1. Haberler
  2. Ekoloji
  3. Maden sahasındaki doğa tahribatı kameralara yansıdı!

Maden sahasındaki doğa tahribatı kameralara yansıdı!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ağrı’nın Diyadin ilçesinde siyanürle altın çıkartılması ciddi düzeyde insan ve çevre sağlığını tehdit eder duruma geldi. Yüksek miktarda patlayıcıların kullanıldığı altın madeninde patlamalar ciddi tehditleri de tetikler nitelikte. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan ÇEVDER üyesi Avukat Jiyan Özkaplan, maden sahasında yüksek miktarda patlayıcıların kullanılmasının sadece bölge açısından değil, çok daha geniş bir coğrafyada ciddi tehlikelere yol açabileceği uyarısını yaparken, köylüler ise tedirginlik içerisinde.

Ağrı’nın Diyadin ilçesine bağlı Mollakara Köyü’nde Koza Altın tarafından siyanürle altın çıkartılması bölge açısından tehlike çanlarının çalınmasına neden oluyor. Yerel kaynaklardan elimize ulaşan görüntülere göre, maden sahasında geniş çaplı kullanılan patlayıcı maddeler, halk ve çevre sağlığı açısından ciddi tehditlerin habercisi niteliğinde.

‘Bölgede hem aktif fay hatları bulunmakta, hem de sönmemiş volkanik dağ bulunmaktadır’

Maden sahasındaki doğa tahribatı kameralara yansıdı! - Nuri Tasdemir

Nuri TAŞDEMİR

Ağrı ve çevre bölgelerdeki çevre sorunlarını yakından takip eden Van ÇEVDER üyesi Nuri Taşdemir, yaşananların öyle sıradan ele alınmaması gerektiğini kaydederek, “Bölgenin en büyük nehirlerinden olan Murat Nehri maden sahasının ortasından geçiyor. Ayrıca maden sahasının bulunduğu bölge, deprem bölgesi ve aktif fay hatları bulunmaktadır. Bir başka önemli konu ise volkanik Tendürek Dağı’nın o bölgede bulunmasıdır. Tendürek Dağı, 1850’lerde aktif olan bir dağ. Halen de o mıntıkadan çıkan sıcak su kaynakları 87 santigrat sıcaklığındadır. Daha derinlerde ise buhar bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

‘Yeraltı suları ve Murat Nehri siyanürden olumsuz etkilenebilir’

Tendürek Dağı’nın tamamen sönmüş bir volkanik dağ olmadığını söyleyen Taşdemir, “Maden sahasında gerçekleştirilen büyük patlamalar volkanik dağda olumsuz bir takım sonuçlara yol açabilir. Ayrıca patlamalar sonucunda siyanürün yeraltı sularına karışması ihtimali yüksektir. Bölgenin en büyük su kaynaklarından olan Murat Nehir sularına siyanürün karışması olasılığı yüksektir. Bu da telafisi imkansız sonuçların oluşmasını beraberinde getirebilir” şeklinde konuştu.

Bölgenin tarım ve hayvancılık bakımından büyük bir kapasiteye sahip olduğunu da söyleyen Taşdemir, “Örtü altı sebzecilik yeni yeni gelişim katetmeye başladı. Şuan hayata geçirilen projeler var, hayata geçirilmek üzere olan projeler de bulunmaktadır. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde belki de ülkenin en az yarısının yaş sebze ihtiyacı bu bölgeden karşılanabilir. Yine bölgemiz hayvancılık bakımından da oldukça verimlidir. Ancak siyanürle altın çıkartılması hem tarımı hem hayvancılığı, hem insan hem de çevre sağlığını adeta tarumar etmektedir” açıklamalarında bulundu.

‘Bölge ekonomisi kalıcı olarak tahrip edilmektedir’

Diyadin’deki altın madeninin bölge ekonomisine yönelik olumsuzluklarından da bahseden Taşdemir, “Tarım ve hayvancılığı bitme noktasına getiriyor. Aynı şekilde turizm bitme noktasına geldi. Oysa altından kazanılacak paranın çok daha fazlası hem tarımdan hem hayvancılıktan hem de turizmden elde edilebilir. Fakat bunu yapmak yerine, bölgenin ekonomisi kalıcı olarak tahrip edilmektedir” dedi.

