Geçtiğimiz ay ‘Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine’ dair kanun teklifinin TBMM’de kabul edilmesi ile Türkiye’de tütün satan esnaf kepenk kapatma noktasına geldi. Bu esnaflardan biri olan ve Van’da yaşayan Zana Karakaya da artan maliyetlerden ve vergi yükünden olumsuz etkilendiğini söylüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yılın başlarında tütün ürünlerine dönük zamların yapılacağı sinyalini vermişti. Erdoğan 2020 yılında, “Vergiler içerisinde en çok vergi yükünü sigaraya bindireceğiz” açıklaması yapmıştı. Sigaraya yapılan fahiş zamların ardından tütüne bir yönelim olmuştu. Ekonomik krizin etkilerinin tütün sektörüne de yansıması ile birlikte tütüncülere göre yaklaşık yüzde 200’e varan bir zamla karşı karşıya kaldı tütün ürünleri.
Belge iletmeyenlere hapis cezası
Geçtiğimiz ay ‘Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Teklif’in TBMM’de kabul edilmesi ile de tütün satan esnaf kepenk kapatma noktasına geldi. Teklife göre, Ürün İzleme Sistemi’ne (ÜİS), fiziksel veya bilişim yoluyla müdahale ederek Hazine ve Maliye Bakanlığı’na elektronik ortamda iletilmesi gereken belge, bilgi veya verilerin iletilmesini önleyenler veya bunların gerçeğe uygun olmayan şekilde iletilmesine neden olanlara 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Artan maliyetlerden birinci dereceden etkilenenlerden biri de Van’da tütün satışı yapan Zana Karakaya. Uzun yıllardır bu sektörde olan Karakaya, artan maliyetlerden dolayı sektörün sürdürülebilirliğinin kalmadığını aktarıyor.
‘Tekel ürünleriyle aradaki makas kapanıyor’
Karakaya, sigaraya yapılan zamlardan sonra tütüne ilginin arttığını söylüyor. Artan maliyetlerden sonra tekel sigarası ile tütün arasındaki makasın gittikçe kapandığını da ifade ediyor. Müşterilerinin genelde memur, asker ve polislerden oluştuğunu söyleyen Karakaya, bunu hayat pahalılığına dayandırıyor. Adıyaman tütününün ön planda olduğunu fakat Bitlis dökme tütünün maliyetinin biraz daha düşük olduğunu aktarıyor.
Bir paket tütünün ortalama maliyetinin en fazla 10 TL’yi bulduğunu söyleyen Karakaya, “Ama aynı zamanda ciddi oranlarda zamlar var. Bu sektörde de hemen hemen aylık olarak yansıyan zamlar var. Bir makaron geçen sene 15 TL iken şu anda 45-50 TL bandında” diyor. Toptancıların ham maddenin olmamasından kaynaklı bu kadar zamlandığını belirttiklerini de ekliyor. Hal böyle olunca tekel ürünleriyle aradaki makas kapanıyor.
‘150 TL’ye sattığımız ürünü 350 TL’ye satmak zorunda kalıyoruz’
“Aslında zamların en çok vurduğu sektörlerden bir tanesi de bu sektör oldu. Yüzde 200’ü bulan bir artış söz konusu oldu” diyor Karakaya. Kafelere geçen sene 150 TL bandında sattıkları ürünü şu an 350 TL’ye satmak zorunda kaldıklarını belirtiyor. Hatta bazı kalemlerde bu oranın daha yüksek olduğunu söyleyerek, bir örnek veriyor: “Nargile takımını Konya’dan tedarik ediyoruz. Aradığımızda ‘bu hafta şişeye yüzde 35 zam geldi’ diyorlar. Son iki ay içerisinde 4-5 defa bununla karşılaştık.”
Yaklaşık 10 bin ailenin bu sektörden geçimini sağladığını söyleyen Karakaya, “Özellikle Adıyaman, Diyarbakır, Muş ve Bitlis. Sadece satıcılar değil üreticilerde dâhil. Bu sektörün ölmesi 10 bin insanın işsiz kalması anlamına geliyor. Üreticilerde mağdur durumda” diyor. Geçen sene kilosunu 80 TL’ye aldıkları bir tütünü bu yıl 190 TL bandında aldıklarını söylüyor. Bu durumun üreticileri de zorladığını ifade eden Karakaya, geçen yıl çalıştıkları kimi üreticilerin artan maliyetlerden dolayı üretimi bıraktıklarını söylüyor.
‘Bu işin sürdürülebilirliği kalmadı’
Karakaya, ürün tedarikinde zorlandıklarını ifade ederek, “Geçen yıl üreticiler buraya gelirdi. Zorla ürün satmaya çalışırlardı. Şu an tam tersi oluyor, biz arıyoruz. Biz ürünün peşine düşmüş durumdayız. Ürün temin etmeye çalışıyoruz. Tedarikçilerde şunu söylüyor bize, şu an ürün yok elimizde. Olan da çok pahalı” diye belirtiyor. Tedarik sorunlarının arttığını belirten Karakaya, geçen yıl ile bu yıl arasında yüzde yüz fark olduğunu söylüyor. Sadece tütün değil aynı zamanda pamuk bulmakta da zorlandıklarını ifade ediyor. “İnsanların ekmek kapısı sallantıda şu an” diyen Karakaya, bu işin sürdürülebilirliğinin kalmadığını söylüyor.
‘Pazar alanının açılmasını talep ediyoruz’
Karakaya, son olarak taleplerini şöyle sıralıyor: “Talebimiz şu aslında; insanların bu sektörde önlerinin açılması. Tedarik açısından sorunların ortadan kaldırılması ve üreticilerin önünün açılarak desteklenmesi. Sonuçta Adıyaman’da, Bitlis’te, Diyarbakır’da üretilen bu ürünler yerli üretim, yerli ürünler bunlar. Bunların çok daha rahat bir şekilde piyasada pazarlanmasını pazar alanının açılmasını talep ediyoruz.”
Serhat News
Video-Montaj: Yeşim Karaağar