Herkes yaşadığı belirli sorunlara dikkat çekiyor, her kesim, kurum ya da kişi yandığı yeri göstermeye çalışıyor, kimisi ekonomik, kimisi hukuk, kimisi adalet, kimisi demokrasi vesaire sorunlar silsilesi böyle uzayıp gidiyor, ezcümle hepimizin sorunları var.
Veryansın eden kişi ya da kurum haklıdır ama biraz da suçludur, zira temel sorunlara dikkat çekilmez çözümü için gayret edilmezse derin sorunlar kaçınılmaz olur ve yine derin olan sorunlara sadece dönemlik çözümler üretirseniz, temel sorunlar yeniden ve farklı yollarla başka derin sorunlar yaratacaktır.
Dolayısıyla temel sorunları konuşmak ve kalıcı çözümler oluşturmak temel görevimiz ve sorumluluğumuz olmalı, bunun için yeniden Amerika’nın keşfine gerek yok, kendi çapımızda kendi yaşam alanlarımızda kendi kentlerimizde ve kenti tarihsel bilincimizle oturup konuşarak sorunlara kalıcı çözümler üretmemiz yeterlidir.
Bunun için kentlerin iradesi olmalı ve halk bu iradeyi her şart ve koşulda mutlaka sahiplenmeli, her kentin bağımsız ve siyaset üstü kurumları, STK’ları, demokratik kitle örgütleri olur, bu örgütlenme alanları daima güçlü kılınmalı ve mutlaka diyalog içerisinde olmaları sağlanmalıdır.
Çözüm üreticiler irade temsilcileri mutlaka bulundukları yerelden olmalı ve görevleri boyunca da olacağını, yaşamaya devam edeceğini beyan etmelidir.
Yerel yönetim temsilcileri yerelin hassasiyetini, kültürel yapısını, tarihsel bilincini mutlaka benimsemiş kişiler olmalı ve toplumdan, halktan kişiler arasından seçilmeli, gücü güçlüde bırakarak daha güçlü olmalarına izin verilmemeli, yağma, talan, rant ve şahsı çıkarlarını hedef alan kişi ve kurumlar teşhir edilmeli toplum içinde ayıplanmalı, yaşanılan kente bir kimlik bulunmalı ve bu kimlik mutlaka o kentte yaşayan toplumu yansıtmalıdır.
Hukuk bozulur, politikacılar kendilerine hizmet eder hale gelir, kurumlar yozlaşır, ekonomi çöker, toplumsal kaos olur. Nitekim tarihte çokça benzeri dönmeler olmuştur, fakat toplum ve ahlaki politik yapısı yeniden üretir, düzeltir ayağa kaldırır, çürümüş ne varsa yerine yeni ve taze olanı koyar, yaşam bu vesile ile yeniden doğmuş olur.
Toplamda çözüm yolumuz halkın ahlaki-politik çıkışıdır. Bir araya gelebilmiş kendini irade kılabilmiş her halk sonunda başarılı olmuş ve yaşamanı yeniden kazanmıştır, tarih bununla ilgili saysız tecrübe ve deneyim barındırır. Ve tarih bilinçli toplumlar için tekerrür bir derstir.
