Halk buluşmasında konuşan Sebahat Tuncel, Türkiye, KDP ortaklığına dikkat çekerek, “Federe Kürdistan Bölgesi ilhak ediyorlar ama KDP ses çıkarmıyor. KDP barış, kardeşlikten yana tavır alsaydı bugün bu savaş, tecrit ve çatışma biterdi” dedi. Mazbata krizi sürecinde Van’da yaşananlara da değinen Tuncel, “Esas olan Van çizgisidir” dedi.
Kobanê Davası’nda ceza verilerek tahliye edilen siyasetçi Sebahat Tuncel, Van’da halk buluşmasına katıldı. DEM Parti Van İl Örgütü binasında düzenlenen buluşmaya çok sayıda kişi katıldı.
Van’da mazbata gaspına karşı halkın gösterdiği direnişi kutlayarak sözlerine başlayan Tuncel, “Van bu süreç açısından çok önemli bir çıkış yaptı. Burada elde edilen başarı takdire şayandır. Bu açıdan herkese teşekkür ediyoruz. Esas olan Van çizgisidir ve bu direnişi her yere taşımak gerekiyor” dedi.
Kobanê Davası’na da değinen Tuncel, “Kürtlerin siyaset yapma hakkını engelleyen korkunç bir dava. Ama bizler de bu davayla düzeni yargıladık. Bu mücadele hepimizin mücadelesidir. Kürtlerin tarihinde zindan bir gerçeklik. İstiklal Mahkemeleri’nden bugüne kadar Kürtler için zindan bir gerçeklik. Biz, tahliye olduğumuzda özgür olmuyoruz, ne zaman Kürtler haklarına kavuşursa o zaman özgür oluruz. Zindan bizim kaderimizi değil ama bir gerçeklik. İçerde tecrit ve izolasyon devam ediyor. Yıllar geçti ama bu ülkenin temel sorunları hiç değişmedi ve giderek derinleşti” diye konuştu.
‘Tecrit stratejik bir karardır’
Kürtlere karşı bir sömürge hukukunun olduğunu belirten Tuncel, “Bunu İmralı’daki tecritten biliyoruz. Tecrit, aslında devletin Kürt sorununa yaklaşımını gösteriyor. Sayın Öcalan şahsından Kürt halkına yönelik bir mutlak tecrit ve işkence sistemi ile karşı karşıyayız. Tecrit bir insanlık suçudur. Devlet bilerek ve isteyerek bunu sürdürüyor. Devlet kendi yasalarına aykırı hareket ederek Sayın Öcalan’a disiplin cezaları veriyor. Tecrit, stratejik bir karardır ve bu kararın merkez üssü İmralı’dır. İmralı kapısı açılmadığı sürece Kürt sorununun çözülemeyeceğini herkes biliyor. Bu sorun çözülmediği için ülke mafya düzenine dönmüş, yasalar askıya alınmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde yasalar bu kadar ayaklar altına alınmamıştır. Bu kadar korkunç bir sistemle karşı karşıyayız” dedi.
‘Kayyıma herkes itiraz etmeli’
Hakkari Belediyesi’ne kayyım atanmasına ilişkin de konuşan Tuncel şöyle devam etti:
“Bu uygulama işkence, zulüm ve faşizmdir. Hakkari’ye kayyım atadılar ama bir tane namuslu vali, kaymakam çıkıp da ‘bu haksızlıktır’ demiyor. Bunu dile getirseler ve kayyım olarak atanmayı kabul etmeseler belki de bu sistem böyle gitmeyecek. Ama bir rant düzeni var ve bu düzeni sürdürmek istiyorlar. Bize, ‘hakkında dava açılmayan birini gösterin’ diyorlar, Yüzbinlerce Kürt hakkında dava açılmıştır. Dava açılmayan Kürt mü kaldı? Kayyım sistemi, hukuken de ahlaken de kabul edilebilir değildir. Faşizm kendisini yalan üzerinden var eder. Bu yüzden gerçeği tersyüz ediyorlar. Tüm halkların bu uygulamalara karşı çıkması gerekiyor. İnsanlık onuruna sahip olan herkes bunu karşı çıkmalıdır. Bu ülkenin tüm yükünü Kürtler mi çeksin? Kürtler bu ülkenin tüm sorunlarını 50 yıldır sırtlıyor. Bir zahmet batıdaki yoldaşlarımız da biraz bu yükü sırtlasın ve buna itirazlarını yükseltsinler.
‘AKP, KDP’yi kullanıyor’
Biz birlik olmadığımız için bu kadar büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Federe Kürdistan Bölgesi ilhak ediyorlar ama KDP ses çıkarmıyor. KDP barış, kardeşlikten yana tavır alsaydı bugün bu savaş, tecrit ve çatışma biterdi. Ama AKP onları kullanıyor. KDP zannediyor mu ki Türkler oradan çıkacak! Kürtlerin birliği çok önemli bir noktadadır. Kardeşlik hukuku diyorsan o zaman önce kardeşinin hukukunu gözetmen gerekiyor. Bu nedenle tüm Kürtlerin her yerde birlik olması gerekiyor. Bizim demokrasi ve özgürlük ısrarımız devam edecektir. Bundan sonraki değişim dinamiğine öncülük etmemiz gerekiyor. Bunun için birliğimiz çok önemlidir.”
Buluşma katılanların Tuncel’e sorduğu sorularla devam etti.
Serhat News