Bölgede 33 seranın temelinin atıldığına dikkat çeken Taşdemir, “Halihazırda 20 dönümlük alan üzerinde yıllık 170 ton yaş sebze üretimi yapılmakta, ileriki aşamalar bu kapasite çok daha attırılabilir, nitekim bu potansiyel de bulunmaktadır” bilgilerini paylaştı.

Altın aramalarında siyanürün kullanılması sonucunda Civa, Krom, Actinon gibi elementlerin de ortaya çıktığını kaydeden Taşdemir, “Yaşanan bu durum, insan sağlığını da olumsuz etkilemektedir. Bununla bağlantılı olarak kalp krizi, kanser, kronik hastalıklar, üreme düşüklüğü, hamile kadınların düşük yapması, engelli doğum oranlarında artışların olabileceği tahmin edilmektedir. Şuan Diyadin’de maden sahası olarak belirlenen alan, 650 futbol sahası büyüklüğündedir” diye konuştu.

Kentte, aralarında Van Çevre, Tarihi Eserleri Koruma ve Geliştirme Derneği(ÇEVDER), Zilan Ekoloji Derneği’nin de bulunduğu çevre derneklerinin maden sahasında yaptıkları araştırmalar sonucunda hazırladığı raporda çarpıcı bilgilere yer veriliyor.

‘Maden sahası sadece bölgeyi değil geniş bir coğrafyayı olumsuz etkilemektedir’

Maden sahasındaki doğa tahribatı kameralara yansıdı! - Diyadin Altin Madeni 2

Raporda, maden faaliyetlerinin sadece bölgeyi değil geniş bir coğrafyayı tehdit ettiği bilgisine yer verilmekte.

Raporda şu ifadeler yer alıyor:

“Maden sahalarının genişlemesi ve bu süreçte kullanılan kimyasallar, halkın sağlığı ve geçim kaynaklarını tehdit ediyor. Maden çalışmaları, köylüleri asgari ücretle çalışmaya zorlarken, aynı zamanda tarım ve hayvancılığın yapılamaz hale geldiğini söylüyorlar. Maden sahalarından yayılan toz, hayvanların otladığı alanları kirletiyor. Tarım alanlarında verim düşüyor ve ürünlerin kalitesi bozuluyor. Köylülerin bir kısmı, ‘Murat Nehri’nin suyu kirlenirse, bu topraklarda hayat sona erer’ diyerek endişelerini dile getirdi. Bu sözler, nehrin ve bölgenin ekosistemi için taşıdığı yaşamsal önemi bir kez daha gözler önüne seriyor.”

‘Siyanürle altın çıkartmanın sonuçları tüyler ürpertici’

Siyanür sızıntısının toprağa ve suya karışma riskine dikkat çekildiği raporda, “Siyanürle yapılan altın çıkarma işlemlerinin sonuçlarını izlemek tüyler ürpertici. Diyadin’de gözlemlediğimiz kadarıyla, Eğer siyanür, Murat Nehri’ne karışırsa, bu sadece Diyadin’i değil, Fırat Nehri ve Basra Körfezi’ne kadar uzanan tüm su havzasını zehirleme potansiyeline sahip. Bu geniş bir alanda tarım ve hayvancılığı yok edebilir, sulak alanlardaki endemik balık türlerini ve diğer sucul canlıları tehdit etmektedir. Siyanürün bölgedeki seracılık ve kaplıca kaynaklarına zarar vereceği ve insanların bu kaynaklardan yararlanamaz hale geleceği açık bir gerçek olarak karşımıza çıktı” bilgilerine yer veriliyor.

