Paris’in Nanterre banliyösünde 17 yaşındaki Nahel’in 27 Haziran’da polisin yakın mesafeden ateş açarak öldürmesine tepkiler Fransa çapında 5. Gününde sürüyor. İçişleri Bakanı Darman’in 45 bin polis ve Jandarmayı eylemlere karşı “görevlendirdiğini” açıklaması isyanın boyutunu gösteriyor.
Polisin sebepsiz, keyfi ve orantısız güç kullanımı ve kapitalizmin her gün her saat sokağa fırlattığı işsizler, Fransız toplumunda büyüyen göçmen-yabancı düşmanlığı ve derin ırkçılık, son 18 ayda 16 kişinin Nahel benzeri saldırı sonucu yaşamını yitirmesi…..
İşte bunlar 5 gündür devam eden isyanın besleyeni oldular.
Yanı;
Çekilen bunca acıya karşı misillemeye hazır yığınlar…
Heyecana kapılmaya hazır öfkeler…
Kokuşmuş sevinçler…
Yoksulluğa karşı insanca yaşama istekleri…
Zenginliğe ve savurganlığa karşı oluşan düşmanca duyguları…
Coşmuş ve hiçbir şeyi gözü görmez gençlik yiğitlikleri…
Ulusal ezilmişliğin yarattığı başkaldırı ruhunu…
Yıllardır düşüncenin buyrukla, zorbalıkla bastırılması sonucunda tedirgin edilmiş inançlar…
Kapitalizmin her gün sokağa fırlattığı ve gürültüden, şiddetten adeta hoşlanır hale gelen işsizler ordusu…
Bastırılmış eylem içgüdülerinin etkisiyle oluşan karşı tepkiler…
Yoğun bir merak…
Değişiklik tutkusu…
Yeni bir gösteriyi izlerken ya da bir toplantı afişi okurken duyulan zevk…
Tiyatroda perdenin açılacağını bildiren gonga olan ilgi…
Belli belirsiz kinler, pişmanlıklar, hayal kırıklıkları…
Erişilmez duvarlarla çevrili ihtiraslar…
Yılların susuzluğunu giderme tutkusu…
Tepeden tırnağa kirlenmiş Burjuva iktidarına karşı yoğunlaşan tepkiler…
VE DEVRİMCİ ALTERNATİFSİZLİĞİN YARATTIĞI BUNALIM!…
Fransa’da hatta Dünya’da bir yıkılıştan bir kurtuluşu uman herkesin davranışlarına yer veren, verecek olan duygu ve düşüncelerin toplamı ana hatlarıyla bunlardır. Olumluluğu ve olumsuzluğuyla işçi ve emekçi halklarımızın bugün içinde bulunduğu durum da özetle budur.
Paris, Paris olalı sokak eylemleri ve barikatlarıyla anılır. Bugün Paris merkezli Fransa işçi-emekçisi ve esas Siyahıyla, Beyazıyla gençleri eğer sokaktaysa temelinde yukarıda özetlediğimiz nedenler yatıyor.
Fransa’ya çağrımız; çözüm, daha fazla Ordu ve Özel Tim’leri kentlere sevk etmenizde değil. Çözüm, Siyahi halkı özellikle de gençleri dinlemeniz ve taleplerine çözüm sunmanızda yatıyor. Çözüm, başta Fransa ve Dünya’da büyüyen, büyütülen ırkçılığa karşı mücadelenin geliştirilmesinde yatıyor.
Ve günün görevi, 20. Yy sosyalizm ve devrimci örgüt pratiğinden çıkarılmış derslerle muhalefetin örülmesinde yatıyor!
Bu arada geniş bir göçmen kitlesini barındıran Türkiye’nin Fransa’da yaşananlardan ders çıkarması lazım. Göçmenlere karşı yükselen ve bilinçli tırmandırılan ırkçı milliyetçiliğe karşı köklü tedbirler alınmazsa ayak sesleri gelen felaketle yüzleşecektir. Yüzyıllardır Kürt ve son yıllarda Göçmenlere karşı Devletçe büyütülen ırkçı milliyetçilik ateşi, hedef kitlenin yanı sıra ırkçılığı büyütenin de bedenini saracağını bilmelidir. 01.06.2023
