Çoğunlukla sözlü edebiyatla bütünleşen Kürt edebiyatında, ‘çîrokbeji’ yani öykü anlatıcılığı büyük bir yere sahip. Bu geleneği devam ettiren yazarlar ve şairler Van’da düzenlenen panelde bir araya geldi. Panel katılımcılarından yazar Mihemed Şarman, “Yazar ve okurlarımız ‘kitaplarımız okunmuyor, satılmıyor’ fikrine kapıldığı an Kürtçe alanında ilerleyemez. Kürtçe dilinde ‘doğum ölüm ve yaşam nedir?’ sorusunu sorarak ve Kürtçe düşünüp, yazarak iyi bir edebiyat doğurabiliriz” dedi.
Kürtçeye yönelik engellemelerin halen sıklıkla yaşandığı bir dönemde sanatçılar, eserleriyle tarihe ışık tutmaya devam ediyor. Serhat News’e konuşan, Kürt Dili ve Edebiyatı Yazarı Mihemed Şarman, Kürt dili edebiyatının önemine, öykü ve hikaye yazarı Xezal Retkanî ve Bajar Mîrzeman ise Kürtçe dilinin yaşatılması ve korunması gerektiğine dikkat çekiyor.
‘Yaşam dilsiz olmaz sloganını yaşatmalıyız’
Yazar Bajar Mirzeman, geçtiğimiz günlerde Van’da düzenlenen bir panele katılmış, Kürt Edebiyatı’nın inceliklerine değinmişti. Serhat News’in sorularını yanıtlayan Mirzeman ilk olarak Kürtçe öykülerin, dünya öykü tarihlerine göre geç başladığını aktardı: “Dilimizi tüm dünyaya yansıtmakta eksiklerimiz var ancak 20 yıl öncesine bakıldığından aktif bir şekilde Kürtçe hikayeler yazılıp çiziliyor. Tarihten bu yana Kürt dilinin üzerinde devam eden baskılar var. Hala Kürtçe dilli okullarının olmadığı bir dönemdeyiz. Buda baskıların devam ettiğinin göstergesidir. Bundan kaynaklı toplumda Kürtçe konuşma ve yazma maalesef eksik kalıyor.”
Kürtçenin hem okullarda yeni yeni verilmesi hem de sanat alanın da, örneğin tiyatroda, eksik olması öykü yazılmasının önünde önemli bir engel olduğunu kaydeden Mirzeman, eğitim kurumlarında özellikle Kürt Edebiyatı ve Tarihi konularının olmaması toplumda da ciddi eksikliklere neden olduğunu söyledi: “Dilimizde okumalı, yazmalı ve dilimizde şarkıları seslendirmeliyiz. Dert ve sıkıntılarımızı kendi dilimizle konuşalım paylaşalım. ‘Zîman hebûne, bê ziman jiyan nabe’ sloganlarını yaşatmalıyız.”
‘Dilimizi evde bırakmayalım’
Kürtçe dergilerde öyküleri yayınlanan Xazal Retkani’nin çıkması beklenen ‘Kurte Çîrok Dergisi’nde öyküleri ve Kürt Tarihi’ne dair makaleleri okuyucularıyla buluşacak. Retkani de Kürtçe üzerindeki baskılara değindi ve akabinde, Kürtlerin yaşadığı şehirlerde çocukların kendi anadillerine uzak kaldıklarından yakındı: “Çocukların dilinde hep Türkçe var. Türkçe, modern dil olarak görülüyor. Kürtçe dili evde kalıyor. Anne ve babanın dili dahi evde kalıyor. Uzun bir süre Ankara’da yaşıyordum ve Diyarbakır gibi bir kentte bir gencin bana, ‘Kürtçeyi nasıl öğrendin?’ sorusunu yöneltmesi beni şaşırttı. Anne, babalar çocuklarının okula gidip Türkçe eğitim görmelerini istiyorlar. Kürtçenin onları gerileteceğini düşünüyorlar, ancak yanılıyorlar. Öncelikle anadili öğretilmeli çünkü okullarda zaten Türkçe öğretiliyor ve konuşuluyor.”
‘Kürt edebiyatını dünya edebiyatından uzak düşünmemeliyiz’
Kürt Dili Edebiyatı ve Araştırmacı Yazar olan Mihemed Şarman ise Kürt Edebiyatı’nın dünya edebiyatına bağlı olması gerektiğini savundu. “Bizim dezavantajlarımız var” diyen Şarman, şöyle devam etti: “Bu dezavantajlar motivasyonumuzu kırmamalı. Kürt toplumunda Kürtçe yazar ve okurlar, Kürtçenin bazı sebep ve dezavantajlarından kaynaklı kendilerini biraz edebiyat meselelerinde ve estetiğinden uzak tutuyor. Örneğin estetik ve edebiyatta gördüğümüz bazı şeylerin bize göre olmadığını, bize göre büyük olduğunu düşünürsek eğer bu edebiyatımızın iyi olamayacağını gösteriyor. Yazar ve okurlarımız ‘kitaplarımız okunmuyor, satılmıyor’ fikrine kapıldığı an Kürtçe alanında ilerleyemez. Hatta yazma işini dahi bırakabilir. Kürtçe dilinde ‘doğum ölüm ve yaşam nedir?’ sorusunu sorarak ve Kürtçe düşünüp, yazarak iyi bir edebiyat doğurabiliriz.”
(ro)