CHP İstanbul İl Başkanı’nın ve 196 kurultay delegesinin belirleneceği 38. Olağan İstanbul İl Kongresi bugün gerçekleştiriliyor. Genel Merkez tarafından desteklendiği belirtilen, aynı zamanda eski İstanbul İl Başkanı da olan Cemal Canpolat ile partide “değişimciler” olarak nitelendirilenlerin adayı, mevcut Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik, il başkanı olabilmek için yarışıyor.
Kongrede söz alanlardan biri de CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu oldu. Bir televizyon kanalında TSK’ye ilişkin ifadeleri nedeniyle hakkında soruşturma açılan ve hedef gösterilen Tanrıkulu, isim vermeden “Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri’ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir” diyen CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ı işaret etti.
‘Bunu sizlerin kafasına yazacağım’
Tanrıkulu, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Yakın zamanda linç edildim. Linç edilmeye devam ediyorum ama bunun zeminini hazırlayanları da biliyorum. Beni ilk başta kurtlar sofrasına attılar. Burada isim vermeyeceğim ama içim dolu bunu bilin. Yaptıkları açıklamada benden söz ederken ‘Diyarbakır Milletvekili’ dediler. ‘Milletvekilimiz’ bile diyemediler. ‘CHP Milletvekili’ bile demediler. Ben buradan ilan ediyorum. CHP Diyarbakır Milletvekiliyim. Bunu sizlerin kafasına kazacağım.
Pir Sultan’ın dediği gibi en çok dostun gülü yaralar bizi. İnanın bunlar şikayet değil. Ben mücadeleye devam ederim. Tek başıma da halkımla da devam ederim, edeceğim de hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Ama CHP’yi bu kibirden kurtarmamız lazım. CHP’yi devlet çizgisinden muhalefet yapan bir anlayıştan kurtarmamız ve değiştirmemiz lazım.
Devlet çizgisinde, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çizdiği sınırlar içerisinde muhalefet yapılmaz. Biz Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bize çizdiği sınırları yıkmalıyız. Tekmeyle o duvarları delmeliyiz.”
NE OLMUŞTU?
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TV100’de yayınlanan bir programa telefonla bağlanarak “TSK’nın yaptığı her şey, eleştiriden azade değil. Biz milletvekiliyiz bunları sorgularız. TSK değil mi 12 Eylül’de darbe yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz’da darbe girişimi yapan, köyleri yakan… Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi? AİHM kararıyla sabit hale gelen… Biz eleştirel yaklaşırız. Soru sorarız, doğru olup olmadığını sorarız, TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız. 40 yılda her şeyi doğru yapsaydı Türkiye bu durumda olmazdı. AİHM kararı orada, 15 tane köylü, kim attı? Bu kadar köyü yaktı? Daha yeni Roboski Uludere oldu… Sizler de eleştirel yaklaşamadığınız için Türkiye bu noktaya geldi” ifadelerini kullanmıştı.
TV100 hedef göstermişti
Tv100, Tanrıkulu’nun açıklamalarına dair haberlerini “Tanrıkulu’nun TSKye dönük iftiraları” ibaresiyle servis ederek hedef göstermişti.
Tanrıkulu’ndan ilk açıklama
Sözlerinin tartışma yaratması üzerine sosyal medya hesabından açıklama yapan Sezgin Tanrıkulu, “Dünkü açıklamalarımdan sonra bazı dijital platformlarda hakkımda ağır eleştirinin ötesine varan açıklamalar yapan / yazan herkesle tek tek hukuk önünde hesaplaşacağım. Günü geldiğinde aman ‘Özür dilerim, ben yanlış yaptım, affedin’ vb sözlerle lütfen karşıma gelmeyin” demişti.
Soruşturma başlatılmıştı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Tanrıkulu’nın açıklamalarını gerekçe göstererek hakkında soruşturma başlatmıştı.
Tanrıkulu’nun konuşmasında dile getirdiği konular
Diyarbakır – 1993
8 Ekim -25 Ekim 1993 arasında Kulp ilçesinin dağınık mezralardan oluşan (Gurnik, Mezire, Pireş, Kepir ve Şuşan) Alaca köyü ve Muş’a bağlı Kayalısü köyünün (Licik mezrası) civarında, General Yavuz Ertürk Komutasındaki Bolu Tugayı tarafından yürütülen askeri operasyonda köy ve mezralarından toplanarak gözaltına alınan 11 kişiden bir daha haber alınamadı.
Kaybedilenlerin isimleri şöyle: Mehmet Salih Akdeniz, Celil Aydoğdu, Behçet Tutuş, Mehmet Şerif Avar, Hasan Avar, Bahri Şimşek, Mehmet Şah Atala, Turan Demir, Abdo Yamuk, Nusreddin Yerlikaya, Ümit Taş (16 yaşında).
Şırnak – 1994
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 12 Kasım 2013’te verdiği kararda Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağılı köylerine 25-26 Mart 1994’te düzenlenen hava operasyonu sırasında öldürülen 34 sivilin yakınları tarafından açılan davada, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) ihlal ettiğini belirtmişti.
Türkiye’nin, mahkeme kararı gereği davacılara, mahkeme masrafları da dahil olmak üzere 2 milyon 310 bin 700 euro ödemesine karar verilmişti.
Serhat News