Taliban’ın Afganistan’da kontrolü ele geçirmesinin ardından 2021 yılında çok sayıda Afgan, İran üzerinden sınır kenti olan Van’a göç etti. Göç edenlerden biri olan Zeynep Muhammedi, Afganistan’da kadınlara değer verilmediğini ve göçe zorlanmaları ardından çok fazla zorlukla yüz yüze kaldığının altını çiziyor.
Afganistan’da geçtiğimiz yıl Taliban’ın kontrolü ele geçirmesiyle beraber ülkeden kitlesel bir göç yaşandı. Taliban’ın Afganistan’da iktidara gelmesinin ardından birçok yasaklama ve kısıtlama hayata geçirildi. Bu yasaklar Afganistan’da yaşayan halkın can güvenliğini tehdit edecek düzeye kadar ulaştı. Uygulanan yasakların ardından sanatçılar ve gazeteciler başta olmak üzere birçok kişi Afganistan’dan kaçarak farklı ülkelere göç etmek zorunda kaldı. Bu ülkelerin başında Pakistan, İran ve Türkiye bulunuyor. Birleşmiş Milletler’e (BM) göre çoğu Van üzerinden olmak üzere Türkiye’de yaklaşık 185 bin Afgan göçmen bulunuyor.
Afganlar, Taliban’dan kaçtıktan sonra da her türlü zorlukla karşılaşmaya devam ediyorlar. Aylar süren sınır yürüyüşleri bu zorlukların sadece biri… Sınırı geçmek için insan kaçakçılarıyla yaşadıkları sorunların başında da can güvenliği geliyor. Sınırı geçerken paralarına el konulması, kadınların tacize ve tecavüze uğraması, gece karanlığında yolda terk edilmeleri yaşanan göç gerçekliğiniz gözler önüne seriyor. Yaşadıkları uzun ve zorlu yolculuğu Afganistan’dan göç eden Zeynep Muhammedi bu süreci, “Geceler süren çok çok zorlu bir yolculuktu” diye tanımlıyor.
‘Eşim tehdit ediliyordu’
Kendisi okul öncesi öğretmeni olan Zeynep Muhammedi, yönetmen olan eşinin Taliban tarafından tehdit edilmesi sonucu Afganistan’ın Kabil kentinden göç etmek zorunda kalıyor. Eşinin, Almanya’dan fon aldığı gerekçesi ile çalıştığı televizyona program yapmasını istemiyor Taliban. Tehdit edilince de kaçak yollarla Afganistan’dan önce İran’a ardından da Van’a geliyorlar. İran’da yaklaşık üç ay kaldıktan sonra insan kaçakçılarıyla bir miktar ücret karşılığında anlaşıp Van’a geliyor Muhammedi ailesi.
Yaklaşık bir yıldır Van’da yaşayan Zeynep Muhammedi 37 yaşında. Eşi ve dört kızıyla beraber henüz oturum izni alabilmiş. Kızları; Meryem, Zehra, Elham ve Münire oturum izni alınamadığı için uzun bir süre okula gidememişler. Bu durum hem çocukları hem de Muhammedi’yi oldukça üzmüş. İki ay önce oturum izni almalarının ardından okula başlayan çocuklarının daha iyi olduklarını söylüyor.
‘Bir yıl boyunca gizli saklı yaşadık’
Aylar süren yolculuklarını anlatmaya başlayan Muhammedi, derin bir nefes alarak başlıyor söze: “Taliban’ın ülkeyi ele geçirmesinden sonra kaçtık. Afganistan’dan çıktıktan sonra üç ay İran’da kaldık. Daha sonra insan kaçakçılarıyla para karşılığında anlaşıp Van’a geldik. Tabii ilkin Tahran’a oradan da Urmiye’ye gittik. Daha sonra Van’a gelebildik. Sınırı geçerken çok zorlandık. Geceler boyunca yol yürüdük. Çaldıran’da askerler bize çok kötü davrandılar.”
“Van’a ilk geldiğimizde çok yalnız kaldık. Bütün akrabalarımızdan uzak kaldık. Onları çok özledik” diyor Muhammedi kederlenerek. 9 ay sonra kimlik alabildiklerini ve bu süreç boyunca çocuklarının okula gidemediğini, kendisinin ve eşinin çalışamadığını söylüyor. “Bir yıl boyunca gizli saklı yaşadık” diyen Muhammedi, bir yılın sonunda geçici kimlik alınca ev tutup, çocuklarını da okula gönderdiklerini ifade ediyor. Muhammedi aynı zamanda hem eşi hem de kendisinin işe başladığını kaydediyor. Van’da bulunan Engelliler Derneği’nde yarı zamanlı çalıştığını söyleyen Muhammedi, “Bin TL ücret alıyorum. İşsiz kalmadığım için de kendimi şanslı sayıyorum” diye vurguluyor.
‘Afganistan’da kadınlara değer verilmiyor’
Afganistan’da kadınlara değer verilmediğini aktaran Muhammedi, “Sadece ev işleri yapan çocuk bakan bir gözle bakılıyor kadınlara” diyor. Öğretmenlik yaparken de türlü zorluklarla karşılaştığını, Taliban tarafından işten ayrılmaya zorlandığını söylüyor. Taliban tarafından, kadınların sokakta ya da iş yerinde değil de ev de olmasının dayatıldığını söylüyor. Kadınların yerinin ev değil her yer olduğunu ifade eden Muhammedi, “Kadınların her şeyi yapabileceklerine inanıyorum” diye ekliyor.
Muhammedi son olarak akrabalarını, dostlarını çok özlediğini söylüyor ve yaşadıklarını yalnızlık hissini şöyle anlatıyor: “Burada kimsemiz yok. Buranın dilini bilmiyorum bu yüzden insanlarla iletişim kuramıyorum. Çocuklarım da akrabalarımızı özlüyor. Yalnızlık çekiyor onlarda. Çok çok zor bizim için. Buradaki insanlar iyi insanlar. Ama her yerde hem iyi hem de kötü insanlar var. Sınırda askerler bize çok kötü davrandı mesela. Ama buradaki insanlar iyi.”
Video/Montaj: Yeşim Karaağar
Serhat News