Reza Zarrab’ı tutuklayan ABD’li savcı Preet Bharara, Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek’in hesabına Reza tarafından aktarılan 350 milyon doların belgesini yayınladı. Bu belgeyi benim de aralarında bulunduğum binlerce kişi sosyal medyada paylaştı.
Buna sinirlenen Ankara’nın devrik Belediye eski Başkanı İ. Melih Gökçek, oğlunun imdadına yetişti ve benim de yazdıklarımı paylaşarak “Osman Gökçek ile ilgili belgeyi (!) twitterde yayan bir yığın şeref ve haysiyet yoksunu troller; hepsi kayıt altına alındı…Peşinen söyleyeyim bu şerefsizce bir iftiradır. Bunu yayan haysiyetsizlere hem tazminat hem ceza davası açılacaktır.” diye yazdı.
Tüm bu yaşananlardan sonra insanın ‘şeref ve haysiyetten söz edene bakın hele’ diyesi geliyor. Çünkü böyle bir durumda bile cebine indireceği tazminat; ilk düşündüğü oluyor. Kısaca bunların dalavereceliğini yüzüne vurduğunuz zaman hiç beklemediğiniz kadar saldırgan olabiliyorlar.
Eh boşuna dememişler: Arsız güçlü olunca haklı suçlu olurmuş! Bu durumda bunlar hem hırsız, hem arsız.
Peki, sizin yıllarca taraf yaptığınız ‘şucu bucu’ diyerek iftira attığınız insanlar ne olacak?
Şimdiye kadar bu yalan ve iftiralarınızla kaç insan mağdur oldu, bileniniz var mı? Kaç insanı evinden barkından ettiniz? Kaç evlat ailesinden ayrı düştü? Bu hırsınızın kaç insanı daha kurban edeceğini biliyor musunuz? Ya da sizin için bunların bir önemi var mı?
Siz bu ülkede istediğinize ağzınıza geleni söyleme hakkını kendinizde bulacaksınız, size dokunulduğunda sesinizi yükselteceksiniz. Öyle mi! Yok öyle bir dünya!
Hele hele sizin gibi birisinin iftira, şeref ve haysiyetten söz etmesi kara mizah bile değil! Bunun için biraz yüz olur insanda. O söz ettiğiniz ahlaki değerleri ortadan kaldıran siz olunca, buna da hakkınız yok!
“Kendi düşen ağlamaz” demişler. Kazdığınız kuyuya düşeceğiniz günler de gelecek! İftira, şeref ve haysiyetten söz ederken, durup aynaya bakın, ne göreceksiniz?
Hukuku ortadan kaldıracaksınız ama bugün yaptığınız gibi sıkıştığınızda hukuka sığınacaksınız. Artık kimse bu bayat numaralarınıza inanmıyor!
Şifreniz çözüldü, haberiniz yok!
“Yalan söylemek” bunların sayesinde sanata dönüştü. Bu konuda muazzam bir yetenekleri var. Zalim iken mağdur olabiliyorlar. Mazlum postunuz düştü! Bu yeteneği ne ara bu kadar geliştirdiniz bilmiyorum ama yanlış meslek seçtiğinizden eminim. Oysa bu rol yeteneği ile sinema alanında çok daha iyi yerlere gelebilirdiniz.
İşin komik tarafı ne biliyor musunuz? İ.Melih Gökçek bizden ‘Troll’ diye söz etmiş.Trolü icat edenlerin bizi trollükle suçlaması ise ayrıca ironik bir durum. Kendi gözündeki merteği görmez, elin gözündeki çöpü görür misali. Bu ülkede Osman Gökçek’ten ala bir troll var mı?
Benim anlamakta zorlandığım ise; Melih Gökçek ve oğlunun hayatla ne sorunu olduğu. Karun kadar zenginler, çok iyi bir hayatları var. Düşünün, futbol kulübü satın alınıyor, yetmiyor televizyon kanalı… Haram üzerinden saltanat kurmuşlar. Bu bile onları tatmin etmiyor, bu durum neyle açıklanır, bilmiyorum.
Bi doymadınız gitti, düşün artık bu ülkenin yakasından!
Yurdum insanının bu konuda müthiş bir tespiti var: “Ben hırsızı bıraktım, hırsız beni bırakmıyor”
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Serhat News’in editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Twitter: @oktaycandemir