Her yıl özellikle inşaatlarda binlerce emekçi iş kazası sonucu hayatını kaybediyor. Son 3 ayda İSİG Meclisi verilerine göre toplam 495 işçi farklı iş kazalarında yaşamını yitirdi. İş Güvenliği Uzmanı Dılgeş Aslan, iş kazaların temel sebeplerinin kötü çalışma koşulları ve iş güvenliğinin doğru şekilde işlememesinden kaynaklandığını söyledi.
Türkiye’nin Van ve çevre kentlerinde yaşanan işsizlikten ya da ‘ucuz işgücünden’ kaynaklı özellikle gençler metropol kentlerde farklı işlerde çalışıyor. Eğitim seviyesi düşük olan yurttaşlar ise tehlikeli iş alanlarından olan inşaatlarda çalışmak zorunda kalıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) hazırladığı 2022 yılı iş cinayetleri raporuna göre; en az bin 843 işçi çalışırken yaşamını yitirdi. 2023 yılının son 3 ayında ise 495 işçi de farklı iş kazalarında yaşamını yitirdi. Serhat News’e konuşan İş Güvenliği Uzmanı Dılgeş Aslan, neredeyse her yıl farklı kentlerden Van’a özellikle inşaat kazalarında yaşamını yitiren en az 15 işçinin getirildiğine dikkat çekti.
Aslan, iş kazalarının büyük çoğunluğunun tedbirlerin alınmamasından kaynaklandığı ve devletin yapması gereken denetimlere özen göstermediğini, aksine tüm yükü iş güvenliği uzmanlarına bırakıldığını belirtti.
‘Van’a gelen cenaze sayısı 15’e inmedi’
Yıllardır Van’a çok fazla cenaze geldiğini ifade eden Aslan, “Van’a iş kazasından kaynaklı gelen cenaze sayısı hiçbir zaman 15’e inmedi. Bu sadece iş güvenliğinin alınmamasıyla açıklanacak bir durum değil. Yaşananlar Van’da ekonomik şartları da etkiliyor. İnsanlar çalışmak için buradan başka illere gidiyor. İstatistik bir araştırma yapıldığında Van’da çok fazla işçi ölümü yoktur. Ancak Vanlı gençlerin İstanbul, Antalya, Bodrum, Ankara gibi kentlerde özellikle inşaata çalışırken hayatını kaybetmesi buradaki ekonomik politika ile ilişkilidir. Van’da insanlar Türkiye’nin çok çok altında bir ücretle çalıştırılıyor. Asgari ücretle çalışan bir toplum yaratıldı Türkiye’de ama Van’da da asgari ücretin altında çalışan bir toplum var. Hal böyle olunca insanlar dışarıya gitmek zorunda oluyor” dedi.
‘İşçi güvenliği ve işçi sağlığı kanunu uygulanmıyor’
İnşaatların tehlikeli olduğunu hatırlatan Aslan, inşaatlarda devlet denetiminin olmamasından dolayı önlemlerinde alınmadığına işaret etti. Aslan, iş sağlığı güvenliği ve işçi sağlığı kanunundan söz ederek, “Çalışan işçilerin çoğu düşerek yaşamlarını yitiriyor. İşçi güvenliği ve işçi sağlığı kanunuyla 11 yıl önce tanıştık. Ancak maalesef hala uygulanmıyor. 6331 sayılı kanunu 2012 yılında ortaya çıktı bu da Avrupa’ya uyum yasaları çerçevesinde çıktı. Çıktığında iş yerleri belirli tehlike sınıflarına ayrıldı. ‘Az tehlikeli çok tehlikeli’ diye. Bu da firmaların ya da şirketlerin yaptıkları asıl işe göre belirlendi. İlk çıktığında iş güvenliği uzamanın eksikliğinden dolayı ertelendi bu güne kadar. Kanun bütün kamu kurumu dahil bütün özel sektöre uygulanacak şekilde çıktı. Fakat devlet kendi çıkardığı kanunu 3 yılda bir sürekli erteliyor. Kamu kurumlarında iş güvenliği iş sağlığı hizmeti yok” dedi.
İş sağlığı politikası düşük ücretlerle sağlanıyor!
Aslan, Ortak Sağlık Güvenlik Birimi (OSGB) ile anlaşan firmaların iş sınıflarına ve işçi sayısına göre her ay birime verdikleri düşük ödeme ile iş sağlığı politikasını yürütmek istediklerini belirtti. Düşük ödeme yapılmasından dolayı OSGB’nin birden çok firmanın işini bünyesine aldığına vurgu yapan Aslan, böyle olunca OSGB’lerin iş uzmanlarına çok fazla yük bindirdiğini ifade etti. Aslan, “Asıl denetleme iş veren ve devletin görevi. Yılda bir gidip belirlediği bir yerde bir denetim yapıyor o’da denetimini eksik yapıyor. Denetlemeye gelenlerde aslında neyi denetleyeceklerini bilmiyorlar. İş verende bunu bir formalite olarak görüyor. İş güvenliği uzmanlarının görevi ise onlara danışmanlık yapması. Kanunda böyle bir görev tanımı var. İş cinayetlerini önleme gibi bir politikaya dönüşemiyor. İşverenler formalite yerine gelsin, yasal sorunluluk yerine gelsin diye yapıyor” diye konuştu.
‘Yalnız işçiler kendilerinin can güvenliğini sağlar’
Kazaların önlenmesi amacıyla öncelikli olarak çalışanlara iş güvenliği eğitiminin verilmesi gerektiğinin altını çizen Aslan, “İş güvenliği eğitimleri verirken hep işçilere ‘Evinize gitmek istiyorsanız akşam sizi bekleyenleri görmek istiyorsanız kendi uzmanınız olacaksınız! Yani kendi kendinizi denetleyeceksiniz’ deniliyor. Eğitimde her şeyi onaylayanlar iş pratiğe gelince eski tarzlarını uygulamaya devam ediyorlar. İş güvenliğinin resmi bir zorunluluk değil hayati bir zorunluluk olduğunun farkına varmaları gerekiyor. Kimse çalışanlara zorla kendi hayatını koruması için bir şey veremez. Bunu içselleştirmediği sürece nerede çalışıyor olursa olsun tehlikeden kaçınması mümkün olmayacaktır. Ölümlerin çoğunluğu inşaat alanlarındadır. İnşaatın her alanı tehlikedir. Bu tehlikelerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olsunlar ve kendi can güvenliklerini kendilerinden başkasının sağlayamayacağını anlasınlar” çağrısında bulundu.
Serhat News