Saadet Partisi’nin Türkiye’nin gündemlerine dair gerçekleştirdiği basın toplantısında konuşan SP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, “Gençlerimizin ömürlerinin en verimli yıllarını çarçur eden, nesillerimizi heba eden bu yanlış anlayış ve zihniyetlerle mücadele etmeye devam etmekte kararlıyız” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan Van’da basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın toplantısında konuşan Arıkan, Türkiye’nin gündeminin çok yoğun olduğunu kaydederek, sadece bir gün gündemi takip etmezseniz ertesi gün “Ashab-ı Kehf” gibi uyanıldığını ifade etti. Henüz ortaokul çağlarındaki çocukların ekonomiden, politikadan konuştuğunun altını çizen Arıkan, test kitapları masraflarıyla çocukların muhatap olduğunu vurguladı.
‘Karamsarlığa kapılmayın’
“Türkiye’nin meselesi çok” diyen Arıkan, bu tablonun kimseyi karamsarlığa düşürmemesi gerektiğini çözüm yollarının da aynı oranda fazla olduğunu dile getirdi. Arıkan, “Eylül denilince, akıllara siyasi tarihimizin kara lekelerinden biri olan 12 Eylül gelir. Bu dönemde, toplumu bilerek kutuplaştıranların, gençlerimizi ısrarla kamplaştıranların sonuçta ülkemize hangi ağır bedelleri ödettiğini de hep beraber gördük. Aradan 43 yıl geçti, bugün de hâlâ bu acı tecrübelerden ders çıkarmayanların olduğunu görüyoruz. Hatırlatmak isterim; 12 Eylül darbesinin ardından darbeciler, antidemokratik uygulamalarla ülkeyi kontrol edebilmek için askerin ‘sorgulanamaz’ kararları ile 1982 anayasasını hazırlatmıştı. Bu yolla o günün muktedirleri kendi iktidarları için ‘sınırsız’ bir yetki elde etmişlerdi. Yıllar içinde Türkiye 12 Eylül’ün antidemokratik uygulamaları ile yüzleşti. Ve 1982 Anayasası 23 kez değiştirildi. Buranın altını çiziyorum 23 kez değiştirildi. Bu 23 değişimin 12’si AK Parti döneminde oldu” dedi.
‘AKP ve Erdoğan ne zaman sıkışsa ‘Anayasa perileri’ geliyor’
AKP döneminde 177 maddelik anayasanın 30’unun aynı maddelerde olmak üzere toplam 134 hükmünde değişikliğe imza atıldığını ifade eden Arıkan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“2017’de bir yönetim sistemi değişikliğine gidildi. Şimdi İktidar yeniden, başka hiçbir derdimiz yokmuş gibi, yine Yeni Anayasa Tartışmasını başlattı. Hani internette, gençler çok fazla kullanıyor bu tabiri ben de tam burada uygun olduğunu düşünüyorum AK Parti ve Sn. Erdoğan ne zaman sıkışsa onlara hemen ‘Anayasa Perileri’ geliyor. Sihirli bir ses onlara ‘Anayasayı değiştirin’ diyor.”
