Rivayet olunur ki Şah Abbas Van’ı zapt etmeye geldiğinde, Van Kalesinde aylarca süren bir kuşatma başlamış. Van Kalesine çekilen Bey, teslim olmamış. Şah Abbas’ın komuta heyeti, kaledeki erzağın yakında tükeneceği ve kaledekilerin mecburen teslim olacağını varsayarak, kuşatmayı sürdürmüşler. Yine rivayet olunur ki, Şah Abbas bir sabah, gece gördüğü rüyadan etkilenerek ordusuna geri çekilme emri vermiş. Kalenin düşmesinin artık günlerle sayıldığını savunan komutanlar itiraz ettiğinde, Şah Abbas; “koy desinler Şah Abbas’ın bağı yok” diyerek, kuşatmayı bitirerek geri çekilmiş.
Anlayacağımız, bundan 400 yıl kadar önce, Van bağlarıyla, suyuyla, gölüyle, kalesiyle bir şahın gönlünü çelen bir kentti. Şimdi avuç içi kadar bir alana sıkıştırılmış çirkin binaları, dar caddeleri, en küçük depremde insanları öldüren, evsiz, yersiz yurtsuz bırakan imarı ile, sahipsiz bir köy değildi. Ki zamanında, 3000 yıldır nice depremlerde yıkılmamış 50 km’lik su kanalları bile yapılmış bu kentte.
Yazının başlığı sevgili okuyuculara fazlasıyla agresif gelebilir. Ancak, Ahmet Arif’ten ilhamla “uzay çağındayken bir ayağımız”, Van; gün geçtikçe, cehaletin, yoksulluğun, sahipsizliğin, vizyonsuzluğun kuşatması altında, irileşen ama büyümeyen, gelişemeyen, gelecek perspektifi olmayan bir köye dönüşüyor.
Ülkede ne ekonomik, ne siyasi, ne kültürel bir lobisi olmayan az sayıdaki şehirden biridir Van. Coğrafi avantajları, iklimi, gölü, tarihi ile rahatlıkla cazibe merkezi olabilecek bir kent, sessiz sedasız, derin bir yoksulluğun girdabında dönüp duruyor.
Birilerinin keyfine göre açılıp kapanan sınır kapılarıyla, yer bulmanın neredeyse imkansız olduğu uçaklarıyla, tanıtımdan, lobi kültüründen habersiz turizm sektörüyle, yüzbinlerce turisti kendine çekebilecek bir kent, inşaatlarda evlatlarını iş kazalarında ölmeye mahkum ediyor.
Her dönem iktidara vekil vermesine, oy vermediğinde de kayyum marifetiyle bir şekilde yönetimine el konulmasına rağmen, 3000 yıl önce Urartu’ların yaptığı kadar yatırım yapılmamıştır Van’a. Ve maalesef, defalarca ezici çoğunluğuyla muhalefeti yerel iktidar yaptığında da yaratıcı bir yönetim anlayışı, kentin gelişimini tetikleyecek bir imar planlaması görememiştir Van.
Şimdi üç caddeye sıkışmış bir kent merkezi, çekilmez bir insan ve araç trafiği, neredeyse günden güne değişen bir imar anlayışı, çarpık ve çirkin binaların arasında yaşamak düşmüş Van halkına. Yaklaşık 40 yıl önce, kentin merkez nüfusu henüz 80.000 civarlarındayken, aynı caddelerde, aynı kaldırımlarda yürüyorduk. Şimdi gündüz nüfusu muhtemelen bir milyonu zorluyorken, aynı caddelerde, aynı kaldırımlarda, boyları birkaç katına çıkmış binaların arasında, tünel haline gelmiş sokaklarda yürüyoruz.
İsmi Van ile anılan bir siyasetçimiz, bir iş adamımız, bir sanatçımız, bir yazarımız yok. Van’ın sesini, soluğunu, derdini, tasasını dile getirecek bir mecramız yok. Günümüz dünyasında kentlerin uluslararası lobileri varken, büyükşehirlerde yüzbinlerce Van’lı yaşarken, Van’ın adını zikreden yok.
Serhatnews’e merhaba niyetine bir yazı yazmak için bilgisayarı açtığımda, bu kadar karanlık bir şey yazmayı tasarlamamıştım. Ama başka bir şey yazmak gelmedi içimden. Hayata gözlerimi açtığım, çocukluğumun, gençliğimin geçtiği ve hala sokağımızdaki iğde kokularını dün gibi anımsadığım şehrime her geldiğimde, hissettiğim şeyler bunlar.
Yerel basın, yukarıda dile getirmeye çalıştığım bu kuşatmayı yırtmak için en etkili alanlardan biri. Umuyorum ki, Serhatnews, Van’ın ihtiyacı olan sesi en güçlü şekilde dile getirir. Ve umuyorum ki, güzelliklerden, umut veren haberlerden söz ederiz. Tekrar merhaba.
Belediye yetkilileri konuşaklarının onda biri kadar iş yapsalar herşey hal olur
Çok güzel özetlemiş eline kalbine sağlık
Belediye değişti.şu an halkın iradesi var.değişiklik nerde?hani çalışma?ayrıca van nüfus olarakta maalesef çok kirlendi.40 çeşit insan var.yazık oldu van a
Allah raziolsun çok güzel.siralamissi .inşallah yöneticilerden senin.soylediklerinden nesiplernirlr Allaha emanet olun
Lokman bey, her çarşıya çıktığımda iğrenerek bir an önce eve geliyorum. İnsanlar bu kadar suratsız,anlayışsız değillerdi. Dediğiniz gibi gittikçe çekilmez oluyor. Saygılarımla
Kalbine eline sağlık vana çok güzel değilmişsin lakin her dönem aynı adamları millet vekıili seçen van halkı artık mafya olmuş vekiller den bir hizmet beklemiyor ve sıraladığın sorunlar bu vekiller den kaynaklı adamların umrunda mı van