Divali Güzel, tutuklu bulunduğu Şırnak Cezaevi’nden hastaneye kaldırıldıktan bir hafta sonra yaşamını yitirdi. Kalp ve böbrek yetmezliği olan Divali Güzel, yüzde 91 engelli raporu olmasına rağmen tahliye edilmemişti.
Divali Güzel, 2008 yılında ‘Örgüt Propagandası’ suçuyla açılan davadan ‘Örgüt Üyeliği’nden 6 yıl 3 ay ceza almıştı. 2022 yılının Haziran ayında tutuklanan Güzel, bir hafta önce kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Güzel’in avukatı Kerem Arat, müvekkilinin “örgüt propagandası” suçu ile gözaltına alınıp “örgüt üyeliğin”den ceza aldığını ve dosyada suç teşkil edecek herhangi bir delil olmadığını ifade ediyor. Arat, Güzel’in giydiği kıyafetlerden dolayı şüphe üzerine alındığını ve ilk girdiği davadan, davanın kesinleştiği duruşmaya kadar bunu dile getirdiğini ifade ediyor.
Kerem Arat, davayı ilk aldığında Güzel ile görüşmeye gittiğini ve neden alındığını, herhangi bir suça bulaşıp bulaşmadığını sorduğunda, Güzel’in kendisine, ‘Benim üzerimde Kürt ulusal kıyafeti olduğu için şüphe üzerine beni aldılar’ cevabını verdiğini söylüyor.
‘Ulusal kıyafetlerden dolayı yargılanıyordu’
Arat, ilk girdiği davadan davanın kesinleşmesine kadar Güzel’in kıyafetlerinden dolayı yargılandığını dile getirdiğini söylüyor. Hatta bir duruşmada Güzel’i, gözaltına alındığı gün üzerinde olan kıyafetlerle mahkeme salonuna götürüyor. Arat, “Ben Güzel’in bütün sosyal yaşamında, köyünde, şehrinde ve gittiği her yerde ulusal kıyafetle gezdiğini mahkemeye anlattım. Bunun örgütsel bir yanı olmadığını defalarca dile getirdim. Hatta bir duruşmada özellikle mahkeme ne demek istediğimi anlasın diye; Güzel gözaltına alındığı zaman üzerinde olan kıyafeti ile duruşma salonuna götürdüm. Dolayısıyla üzerindeki kıyafet şüphe çekmiş olabilir, dedim. Bunun da yargılama sürecinde kesinlikle etkili olduğuna inanıyoruz” diyor.
Arat, Güzel’in hakkında; örgüt adına dükkânları gezip kepenkleri kapattırmaya çalışırken oradaki insanlara ‘hepimiz tepkimizi koyacağız. Kepenkleri kapatacağız’ şeklinde beyanda bulunduğu yönünde polis tarafından tutanak tutulduğunu söylüyor.
‘Polisler Kürtçe bilmiyordu, Güzel ise Türkçe’
Güzel’in tek kelime dahi Türkçe bilmediğini söyleyen Arat, “Ve işin ilginç yanı Güzel hakkında tutanak tutan ve tanık sıfatıyla dinlenen polislerin de Kürtçe bilmediği ortaya çıktı. Biz de haklı olarak bütün duruşmalarda dedik ki, ‘Siz tek kelime Türkçe bilmeyen bir insanı nasıl anladınız?’” diyor. 2008 yılında kepenk kapatma olaylarının yaşandığı bir dönemde Van’ın İki Nisan Caddesi’nden geçerken şüphe üzerine gözaltına alınan Güzel’in gözaltına alınma gerekçesi; esnafa, örgüt adına baskı yaparak esnafı kepenk kapatmaya zorlama yönünde iddialar üzerine. İfadesi alındıktan sonra serbest bırakılan Güzel’e iki kez, örgüt propagandası yaptığı iddiası ile dava açılıyor.
Arat, daha sonra yapılan yargılama sonucunda mahkemenin örgüt propagandasından değil de örgüt üyeliğinden Güzel’e ceza verdiğini söylüyor. Arat, “O dönem yaptığımız temyiz başvurusu sonrası dava bozuldu. Tekrar yapılan yargılama sonucunda da kendisine tekrar örgüt üyeliğinden 6 yıl 3 ay ceza verildi. Tekrar temyiz ettik. En son 2021 yılında Yargıtay bu dosyayı onayladı” diyor.
