1. Haberler
  2. Güncel
  3. Necdet Tam yazdı: Hastane Koridorlarında 2. Gün…

Necdet Tam yazdı: Hastane Koridorlarında 2. Gün…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kadın cerrahisi servisinin önündeyiz.

Bu alanın az ötesinde yangın çıkış merdiveni var.

Refakat edenlerin sigara içmek için en çok başvurduğu alan….

Mutlulukla hüzün arasında ince bir çizgi var. Sedyeler üstünde kadın hastalar götürülüyor. Ameliyathanelere..

Kimisi sevince yol alan, kimisi hüzne…

Hayal kırıklığı ile çocuk hayallerine erişenlerin bulunduğu yer burası…

Bu servisin önünde bekleyiş içinde olanların çoğu çocuk heyecanı yaşıyor. Birazdan baba olacakların baygın anneler eşliğinde tarifi imkansız sevinç yaşanıyor.

Yeni bir hayatın doğuşuna şahitlik ediyor refakat edenler. Ya da bebeğini yitirmiş babaların acı dolu hüznüne…

Her şey bir arada yaşanıyor bu alanda.  Ve en çok kullanılan cümlelerin başında ‘Gözün Aydın, Geçmiş olsun’ oluyor.

Ameliyathanelerin içinde kan ter içinde hayat mücadelesi veren doktorların azim dolu mucizelerine şahit oluyor insanlar.

Her ameliyat sonrası ya büyük bir sevincin ardından lokumlar dağıtılıyor ya da servise yol alan hüzünlü adımlar…

Ama her ikisinin de başında yılmaz bir durum var.

Üstün bir çaba sonrası, büyük ihtimalle sağlık…

Sağlıklı kadınlar, hastalar…

Hastamız serviste bizim!

Bekliyorum sessizce… Arada gelen yakınlarımı ağırlıyorum ayaküstü.

Etrafımda gözlerim.

Hayat dışarıda akıyor. İşe geç kalan insanlar, misafirliğe gidenler, kahveye okeye çağrılanlar…

Dışarıda herkesin bir telaşı var buradan fak etmediğimiz!

Acelesi olanlar, olmayanlardan müsaade isterken..

Herkes bir yerlere yetişiyor.

Aklıma ilk gelen ise yemeği hazırlanmış yada sevdiklerine yetişirken; yoldayım, geliyorum diyen insanların birazdan varacakları yer…

Ama burada durum apayrı. Kimsenin acelesi yok!

Sabırlı bir bekleyiş hüküm sürüyor.

Eğer hastanedeyseniz ve eğer bir yoğun bakım ünitesi önündeyseniz, her türlü sabretmek zorundasınız!

Başka bir alternatifiniz yok!

Koşullar manen çok ağır burada. İki güzel kelimenin anlamı çok büyük oluyor.

Herkes baba olacağı müjdesini bekliyor bu alanda.

Bende, hastam biraz daha iyi mi kaygısı taşıyorum. Malum iç kanama yaşayan bir hastam var benim de kaygılı geçen her anım…

İç kanama sonrası, ciddi ağrılar var bedeninde hastamın. Örneğin; ciddi sancıları var. Kan takviyesi yapılacak, çağırılıyorum hemşireler tarafından. Birkaç imza atmam isteniyor.

Duruma alışık hemşireler uzatılan evrakları imzalıyorum okumadan.

Buradaki her geçen saatin, her dakikası, yıllara tekabül ediyor. Özellikle kritik hastalar için..

Bekliyoruz şahitlik ederken yaşananlara…

Bu serviste kadın hastalar yatıyor. Erkek refakatine müsamaha yok bu serviste. İnisiyatif doğrultusunda hastanızı görme şansınız birkaç dakika, ziyaret saatleri dışında.

Hemşireler var. Alışmışlar duruma… Sayısız acı ve sevince ortak olmuşlar.. Onlara göre çok normal bir durum yaşanıyor bu koridorlarda.

Bekliyorum, bekleme salonunda. Arada telefon elimde bakıyorum. Yakınlarım geliyor hastamın haberini alanlar.

Sevdiklerinizin yanınızda olmasını görmek içinizi ferahlatıyor. Hasta yakınlarınızı ziyaret etmeyi unutmayın!

Bekliyorum!

Birazdan bir çığlık yükseliyor bekleme salonunda.

Bıçak gibi kesiliyor bekleme salonu sakinleri.

