden biriydik. Yok olmasındaki sebep tamamen sektörün yabancılaşması. İlaç bir silahtır. İlacı yabancı şirketlere satarsanız savaştaki cephanenizi kaybetmiş olursunuz.”
‘Firmalar depolara ihtiyacın altında ilaç gönderiyor’
Ceylan, “Firmalar, depolara ihtiyacın yüzde 10’u kadar ilaç gönderirlerse talebi karşılamaz. Bu depoların tevzi gönderme dediği seçerek eczaneye gönderme veya 100 tane isteyene 10 tane gönderme gibi bir durumları ortaya çıkıyor. Depo haklı, biz gönderdik diyor ama gönderdiği rakam ihtiyacı karşılayacak mı karşılamayacak mı bu önemli. Bundan dolayı piyasadaki sıkıntı hâlâ o şekilde devam ediyor. Bu iki aylık süreçte bütün ilaçlarda yok çekildi. Grip ilaçları, ağrı kesiciler en basit ilaçlarda bile yok çekildi. Sebebi firmaların, yüzde 35 zam gelecek ben iki ay beklersem şu anki satışımdan daha fazla kâr ederim o yüzden çıkarmayayım, mantığıyla hareket etmesi” diyor.
Depoların stok durumunun olmadığını belirten Ceylan, depolara sınırlı sayıda ilaç geldiğini kaydediyor. Depoların stok yapıp aylar sonra istediği fiyatın üzerinden de bir satış belirleyemeyeceğini çünkü bakanlığın belirlediği bir fiyat olduğunu, kendilerinin de sağlık ocaklarına ilaç verdiklerinde tedarikte ciddi anlamda sıkıntı yaşadıklarını çünkü piyasada hâlâ bazı ilaçların olmadığını söylüyor.
(ro)