Tarihi İpek Yolu’nda bisiklet yolculuğu

Ersin Vural, 40 yaşında ve geçtiğimiz Nisan ayında işinden istifa edip hava kirliliğine ve bisikletin ulaşım aracı olarak kabul edilmemesine karşı farkındalık yaratmak için İstanbul’dan Çin’e bisikletle gitmeye karar veriyor.

Muş doğumlu olan Erin Vural, 40 yaşında. Düzenli bir işe sahip olan Vural, geçtiğimiz Nisan ayında işinden istifa ederek İstanbul’dan Çin’e bisikletle gitmeye karar veriyor. Bu kararın aslında iki amacı olduğunu belirtiyor Vural: Hava kirliliğine ve bisikletin önemine dikkat çekmek ve aynı zamanda tarihi İpek Yolu’nun önemine dikkat çekmek. Bisikletle yapılacak olan bu yolculukta geçeceği güzergâh sadece İpek Yolu.

UNESCO, 2014 yılında İpek Yolu’nun Chang’an-Tianshan koridorunu Dünya Mirası olarak belirledi. Milattan yüzyıllar önce Mısırlılar, daha sonra da Romalılar, Çinlilerden ipek satın alırlardı. Ulaşım ise, daha sonra İpek Yolu adı verilen güzergâhı izleyen kervanlarla sağlanırdı. İpek Yolu Asya’yı Avrupa’ya bağlayan bir ticaret yolu olmasının ötesinde, 2000 yıldan beri bölgede yaşayan kültürlerin, dinlerin, ırkların da izlerini taşımakta ve olağanüstü bir tarihsel ve kültürel zenginlik sunmaktadır.  

Vural İpek Yolu’nun dünya tarihindeki rolüne dikkat çekmek, Doğu ve Batı kültürleri arasında bir köprü kurmuş, medeniyet ve ticaretin gelişmesini sağlamış olan bu yolu özellikle seçtiğini söylüyor.  

‘İpek Yolu; kültürlerin, sanatın, bilgeliğin geçtiği bir yoldur’

Ersin Vural, İpek Yolu’na dikkat çekmek için, “İpek Yolu bisiklet rotaları, yalnızca bisikletçilerin değil; kültürlerin, kardeşliğin,  barışın, sanatın, fikirlerin, bilimin, dinlerin ve bilgeliğin geçtiği bir yoldur,” diyor.

İpek Yolu güzergâhında tarihi, kültürel ve coğrafi özellikleri bulunan yerlerin bisikletle gezilebilmesinin önemli olduğunu belirten Vural, aynı zamanda rehberlik, teknik destek, konaklama, yiyecek, sağlık, emniyet gibi hizmetlerin hayata geçmesi ile birlikte yerel halka ekonomik katkı sağladığını söylüyor.

Vural, bisikletle yapılan yolculukların; hava kirliğine, küresel ısınmaya yol açmadığını ve gürültü kirliliği yaratmadığını da ekliyor.

‘Bisiklet sosyal bir araçtır’

Bisikletin bir ulaşım aracı olarak tercih edilmesi gerektiğini belirten Vural, “Bisiklet kullanan kişiler daha sağlıklı olurlar, ekonomik ve eğlenceli bir ulaşım aracıdır,” diyor. Ayrıca bisikletin sosyal bir araç olduğunu söyleyerek, “Ulaştığımız bölgede halkla iç içe olmanızı sağlıyor. Doğa ile bütün oluyorsunuz. Ve bisikletle çevreyi daha iyi gözlemleyip, yeni yerler keşfediyorsunuz,” diyor.

Vural, tarihi İpek Yolu’nu bisikletle yeniden canlandırmak istediğini söyleyerek, bir yıl içerisinde 10 ülke ve 19 kenti bisikletle geçmeyi planladığını belirtiyor. Bu saydığı kentler sadece Türkiye’de buluna kentler. Geçeceği diğer ülkelerde uğrayacağı kentlerin sayısını henüz bilmiyor.  

Vural, mevsim koşullarına göre öngördüğü sürenin uzayabileceğini de göz önünde bulunduruyor. Geçmeyi planladığı ülkeler ve kentler şöyle: Türkiye, Gürcistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Pakistan, Hindistan ve Çin. Türkiye’den geçeceği kentler: İstanbul, Kocaeli, Bursa, Bilecik, Eskişehir, Afyon, Konya, Mersin, Adana, Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Siirt, Bitlis, Van, Erzurum ve Kars.

Vural, bisikletle geçmeyi planladığı ülkeler ve kentlerde bisikletin bir ulaşım aracı olduğunu göstermek, bu ulaşımın gelişmesini, bisiklete uygun yollar yapılmasını sağlamak olduğunu vurguluyor. Aynı zamanda şunları belirtiyor: “Kültür alışverişinin yapılması, barış ve kardeşliğe bir katkı sağlayabilmek. Ayrıca her iklim koşullarında bisiklete binmenin önünü açmak istiyorum.”

Son dönemlerde İpek Yolu

İpek Yolu’nda ticaret ağı oluştururken sadece zamandan kazanma yollarının araştırıldığını söyleyen Vural, “Hâlbuki bisikletle de gezme yollarının oluşturulmasına dikkat çekmek lazım. Her gittiğim yerde neden yolda olduğumu anlattığımda, büyük bir ilgi duyuyor insanlar. İlgi çekici, bir o kadar da cesaret işi olduğunu söyleyenler var. Gittiğim köylerde; yatak, yemek gibi desteklerde de bulunuyor insanlar,” diyor.

Vural, son olarak bu yolculuğu, 2016’da kanserden dolayı kaybettiği annesi Türkan Vural’a adadığını söylüyor.