Şu hayattaki en büyük şuursuzluk, sanırım sonradan görmektir. Yani ahlaksızlık, görgüsüzlüktür…
Dikkat ettiniz mi, insanlar doymak bilmiyor. Mal biriktirme, zenginleşme arzularının bir sınırı yok günümüzde. Oysa 100 gramlık bir ana yemek, bir ekmekle karnı doyan insanın nedense gözü doymak bilmiyor.
Bir kesim artan enflasyon karşısında yoksullukla boğuşurken, bir kesim zenginliğin baş döndürücü hayatını yaşıyor. İnsana dair ulvi ne kadar özel değer varsa, dünya malı hastalığına kurban olmuş günümüzde…
Kimsenin sefaleti, doyumsuz nefsi vahşileşmiş mal sahibinin umurunda olmuyor!
Yoksulun cehenneme dönmüş dünyasında parası olanın zevk-i sefası sürüyor umarsızca. O kadar bağnazlar ki paraları var diye insanlıktan nasiplendiklerini zannediyorlar.
Azıcık varlığa sahip sonradan görme herkes neredeyse şuan bu doğrultuda yol alıyor.
Ölmüyorlar! Ölmeyecek gibi mutlu mesut keyif içinde yaşıyorlar.
Bir başkasının açlığı, yoksulluğu, muhtaçlığı hiç önemli değil! Anlayışın kaybolduğu, vicdan hissinin yok olduğu bir süreç bu. Herkes mutlak zenginlik şiarıyla tam gaz çalışıyor.
Sonradan görme vicdan, ahlak ve insan-î bütün değerlerden yoksun oldukları gibi ev ve arabaları olduğundan dini ve imanları var sanıyorlar ve sanırsın ki bu gibi tipler dünyaya kazık çakıp ölmeyecek.
Onlar için cehennem diye bir şey yok!
Her şeyin sahibi yaratıcı Allah’ın tek bir ayetini okumamış “mal ve çocuklarının kendilerini kurtaramayacağını” bilmeden anlamsız bir mal mülk, umarsız para birikintisi var toplumun sonradan görme birçok kesiminde!
Ne kadar çok insan suretli kirlilik var böyle hayretle izliyoruz hepimiz… Ticarette de dürüst değiller, insan ilişkilerinde dürüst değiller, sözlerinde dürüst değiller, ayetlerini okudukları Allah’ın; “Dürüst olun, ben yaptıklarınızdan haberdarım” ayetinden bihaber yaşıyorlar.
Öyle ahlaksız vicdansız merhametsiz…
Bu tipler; sözüm ona İslam dinine mensup iman ettiğini iddia edip cennet taliplisi Müslümanlar!
Hücre kadar küçücük olan evlere, minimum 6-7 bin TL kira istiyorlar. Ve tercihen de memur şartı koyup memurun maaşına ortak olmaya çalışıyor bu ahlaksızlar…
Şimdi bu evlerini fahiş fiyata veren güruh kesim yani insan ayırımı yapan ev sahipleri; yoksul yetim biri gelip özel sektörde çalışıyorum derse, kiraya ilan ettiği evini vermeyecek.
Çünkü memlekete tayini çıkmış eli mahkûm bir memur bulup doymak bilmeyen gözünü ve cebini, gariban memur maaşına dikerek sözde helal kazanmaya çalışacak.
Tabi sonra, ilk okunan ezanla birlikte namaza gidecek, cumaları helal haram fetvası dinleyip şükredecek bunlar… Dine değil, dini kendilerine uyduracaklar.
Halbuki fırsattan istifade elde edilen kazanç, it sütü gibi haramdır zerre şüpheniz olmasın!
Sadece bu kadar mı? Elbette değil…
Kiraya fahiş fiyatla verilen her evin çift kontratı oluyor. Biri devlete verilen göstermelik komik meblağ 300-500 TL’lik gülünç rakamlı, bir diğeri olurda evini verdiği kiracının kirayı geciktirip veya vermemesi halinde ihlal ettiği hakkı aramak için tanımadığı hukuka başvurması için…
Sahtekarlığa bakar mısınız? Şeytan bile bu kadar fırıldaklığı akıl edememiştir. Okuduğumuz ayetlerde…
Vay ben sizin insanlığınıza tüküreyim!
İnsanlıktan, ahlaktan, vicdandan merhametten gerçekten anladığınız bu mu sizin? Şuursuzluk böyle bir şey işte. En tuhaf olanı ise bunu sözde aklı başında görünen insanların yapıyor olması!… Sonradan görme işte böyle bir hastalık…
Fahiş fiyata evini kiraya veren, kiracı beğenmeyip insan onurunu kıran, gurbete gelen yoksul memuru aptal yerine koyup cepte keklik gören, toplumsal ayrışmaya çanak tutan bu alçaklara sakın acımayın!
Şikayet edin. Her yerde şikayet edin. Çünkü bugün seyirci kaldığınız bu haksızlığı yaşamayacağınızın garantisi yok.
Bu insan çürümüşlüğünü yani bu güruhu en iyi rahmetli Yaşar Kemal özetlemişti: “O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.”
Serhat News