‘Murat Nehri’nin siyanürle kirletilmesi, geniş bir coğrafyayı tehlikeye atacak’

Maden sahasının yakınında yer alan Murat Nehri ile nehrin geçtiği coğrafyada yaşanabilecek tehlikelere dikkat çekilen raporun devamında, “Bölgedeki yaşamın kalbi olan Murat Nehri, suyu tarımda, hayvancılıkta ve günlük yaşamda kullanılmak üzere köylülere hizmet ediyor. Bu nehrin siyanürle kirlenmesi, doğrudan ve uzun vadeli bir felaketi beraberinde getirir. Diyadin’den doğarak birçok yerleşim yerini besleyen bu nehrin kirlenmesi, sucul yaşamın yanı sıra, bölgede tarım yapan köylülerin geçim kaynaklarını da yok edecektir. Gözlemimizde net bir şekilde gördüğümüz gibi, bu bölgede başlatılan madencilik faaliyetleri, yerel ekosistemi yok ederken sadece bölgedeki değil, geniş bir coğrafyadaki yaşamı da tehlikeye atıyor” uyarılarına yer veriliyor.

‘4 Yılda Çıkarılacak 26 Ton Altın, Bölge Ekosistemini 300 Yıllık Tahribata Sürükleyecek’

Raporun başka bir bölümünde şu çarpıcı ifadeler yer alıyor:

“Diyadin’in ekosistemi ve Murat Nehri, kimyasal madencilik faaliyetleriyle büyük bir tehdit altında. Yerel halkın sağlığı ve bölgedeki doğal kaynaklar için büyük bir risk oluşturacak bu faaliyetlerin, çevre üzerindeki etkileri göz önünde bulundurularak daha sürdürülebilir alternatiflerin değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Maden sahalarının işleyişi ve kullanılan kimyasallar, çevresel tahribatı hızlandırarak neredeyse geri dönülemez bir duruma yol açmaktadır. Bu faaliyetler, bölge üzerinde yürütülen, doğal kaynakları hedef alan sistematik bir yıkım politikasının parçası olarak değerlendirilebilir. Siyanür ve diğer toksik maddelerin kullanımıyla 4 yıl içinde çıkarılması planlanan 26 ton altın, bölgedeki ekosistemi 300 yıllık bir tahribata sürükleme riskini taşımaktadır.”

Av. Jiyan Özkaplan: Bölge dinamitlerle donatılmış bir bölge

Maden sahasındaki doğa tahribatı kameralara yansıdı! - jiyan Ozkaplan

Avukat Jiyan ÖZKAPLAN

ÇEVDER Avukatlarından Jiyan Özkaplan ise söz konusu bölgenin adeta dinamitlerle donatıldığına dikkat çekerek, “Murat Nehri, Tendürek Dağı eteklerinden doğuyor ve Fırat Nehrine kadar ulaşıyor. Bu bölge, tarım ve hayvancılığın, yaylacılığın çok yoğun olduğu bir bölge. Aynı şekilde bölge halkı açısından da son derece önemli bir böğle. Bilindiği üzere burada altın madenciliği adı altında şirketler faaliyetlerini sürdürüyor. Ancak bu faaliyetler bölge halkı açısından zararlı sonuçlar doğurmaktadır. Siyanür ile altın ayrıştırılması yapılmaktadır. Bu o kadar etkili bir şeydir ki, yaratacağı zarar ve tahribat sadece ilgili bölge ile sınırlı kalmayacak, ta Irak, Suriye ve Basra’ya kadarki bölgeleri olumsuz etkileyecek. Çünkü bahsettiğimiz yer, Murat Nehri’nin bulunduğu bölge. Murat Nehri, Fırat Nehrinin bir kolu. Burada 22 kilometrelik bir yoldan bahsediyoruz” diye konuştu.

‘Bölge ekonomisi bütünen tahrip edilmekte’

Maden sahasının yarattığı tahribatlara ilişkin açıklamalarda bulunan Özkaplan, “Burada bahsettiğimiz ocak, diğer ocaklardan çok çok daha zararlı bir ocak. Çünkü burada siyanürle altın arama işi yapılıyor. Siyanürün doğa üzerinde yarattığı tahribatlar da bilinmektedir. Bu madde ile direkt zehir saçılmaktadır. Siyanürle altın arama işlemi, insanlarda, diğer canlılarda, bir bütünen ekosistemde çok ciddi tahribatlar bırakacaktır. Orada insanlar tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağlamakta. Bir de kaplıcalar bulunmaktadır. Tarımsal alanların yanı sıra, kaplıcalar ve seralar da zarar görecektir. Maden faaliyetleri ile insanların ekonomik bütün imkanları elinden alınacak. Sadece bu kadarı da olmayacak, insan sağlığı da çok ciddi düzeyde zarar görecek” dedi.

‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan bilgi istedik, halen de cevap verilmiş değil’

Maden sahasının açılması öncesi yerine getirilmesi gereken prosedürlere ilişkin Van ÇEVDER olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan bilgi istediklerini hatırlatan Özkaplan, “Biz ÇEVDER olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bir yazı yazdık. Yazımızda, ‘Hangi işlemle hangi faaliyetleri sürdürüyorsunuz, orada bir ocak kurulmuş, orada ocak kurulması işlemi nasıl başlatılmış, o ocak kurulurken hangi raporlar alınmış, ÇED raporları nelerdir?’ gibisinden sorular yönelttik ve bunların cevabını bekliyoruz. Biz biliyoruz ki, usulüne uygun, tarafsız yasalara uygun bir ÇED raporu alınsa, maden şirketi faaliyetlerine başlayamazdı. Hangi kişiler tarafından hazırlanmış bir ÇED raporu var, açıkçası bu bilgilerin tarafımıza verilmesi için talepte bulunduk. Bu talebimize rağmen aradan geçen süre zarfında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı halen de talebimize bir cevap vermiş değil” hatırlatmasında bulundu.

‘Bölge halkının geleceği karartılıyor’

Diyadin Altın Madeni’nde yürütülen faaliyetlerle bölge halkının geleceğinin karartıldığına dikkat çeken Özkaplan şu açıklamalarda bulundu:

“Bölge halkının geçimi olsun, geleceği karartılmış ve daha da karartılacak durumda. O bölge endemik bitkilerin de çok fazla olduğu bir bölge. Halihazırda bunların tamamı da şuan bir tehdit altında. Kaplıca turizmi olsun, insanların termal su kaynakları olsun bunların tamamı zarar görecek. Ülkenin en büyük İhtisas Organize Sera Sanayi Bölgesi orada bulunmaktadır. Yürütülmekte olan maden faaliyetleri ile bunların tamamı olumsuz etkilenecek, bölge turizmi adeta yok edilecektir. O bölgede volkanik Tendürek dağı bulunmakta, tekrardan volkanik patlamaların yaşanması riski bulunmakta. Bu ciddi bir risktir. Maden sahası, Tendürek Dağı’na yakın bir bölgede bulunmaktadır. Orada dinamitlerle o kadar çok patlatmalar yapılmaktadır ki, bu patlatmalar Tendürek Volkanik Dağı’nın yeniden patlamasına da sebep olabilir. Bu maden faaliyetleri ile başta Diyadin halkı olmak üzere tüm bölge coğrafyası, Irak, Suriye olumsuz etkilenebilir. Bundan dolayı bu siyanürle altın çıkartılma işinin biran önce durdurulması gerekiyor. Yaşanan birçok örnek var. Bunlardan bir tanesi de İliç’tir. Bilindiği üzere orada tam bir katliam yaşandı. Bu şekilde katliamların tekrardan yaşanmaması için devletin acilen olaya el atması gerekiyor. Maden ocağı işletme kararını tekrardan gözden geçirmesi gerekiyor. Bu faaliyetler bölgeyi, doğayı, tüm canlıları olumsuz etkileyecek, zehirleyecek faaliyetler içermektedir. Bundan dolayı bu faaliyetlerin biran önce durdurulması gerekiyor. Halihazırda alınan ÇED raporunun ne şekilde alındığını bilmiyoruz. ÇED Raporu’nda uygundur denilse de gerçeği yansıtmıyor. Çünkü biz de tarafsız bilirkişilerden aldığımız raporla o bölgedeki faaliyetlerin her yönüyle zarar vereceğini, çok geniş bir bölgede tahribata yol açacağını biliyoruz, bundan dolayı da devlete ve yetkililere bu işten vazgeçmeleri çağrısında bulunuyoruz.”

Serhat News

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Maden sahasındaki doğa tahribatı kameralara yansıdı!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Erciş Haberleri