Kentler oluştuğu günden beri rant ve çıkara mesele olan mekanlardır. Öyle ki zaman zaman bu rant ve çıkar pazarlıkları bazı kentlerin sonunu bile getirmiştir. Kendini bu katı pazarlığa karşı koruyabilmiş kentler ise tarih sahnesinde medeniyet sembolü olarak kalmışlardır.
Medeniyet insan türünün en büyük buluşlarından biridir, onun için kentin medeniyeti aynı zamanda bir insanlık mücadelesidir de…
Bugün yaşadığımız kent kendi kaderini belirliyor, zira hiçbir dönem bugün olduğu kadar rant ve çıkara malzeme yapılmamıştır. Bir yanıyla deprem gerçekliği söz konusu iken diğer yanıyla yapılaşma baskısı ve yanlış imar planları ile yok olan doğal güzellikleri söz konusu… Bu düzensiz ve tamamen ranta hizmet eden anlayış korkarım ki sürdürülebilir olmayacaktır.
Tarihte benzer yaklaşımlara sahip olan kentlerin akıbeti bilinen bir durumdur. 14. YY’da depremlere yenilip terkedilen Hierapolis şehrini bilmek lazım… Yine unutmamak lazım ki 1912 yılında Tekirdağ ilimizde yaşanan 7,3 şiddetindeki depremde kent neredeyse yerle bir olmuş ve kent hafızası/kimliği namına birçok eser geri dönüşümsüz enkaz haline gelmiştir.
Yaşam kadar yaşadığımız mekanlarda siyaset üstü değerde olmalı ve siyasi rantlara malzeme edilmeyecek kadar hassas kabul edilmelidir. ‘’Bizden olanın her girişimi mübah’’ anlayışı yerine kim olursa olsun şehir benim’dir anlayışı benimsenmeli… Bir birikim ve zenginlik olan şehirler illa ki paha biçilmeyecek değerler taşır, bu asla birilerinin rantçı gözlerini kamaştırmamalı ve buna yeltenecek hakkı kimse kendinde görmemeli… Zira şehir hepimizin ortak mirası ve geleceğidir.
Kentler modern dünyada bir insan hakkıdır. Demokrasi ve özgürlükler kadar insan yaşamını etkileyen bir unsurdur… Her şehir kendine benzeyen insanlar yaratır dolayısıyla kendinizi nasıl ve nerede görmek istiyorsanız şehrinize öyle bakmalı ve o şekilde savunmalısınız… Geniş ve ulaşılabilir ulaşım ağı, yeşil alanları, doğal ve tarihi güzellikleri, güvenli mekanları ve çevresiyle sizleri her yönden etkileyecek bir kompleks düzen ancak ciddi ve inançlı bir kent hakkı savunuculuğu ile mümkündür.
Bilinmelidir ki yaratılan her şehir dönüp kendine benzer bir toplumlar yaratır.
Serhat News
İki kent arasındayım, biri bilmiyor beni, öteki artık tanımıyor. beni kim hatırlar?