AFAD’ın güncel verilerine göre, ülkemizde 1. ve 2. dereceden deprem tehlikesiyle karşı karşıya olan 59 il var. Bu 59 ilde yaşayanlar, Türkiye’nin toplam nüfusunun neredeyse yüzde 75’ini oluşturuyor. 2011’de deprem yaşayan Van’da bugün, 11 aktif fay hattı bulunuyor. Peki Van, olası bir depreme hazır mı?
media4democracy’dan gazeteci Furkan Tunçdemir2in haberine göre, 6 Şubat 2023’te merkez üssü, Kahramanmaraş olan iki büyük deprem yaşandı. Bu depremlerden etkilenen 10 ilde yaşanan yıkım ve can kaybı, çok büyük boyutlara ulaştı. Yakın geçmişteki en büyük deprem, 2011 yılında Van’da yaşanmıştı. 23 Ekim ve 9 Kasım tarihlerinde Van’da gerçekleşen 7.2 ve 5.9 büyüklüğündeki depremlerde resmi verilere göre 644 insan yaşamını yitirirken, 2 bine yakın insan yaralanmıştı. Oldukça şiddetli olan bu depremlerde birçok bina yıkılmış, binlercesi hasar görmüştü. Kentte bulunan birçok hasarlı bina, bugün halen yıkılmayı bekliyor.
11 aktif fay hattı
İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) “Güncel Deprem Bölgeleri” haritasına göre Türkiye’de 1. ve 2. dereceden deprem tehlikesi ile karşı karşıya olan 59 il bulunuyor. Van’ın da içinde bulunduğu bu 59 ilde yaşayan insan sayısı, Türkiye’nin toplam nüfusunun neredeyse yüzde 75’ini oluşturmakta. Türkiye’de ortalama her yıl 20-30 civarında 5 ve üzeri, her beş yılda bir ise 7 ve üzeri şiddette depremler meydana geliyor.
Van’da 2011 yılında meydana gelen depremlerin kaynağı, daha önce varlığı bilinmeyen Van Fayı olarak kayıtlara geçti. O yıldan bu yana deprem ile ilgili çalışmaların yoğunlaştığı Van Gölü Havzasında tespit edilebilen 11 tane aktif fay hattı bulunuyor.
Van’ın zemini kötü, insanlar afet bilinciyle yaşamalı…
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nde görevli Dr. Ali Kılıçer, geçmişte bu bölgede çok az çalışma yapıldığını, 2011 yılından beri çalışmaların yoğunlaştığını anımsatıp “Van şehir merkezinin çevresinde dağlar ve çeşitli yükseltiler bulunuyor. Bu yükseltilerden zaman içerisinde rüzgârların da etkisiyle küçük parçalar aşınarak zemini doldurmuş. Van’da zemin, kötü durumda, şehir merkezi de bu zemin üzerine kurulmuş” dedi.
Sağlam olmayan zeminde, binaların ne kadar sağlam yapılırsa yapılsın zarar göreceğini belirten Kılıçer, Van’daki zemin sıvılaşmasının yüksek olduğunu vurguladı. Marmara depreminde de benzer bir tablonun söz konusu olduğuna dikkat çeken Kılıçer, şunları söyledi:
“Van’ın zemin su tablası, çok yüksek. Yani ortalama 20 metre altımızda su var. Alttan deprem dalgasının enerjisi, o suyu yukarıya doğru iter. Suyu baskılayacak bir tabaka olmazsa, su yüzeye çıkar, zemin çamurlaşır ve balçık haline gelir. Bu anlamda Van, kötü durumdadır. Van ve Erciş’te yaşanan can kayıpları ve yaralanmaların en büyük sebebi, zemin- yapı ilişkisi. Yaptığımız bütün bilimsel çalışmaların sonuçları da bize, ‘Van’ın zemini kötü, Van’da yaşayan insanların afet bilinciyle yaşamaları gerekiyor’ diyor.”
Kılıçer, afet bilinci ile yaşamayı şöyle tanımladı:
“Sadece Çaldıran fayının 50 yılda bir, 7 ve üzeri şiddette depremlere sebep olduğu biliniyor. 11 aktif faydan söz ediyorsak öncelikle, yüksek katlı yapılar inşa edilmemeli. İnsanlar Deprem Performans Analizi yaptırarak yapılarının durumunu öğrenmeli. İnsanlar yaşadıkları evlerin her köşesini, deprem ile karşılaşma alanı olarak kabul edip buna uygun dizayn etmeli. E-devlet’ten toplanma alanları öğrenilmeli.”
Türkiye’nin en önemli önceliği, afet yönetimidir
Türkiye’de 1923 yılından bugüne yüz bin insanın depremlerde yaşamını yitirdiğini belirtti. Bu rakamın sadece resmi kayıtlarda yer alanlar olduğunu vurgulayan Kılıçer’e göre, afet yönetimi bu ülkenin en önemli önceliği durumunda. İnsan yaşamından daha değerli hiçbir şeyin olmadığının altını çizen Kılıçer, afet yönetiminin gerekliliğini şu sözlerle açıkladı:
“İnsanların yaşamına en büyük tehdit, doğal afetlerdir. Depremin tek başına bu ülkede neden olduğu can kaybı, korkunç rakamlarla ifade ediliyor. 59 şehirde yaşayanlar, yıkıcı bir deprem riski ile karşı karşıya. Öte yandan depremlerin ardından altyapı ve çevresel faktörlerin dönüştürülmesi de çok ciddi bir maliyet demek. Tüm istatistikleri incelediğimizde bu ülkede çok ciddi bir afet yönetimine ihtiyaç olduğunu görüyoruz.”
Resmî kurumların çok kıymetli çalışmalar yaptığını kaydeden Kılıçer, kurumlar arası koordinasyonun daha da geliştirilmesi gerektiğine işaret etti.
Kaçak yapılar, tehlikeli…
Özellikle uygulanan deprem yönetmeliklerinin çok önemli olduğunu vurgulayan Kılıçer, binaların deprem yönetmeliklerine uyulmadan yapılmasının olumsuz sonuçlanacağını belirtti. Kaçak yapılaşmanın yüksek olmasının ciddi bir risk barındırdığını dikkat çeken Kılıçer, yönetmeliklerin önemine şu sözlerle dikkat çekti:
“Geçmişte yaşanan tüm büyük depremler bize gösterdi ki, gerekli yönetmeliklere uyulmadan inşa edilen yapılar, depremlerde en fazla can kaybına neden olan yapılar. Van ilinde de kaçak yapıların çok uzun zamanlardan beri var olduğu biliniyor. Herhangi bir yönetmelik veya standart gözetilmeden inşa edilen bu yapılar, yurttaşlar için oldukça tehlikeli.”
Serhat News