Dünyanın en azılı faşist kulübü olarak bilinen Lazio’nun attığı gollerden sonra yaptıkları Nazi selamı İtalyan futbol federasyonu tarafından yasaklanmış olmasına rağmen Lazio taraftarlarının büyük bir bölümü buna uymayarak Nazi selamı vermeyi sürdürüyor. Hatta son olarak Fransa, Lazio’nun ülkeye girişini yasakladı.
Irkçılık dünyanın her yerinde insanlık suçudur. FİFA ve UEFA, futbol sahalarında yaşanan ırkçı saldırılara ağır cezai yaptırımlar uyguluyor.
Türkiye’de ise bu durum maalesef farklı gelişiyor, ırkçılık vatanseverlik olarak değerlendiriliyor. Son yıllarda futbolda büyük bir gelişim gösteren Kürt futbol takımı Amedspor’a karşı, toplumsal bir linç kampanyası yürütülüyor. “Amedspor’u gördüğünüz yerde vurun” denilebilecek bir toplumsal histeri yaratıldı. Devlet Bahçeli bu ırkçılığı ve futbol terörünü desteklediklerini açık bir biçimde beyan ederek, olası yeni saldırıların önünü açtı.
5 Mart 2023 günü TFF 2. Lig’de bir futbol maçı oynandı ama bu maç tarihe bir futbol maçı olmaktan çok, ırkçılığın, terörün ve faşizmin maçı olarak geçti.
Bu maçtan önce Bursa’da son 10 yıldır neler yaşandığına bakalım:
Bursa şehri son yıllarda özellikle Kürtlere yönelik linç saldırılarının ana üssünü oluşturuyor. İnsan Hakları Derneği Bursa Şubesinin yıllar önce açıkladığı rapora göre Kürt nüfusuna yönelik ırkçı saldırılar korkunç boyutlara ulaştı:
Muhacir pazarındaki Kürt esnafların işyerlerine saldırıldı. İşyerleri, dolmuşlar ve özel araçlara bayrak asma zorunluluğu dayatılıyor, uymayanlar tehdit, küfür ve tacize maruz kaldı.
Ortaöğretim ve ilköğretim öğrencileri bazı öğretmenlerin de katılımıyla ırkçı sloganlarla ve tekbir getirerek gün boyu şehir turuna çıkartılıyor. Zeynep Dirik, bir büfeden alışveriş yaparken Kürtçe konuştuğu için büfeci tarafından tartaklandı; küfür ve hakarete maruz kaldı.
Gazeteci olarak bizzat tanık olduğum, 6 Eylül 2005 günü Bursa’nın Bozüyük ilçesinde Kürtlere yönelik linç girişimi ise hala hafızalarda tazeliğini koruyor.
İşte o Bursa şehri şimdi de sadece Çanakkale’de 147 ‘şehit’ vermiş Amed’in takımına ‘Türkün gücünü’ göstermeye çalışıyor. Son yıllarda Bursa’da Kürtlere yönelik gelişen ırkçı saldırıları hatırladığımızda, Amedspor maçında yaşananların anlık bir holigan refleksi olmadığını ve yıllardır tüm şehre yayılmış toplumsal faşizmin bir tezahürü olarak gerçekleştiğini söyleyebiliriz.
Bursa nüfusunun demografik yapısına baktığımızda bu şehrin ayrıca bir göçmen şehri olduğunu görüyoruz. Nüfusunun büyük bir çoğunluğu göçmenlerden oluşuyor. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda, işgal altında kalan Rumeli ve Kafkasya’daki Müslüman göçmenlerinin akınına uğradı. 93 Göçmenleri olarak adlandırılan bu göçmenlerin büyük bölümü bu kente yerleştirildi.
Bursa’ya Cumhuriyet’in ilk yıllarında Bulgaristan ile Üsküp yöresinden gelen Arnavut ve Pomak kökenli yurttaşlar yerleştirildi. 1927 yılında bu kapsamda 1.273 hane iskân edildi. Bursa’da bugün var olan 100’den fazla köy böyle inşa edildi.
1951 yılında Menderes hükümeti döneminde Bulgaristan’dan gelen 250 bin göçmenin büyük bir çoğunluğu Bursa’ya yerleştirildi.
1987’de Turgut Özal’ın yönettiği ANAP hükümeti Bulgaristan’dan gelen 350 bin göçmene sınırları açmış ve bunların yine büyük bir bölümü Bursa’ya yerleşmiştir. Halterci Naim Süleymanoğlu, bu göçün sembol ismi oldu.
Ve oldukça çarpıcıdır; Bulgaristan’da onlara yapılan zulmün aynısını bugün onlar Kürtlere yapıyor, Bulgaristan’da talep ettikleri hakların, Türkiye’de Kürtler tarafından talep edilmesine en çok onlar karşı çıkıyor.
Bursa’nın faşist kimliği nedeniyle geçmiş yıllarda aydınlar ve sanatçılar sürgüne Bursa’ya gönderilirdi. Bunlardan biri de Aziz Nesin’dir ve anılarında o günleri dile getirmektedir.
Bu yönüyle baktığımızda Bursa’nın faşist ideoloji tarafından laboratuvar ortamında üretildiğini görüyoruz.
Amedspor maçında açılan Yeşil ve Beyaz Toros pankartları aslında geçmişten bu yana onları koruyan kollayan faşizme vefa borcunun ödenmesidir, bir teşekkürdür.
Yeşil alanlarının zenginliği nedeniyle Yeşil Bursa iken JİTEM’ci Yeşil pankartından sonra faşist kimliğine yakışır biçimde ‘Yeşil’ Bursa oldu.
Niyet futbol oynamak, vatan-millet değildir. Niyet; “Kürt anasını görmesin”
Belirtiğim tüm bu tarihsel arka planının birikimi olarak ortaya çıkan Amedspor futbol müsabakasının ardından hepimiz Bursaspor’un futboldan men edilmesini beklerken, yaptıkları ırkçılığa verilen 9 maçlık seyircisiz oynama cezası Bursaspor’u az biraz cezayla kurtarma operasyonudur.
Bursaspor kulübü resmi açıklamasında açıkça yaşananları vatanseverlik olarak değerlendirmiş ve ırkçılığa sahip çıkmıştır. Burada ceza verilen sadece Bursaspor seyircisidir, ırkçılığı sahiplenen Bursaspor kulübüne ise herhangi bir ceza verilmedi.
6222 sayılı sporda şiddetin önlenmesine ilişkin kanun çok açık. Bursaspor en az 6 ay süreyle futbol müsabakalarından men edilmelidir.
Madem bu kanuna uygun ceza verilmedi, tüm Amedspor taraftarına çağrımdır. TFF ve Bursaspor’u UEFA’ya şikâyet edelim. Bu konuda elimizde yeterince delil ve materyal bulunmaktadır. Yapılan ırkçılığın cezasız kalmaması için elimizde ki tüm verileri UEFA’ya gönderelim.
Serhat News