‘Yargıtay üyesi karara muhalefet şerhi koydu’
Yargıtay üyelerinden bir tanesinin karara muhalefet şerhi koyduğunu söyleyen Arat, “Bütün yargısal süreçler boyunca bizim yaptığımız savunmalar çerçevesinde Yargıtay üyesi de bu şekilde karara muhalefet şerhi koydu. Bu dosya ile ilgili kesinlikle somut ve inandırıcı bir delil olmadığını sadece bir polisin tutanağı olduğunu, bu polisin tutanağının da şüpheli olduğunu dolayısıyla kişi hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğini ve Yargıtay üyelerine katılmadığı şeklinde muhalefet şerhini yazdırdı” diye belirtiyor.
Arat, 2021’de dosyanın Yargıtay’da onaylanmasının ardından cezanın infazı için Güzel hakkında yakalama kararı çıkarıldığını ve yasal süre içerisinde Anayasa Mahkemesi’ne talepte bulunduklarını belirtiyor. Arat, talepte bulunurken Güzel’in böbrek ve kalp yetmezliği olduğunu, ağır hasta olduğunu ve tedavi gördüğünü, öncelikle bunun dikkate alınarak Anayasa Mahkemesi’ndeki başvurusunun bir an önce karara çıkmasını istediklerini söylüyor. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin hâlâ bir karar vermediğini de ekliyor.
2022 yılının Haziran ayında köydeki evinde yatalak bir halde iken yakalanıp Şırnak Cezaevi’ne götürülüyor Güzel. Cezaevine götürüldüğü gibi avukat Arat, Anayasa Mahkemesi’nde derdest olan dosyasına bilgilendirme yapıyor.
‘6 ayda 35 kez hastaneye götürüldü’
Arat, “Müvekkilimin yakalandığını, infazına başlandığını, içerisinde bulunduğu sağlık koşulları dikkate alınarak bir an önce anayasa mahkemesindeki dosyasının sonuçlanmasını talep ettik. Ancak şu ana kadar da herhangi bir karar verilmiş değil. Bunun yanında Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’na da talepte bulunarak kişinin içerisinde bulunduğu sağlık problemleri nedeni ile cezasının ertelenmesini istedik. Bu tamamıyla kanunlardan doğan bir haktır. Bu başvuru üzerine defalarca kendisi hastaneye kaldırıldı. Bu süreçteki Adli Tıp raporlarına rağmen maalesef yaklaşık bir hafta önceye kadar hiçbir şekilde cezası ertelenmedi” diyor.
Şırnak Adli Tıp Kurumu’nun bir raporunda Güzel’in cezaevinde yattığı 6 aylık süre içerisinde 35 kez hastaneye gidip tedavi gördüğü yönünde net tespitler söz konusu. Ve yine bu rapora göre engellilik durumunun yüzde 91 olduğu belirtilmesine rağmen cezasının ertelenemeyeceğini, cezaevinde kalamaz diye rapor verilemeyeceğini, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na dosyasının gönderilerek oradan gelecek sonuca göre karar verileceği yönünde görüş belirtilmiş. Arat, bu duruma ilişkin şunları söylüyor: “Yani kısacası cezaevinde ölüme terk edildi.”
Arat, en son gelen raporlar üzerine savcılığın cezayı 3 ay ertelediğini söylüyor. “Ancak bu kadar bekletilmeseydi, cezası ertelenseydi en azından tedavi olabilirdi. Cezaevinde iken durumu giderek ağırlaştı ve maalesef öldü” diyor Arat.
‘Böyle giderse cezaevlerinde mezarlığa daha çok tabut taşıyacağız’
Arat, son olarak hasta tutukluların durumuna dikkat çekerek şunları kaydediyor: “Türkiye’nin içerisinde bulunduğu koşullarda hasta hükümlülerin durumu hepimizin malumudur. Acil bir şekilde yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda Adli Tıp Kurumları çok ketum davranıyor. Bu Türkiye’nin kanayan bir yarasıdır. Bir an önce yasal düzenlemeler yapılmazsa bize tabutlar gelmeye devam edecek. Böyle giderse cezaevlerinde mezarlığa daha çok tabut taşıyacağız. Bir hukukçu olarak duyarlı kesimlerin bununla ilgili gerekeni yapması ve devletin de bir an önce yasal düzenlemeleri yapmasını talep ediyorum.”
Serhat News