‘Zeynoooo, Zeynooo sen ne yaptın’

Büyük şokla başımızı kaldırıyoruz meşguliyetlerimizden…

‘Zeynomu getirin’ diyerek çığlık atıyor bir genç. Tüylerimiz diken diken… Ağlıyor, üstünü başını parçalıyor, yüzüne tokatlar atıyor.

Ayağında ayakkabısı yok, isyan ettiği ağıtı dillendirirken.

‘Zeynooo’ diye haykırıyor salonu çığlığıyla inletiyor.

Hastamı unuttum. Hastasını unuttu insanlar…

Biran sessizlik çöküyor bekleme salonuna, kulak zarını çatlatan bir feryat..

Hemen ardından kadınlar…

Sağır eden, insan olan yerleri yaran feryatlar yükseliyor bekleme salonunda. Herkes biraz önce yoğun bakımda hayatını kaybetmiş Zeyno’ya ağlıyor farkında olmadan. Ağıtlar var, Zeyno’nun zamansız ölümüne!

Bu salonda, Hakarililer’in kritik ameliyatta olan hastası var yoğun bakımda. Yaklaşık 20-25’e yakın kadın erkek, bu salonda 20 gündür bekliyor. Onlar da şokta.. Dikkat ediyorum. Hiç alakası olmayan kadınlar ağlıyor Zeyno’ya, hiç tanımadıkları görmedikleri Zeyno’ya..

Bekleme salonunda erkeklerin yüzüne derin bir acı, tokat gibi inen bir hüzün düşüyor.

Ahhh ölüm… Zamansız ölüm!

Nasıl da can ağrıtıyor. Hele ki kimi kimsesi olmayan bu hastane koridorlarında, sevdiklerinden uzakta.

Ya mezarlıkta, ya yoğun bakımda, ya da bir morgun önünde insana insan olduğunu hatırlatır…

Çok acımasız!

Zeyno’nun ölümü bir bekleme salonunda ürkütüyor insanları.

Sonradan öğreniyorum.

Zeyno canına kıymış henüz çok genç yaşta ve 2 aylık evliymiş.

Bu bekleme salonunda öğreniyorum bunu…

Ne kadar gerçektir bilmiyorum ama merakımı gidermek uğruna sorguluyorum. Salonda bulunan yakınlarından. Evet, Zeyno iddialara göre bir intiharın kurbanı. Ve yine iddialara göre zoraki bir evliliğin hemen 2 ay sonrasında, kaldığı evin 4. Katından boşluğa bırakmış kendini…

Geride bu bekleme salonunda sevenlerinin arşı yaran çığlıkları var.

Ne çare Zeyno yok artık. Gözleri kapalı soğuk bedeni yatıyor yoğun bakım servisinde…

Morga indirecekler.

Oturdum canım acıdı…

Hakikaten canım acıdı benim. Yığıldım!

Hastamın refakatinde bulunurken, acı bir olaya tanıklık etmenin acısını yaşadım tüm benliğimle.

Hiç tanımadığım bir kadının canına kıyması olayına şahitlik ediyordum herkes gibi.

Geride bıraktığı yakınlarının feryadına…

Çocuklarınıza gözünüz gibi baktığınız her anınızın, bir gün geldiğinde, Kürt tabiriyle; ‘Gitsin de ekmeğine baksın’ diyerek sadece sizin sevdiğiniz adamlara vermeyin.

Sadece siz sevdiniz diye varı yoğu olan adamlara kızlarınızı vermeyin. Rızaları dışında kendi rızanıza kurban etmeyin.

Bırakın Zeynolar dilediği adama varıp dilediği yaşamı inşa etsin. Hayatın çok kısa olduğu gerçeği aklınızdan çıkmasın sizin.

Benden sonrakiler bir yoğun bakım servisi önünde şahitlik etmesin bu acıya, zamansız ölümlere. Ölmesin Zeynolar…

Bir Zeyno istemsiz, bir evliliğe kurban gidiyor gözlerimizin önünde kendisine yakılan ağıtlarla…

hem de 22 yaşında…

Çok üzgünüm…

 

Üçüncü seride, Hakarililerle devam edeceğiz…

Tepki Ver | _zg_n2
0
mutlu
Mutlu
2
_zg_n
Üzgün
1
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Necdet Tam yazdı: Hastane Koridorlarında 2. Gün…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Erciş Haberleri