Savaş Karşıtı aktivist, ekonomist, devrimci ve daha birçok alanda özne haline gelen Polonyalı Rosa Luxemburg’un topladığı bitkilerden oluşan Herbaryum isimli kitap Türkçeye çevrildi.
Rosa Luxemburg’un bu özel çalışması ölümünden yıllar sonra tesadüf sonucu 2009 yılında, kendini fesheden Polonya Birleşik İşçi Partisi (PVAP) Merkez Komitesinin arşivinde bulundu. Koleksiyonun orijinali Varşova Akt Nowych devlet arşivinde bulunurken Luxemburg Vakfı, Herbaryum’u 2019 yılında kitaplaştırdı. Polen Ekoloji Kolektifi’nin katkıları ile oluşturulan kitap Rosa Luxemburg vakfı üyesi Murat Çakır tarafından da Türkçeye çevrilerek Ceylan yayınlarında basıldı.
Kitabın isim anlamı ise ‘Kurutulmuş bitki örneklerinin belli bir sistemle düzenlenerek saklandığı yere’ deniliyor. Kitabın yayınlanmasında emeği olan Polen Ekoloji Aktivisti Cemil Aksu ve kitabın çevirmenliğini yapan Murat Çakır ‘Herbaryum’ kitabı üzerine değerlendirmelerde bulunarak, asıl amaçlarının Luxemburg’u Türkçe okurlarına tanıtmak olduğunu söyledi.
‘Rosa’nın kitabı bizlere miras kaldı’
Rosa Luxemburg Vakfı’nın çalışmalarında yer almasının yanı sıra makale ve köşe yazarlığı ile bilinen ve ‘Herbaryum’ kitabının çevirmenliğini yapan Murat Çakır, kitabın Rosa’dan kendilerine bir miras olduğunu belirtti. Luxemburg’un kitabının içeriğinden söz eden Çakır, “Kitabın adını, Almanca baskısını yapan Dietz Verlag Berlin koydu. Luxemburg ise topladığı defterleri sadece numara ve tarih koyarak bir araya getirmişti. Okuyucuya kitabı Luxemburg’un ruhunu anlayabilmesi ve bu mücadeleci kadının ne denli doğa ve yaşamla bağlantılı olmasını görmesi için salık vermek isterim. Cezaevindeyken bile mücadeleden kopmayan Luxemburg, aynı şevkle kendini bitkilere vermiş ve bizlere bu özel mirasını bırakmıştır” dedi.
‘Ölünceye dek bu uğraşı sürdüreceğim’
Kitabın çevirmenliğindeki tek amacının mesleğini yerine getirmek değil, aynı zamanda Luxemburg’u Türkçe okuyan kesimlere ulaştırma amacının olduğunu belirtti. Çakır, “İsmi bilinen, ama eserleri pek tanınmayan Luxemburg’u her yönüyle Türkçe okuyan kesimlere ulaştırmak önceliğim. Luxemburg’un renkli kişiliğini ve mücadeleci ruhunu tanıtmak için ölünceye kadar yerine getirmeye çalışacağım bir uğraş olacaktır. Luxemburg benim için sadece başarılı bir yazar ve sosyalist mücadeleye kendisini adadığı işçi sınıfının önemli bir kurucusu değil, aynı zamanda yaşamı, duruşu, mücadelesi ve keskin diliyle her devrimciye, sosyaliste ve komüniste örnek olan bir insandır. Mektuplarını, konuşmalarını ve farklı konularda kaleme aldığı yazıları okuyan herkes, Lenin’in ‘o bir kartaldı’ tespitinin ne denli yerinde olduğunu görebilir” sözleriyle Luxemburg’un mücadelesini hatırlattı.
‘Almanya’da Herbaryum kitabı Noel hediyesi olarak veriyor’
Kitabı çevirirken büyük bir heyecanla kendisini botaniğe kapıldığını söyleyen Çakır, ‘Luxemburg’un tanımadığım bir yanını daha öğrenmekten mutluluk yaşadığını belirtti. Çevirileri yaparken kişisel olarak büyük keyif aldığını ifade eden Çakır, “Okuyucunun da keyif alacağına inanıyorum. Özellikle işçi sınıf tarihiyle ilgilenenler açısından, kimi bitkilerin örneğin Ferdinand Lassale gibi önemli isimlerin mezarlarından alınması dikkat çekici. Almanya’da, Almanca ilk basımı bir hayli ilgi çekti. Özellikle sol kesimlerde insanların Herbaryum kitabını birbirlerine Noel hediyesi olarak verdiklerine tanık oldum. Nihâyetinde Luxemburg, 1913’ten 1918’e kadar bir araya getirdiği toplam 18 defterle bize hiç de küçümsenemeyecek bir miras bıraktı. Türkiye’de de hak ettiği ilgiyi çekeceğinden şüphe duymuyorum” diye vurguladı.
‘Doğa sevgisi ile örnek bir komünist’
Polen Ekoloji aktivisti Cemil Aksu da, Luxemburg’un kitabından söz ederek kısaca yaşamını şu sözlerle anlattı: “Bir kadın olarak Almanya devrimi için çalışmış, bu faaliyetleri nedeniyle ‘sosyal demokrat’ hükümeti tarafından vahşice öldürülmüştür. Luxemburg’un birçok eseri de Türkçeye çevrilmiştir. Luxemburg gibi mücadelenin zorlu koşullarında yaşayan, birçok kez tutsak edilen bir kadın komünistin bütün bu koşturmaca içinde bu özel koleksiyonla uğraşmaya vakit bulması, defterlerini koruyabilmesi hayranlık uyandırıcı. Çoğu zaman bu tür uğraşlar, hobiler ‘burjuva işi’ diye küçümsenir. Luxemburg bu açıdan derin doğa sevgisi ile bize örnek bir komünist.”
Rosa Luxemburg kimdir?
Avrupa emek hareketinin, Marksizmin önde gelen temsilcilerinden Rosa Luxemburg (aslında Rozalia Luxemburg), 5 Mart 1871’de Polonya’nın Zamosc kentinde dünyaya gelir. Çok genç yaşta Polonya’da “Proletarya” partisinde yer alır ve ülkeden ayrılmak zorunda kalır. O dönemde kadınların üniversite eğitimi alabilecekleri tek yer olan Zürih’te felsefe, matematik, ekonomi, botanik ve zooloji eğitimi alır ve doktorasını tamamlar. Zürih özellikle Rus sosyalistlerinin kümelendiği bir kenttir ve Rosa burada yoğun tartışmalarıyla dikkat çeker.
Buradaki okumaları sonucunda Marksizmin katı bir ideoloji, biat edilecek bir görüş olmadığını savunur. Onun için Marksizm, her zaman yeniden öğrenme amacında olan, var olanı yeniden ifade eden, katılaşmayan ve özeleştiri yeteneği ile kendisini sürekli yenileyen bir dünya görüşüdür.
Luxemburg 15 Ocak 1919 günü ‘Spartakist Hareketi’ni birlikte kurduğu Karl Liebknecht ile Berlin’de katledilir.
Serhat News