“Anayasa perileri niçin geliyor” diye soran Arıkan madde madde nedenlerini şu şekilde sıraladı:
“* Bu memleketin esas meselelerin konuşulmasını istemiyorlar
* Bu milletin esas sorunların konuşulmasını istemiyorlar
* Devleti değil algıyı yönetmek istiyorlar. Bu oyunun kuralı çok basit arkadaşlar! Anayasa tartışmaları ile insanlar kamplaştır. Kim daha demokrat, kim darbeci bunları belirle. Kendini vatanperver ilan et, ötekileri vatan haini. Sonra? Ne ekonomi konuşulsun ne iç güvenlik konuşulsun ne de dış politika…”
‘Yandaş basın ‘Yeni Anayasa karşılar’ başlığını atacak’
Bazı yandaş medya kuruluşlarının hemen bazı bölümleri keseceklerini kaydeden Arıkan, bu yandaşların hemen bir süslü başlık ile medyaya ‘Yeni Anayasa’ya Karşılar’ başlığını atacağına dikkat çekti. Yeni Anayasa karşı olmadıklarını aksine AKP’ye karşı olduklarının altını çizen Arıkan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yahu arkadaşlar şunu anlayın artık biz size karşıyız size! Sizin keyfi uygulamalarınıza karşıyız! Sizin bu keskin dilinize karşıyız! Mesele bundan ibaret. Şuna buradan bir açıklık getirmek istiyorum. Biz Yeni Sivil Anayasa’ya karşı olamayız. Elbette bu metin sivilleşmeli, Türkiye’mize yakışır bir mutabakat metni olmalıdır. Memlekette adaleti, hukukun üstünlüğünü ve özgürlüğü temin etmelidir. Fakat bunu 20 yıldır tek başına iktidarda olan bir iktidarın tekrar tekrar dile getirmesi acınasıdır. Bu türkü bize 10 yıldır bize söyleniyor. Peki 10 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? AK Parti ve Sn. Erdoğan. Hem de tek başına. Çok değil biz 2017’de büyük büyük cümleler ve vaatlerle anayasa değişikliği yapmadık mı? Niye orada aklınıza gelmedi, bu yeni düzenlemeler? Ben size söyleyeyim, iktidar artık bu ülkeyi yönetemiyor. Yorgun, bitkin, beceriksiz kadroları tükendi. Şimdi önümüzde seçim var. Ekonomisi bitmiş, sosyal yapısı tahrib olmuş bu ülkede var olabilmelerinin koşulu kargaşa ve kamplaşmadır. Anayasa tartışması tam da burada devreye girer. Aziz milletimizin bu oyuna gelmeyeceğini ümit ediyoruz.”
Ekonomik kriz, emeklinin durumu ve eğitim
Arıkan Türkiye gündemleri arasında en önemli noktada duran ekonomik kriz ve emeklinin durumunu da şu sözlerle dile getirdi:
“Emeklinin canı çıktıktan sonra iktidarın gönlü olsa ne yazar olmasa ne yazar. İnsan sormadan edemiyor, yeni anayasa tartışmaları emekli maaşına nasıl etki edecek? Ya da bu zammın önündeki engel anayasa mı da biz bunu tartışıyoruz? Kıymetli basın mensupları, Türkiye’de konuşmamız gereken çok konu var. Önümüze sürekli ‘onu seçersen hain, bunu seçersen falansın’ diyorlar. Konuşamıyoruz. Konuşmamız için gereken her şeyi yapıyorlar. Ama biz Saadet Partisi olarak başta meclis kürsüsü olmak üzere, her yerde bu esas meseleleri gündeme getireceğiz. Eğitim. Biliyorsunuz geçen hafta okullarımız açıldı üniversitelerimiz yeni döneme başlayacak. Bizim ana gündemimizin eğitim olması gerekir; zira eğitim açığı, başka hiçbir şey ile ikame edilemez! 2A ve 2E birbirlerinden bağımsız düşünülemez! Nedir bunlar? Ahlak ve Adalet, Eğitim ve Ekonomi! Ben eğitim ve ekonomi ilişkisi ile ilgili birkaç acı gerçeği, ifade edeceğim. Sendikaların yaptığı bir araştırmaya göre; Okul öncesinde geçtiğimiz yıl eğitime başlama maliyeti 7 bin 626 TL iken, bu yıl 17 bin 234 TL’ye, – İlkokulda ise geçtiğimiz yıl okula başlama maliyeti 12 bin 500 TL iken, bu yıl 28 bin 295 TL’ye yükselmiş. Sadece kırtasiye ürünlerindeki artış oranı da yüzde 92 ile yüzde 318 oranları arasında değişim gösteriyor. Okula başlamanın maliyetiyle de bitmiyor üstelik. Okulda karnını doyurmak isteyen evlatlarımız kantin fiyatlarıyla da baş etmek zorunda.
‘Evlatlarımız sabah aç, okulda aç’
Evlatlarımız sabah aç, okulda aç. Ufak öğünlerle günü geçiştiriyorlar. MEB’in bu çocukları okullarda doyuracak bütçesi mi yok? Var. Her türlü kaynak var. Elhamdülillah bizim kaynaklarımız yeterli. Bizim bunu gerçekleştirecek iktidarımız yok. Bizim yöneticilerimiz yetersiz. İktidarın beceriksizliğinin faturası yavrularımıza ödetilmemeli!
Mülakat Meselesi
Eğitimin her iki tarafını, hem öğrencileri hem de öğretmenleri ilgilendiren başka bir mesele: Mülakat. Türkiye bir eşitsizlikler ülkesi. Eğitimden, istihdama; gelir dağılımından yatırıma gençlerimiz bu eşitsizliği, bu adaletsizliği iliklerine kadar hissediyor. Adayları eşitleyecek tek sistem var elimizde, Merkezi sınav. Tabi bir ara onu da sulandırmaya çalıştılar. Fakat yine de merkezi sınav en ideal olanı. Bu sefer Milli Eğitim Bakanlığı keyfi bir uygulama ile, merkezi sınavın adayların alın terini hiçe sayıyor. Siz şimdi, hangi öğretmen adayı ile konuşsanız, hangi platform ile görüşseniz önce ‘mülakata’, ‘kayırmaya’, ‘nepotizme’ tepki gösterir. Kamuoyu bu mülakat konusunda adeta ortak bir görüşe sahip. Biz vatandaş olarak Sn. Cumhurbaşkanına güvenmek istiyoruz. Biz bu konunun da mecliste yakın takipçisi olacağız.
Kira ve Konut Krizi
Bir başka mesele kira ve konut krizi. Biz müddettir medyada birbirlerini darp eden, sokak ortasında birbirlerini öldüren kiracı-ev sahibi kavgalarına tanık oluyoruz. İnsanlar barınamıyor. Yüksek kira bedelleri yüzünden insanlar geçinemiyor. Bu kriz de, toplumsal gerginliği artırıyor. Bu olayların önüne geçmek için şimdi de, fahiş kira artışı yapan ev sahiplerine hapis ve para cezası uygulanması gündeme geldi. Dahası ‘boş evlere vergi’ beklentisi de var. Ne kiracı memnun ne de ev sahibi. Kiracıyı koruyalım derken yeni yeni krizler yaratılıyor. Tüm bunların nedeni yetersiz konut değil. Fakat biz bu konuyu da konuşamıyoruz Türkiye’de. Esas Mesele: Ekonomi Konuşamadığımız mesele çok. Burada sayıp dökmekle bitmez. Ben niçin konuşamadığımızı söyleyeyim. Aman ha bu sırrı da her yerde paylaşmayın. Bütün yaşadığımızın fecaatin tek bir sebebi var: kötü ekonomi yönetimi! İktidar tek bir gündemi var: kötü ekonominin konuşulmamasını sağlamak.
Arıkan sıraladığı sorunlara dair çözüm önerileri olduğunun da altını çizerek sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“Biz Saadet Partisi olarak; ekonominin, eğitimin, iç güvenliğin önemi biliyor ve bu nedenle de bu konuya yoğun bir mesai harcıyoruz. Kadrolarımız ve politikalarımızla yaşanan problemlerin çözümü konusunda iddialıyız. Gençlerimizin ömürlerinin en verimli yıllarını çarçur eden, nesillerimizi heba eden bu yanlış anlayış ve zihniyetlerle mücadele etmeye devam etmekte kararlıyız.”
Serhat News