Van’da projelendirilmesine rağmen 41 km’lik çevre yolu inşaatı 13 yıldır tamamlanamıyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kente yaptığı ziyaretlerde sık sık çevre yolunun yapılacağı müjdesini verse de kentten ayrılır ayrılmaz yol çalışmaları durduruluyor. Mahalleli bir türlü bitirilmeyen yol çalışmasından dolayı mağdur.
Van çevre yolu Edremit’ten başlayarak, kentin doğusundan Erciş yoluna bağlanıyor. Bu proje güzergahlarında ise 2019’da çıkarılan 18’inci İmar Kanunu ile kayıtlı tapu ve arazilerde bazı değişiklikler yapılıyor.
18’inci İmar Kanunu’nda yer alan bilgilere göre; imar hududu içinde bulunan binalı ve binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmada belediyeler yetkilidir.
Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılabiliyor.
‘Dalga geçer gibi bir fiyat veriyorlar’
Beyüzümü Mahallesi sakinlerinden Mehmet Özekti, en büyük sorunlarının, mahallenin ortasından bir çevre yolunun geçmesi olduğunu söylüyor. 18’inci maddenin, arsasının yüzde 45’ini içine aldığını ve bunun karşılığında hiçbir şey verilmediğini belirtiyor. “Bunun dışında çevre duvarıdır, evdir, ağaçtır, bahçedir ne varsa hepsini temizleyip götürüyor” diye de ekliyor.
Özekti, gülünç bir rakam, dalga geçer gibi bir fiyat, diyor biçilen değere. 40 metrelik ve iki metreyi aşan yükseklikte bir duvarı olduğunu söyleyerek, verdikleri fiyatın 3 bin lira olduğunu belirtiyor. “Hepimiz mağduruz”, diyen Özekti, “Bunun dışında bir de bizim burada bir hayatımız var. Komşularımız var yaşantımız var. 30 yıldan beri burada yaşıyorum. Tamamını elimizden alıyorlar, bizi bunlardan koparıyorlar. Ne yapacağımızı şaşırmışız. Kime derdimizi anlatacağız bilmiyorum Evden yol geçmiyor ama yol evin dibinden geçiyor, o gürültüden, arabaların sesinden nasıl oturacağız ben de bilmiyorum. Arsa karşılığında hiçbir şey vermiyorlar, her bir ağaç için ise 300 lira veriyorlar. Bir ağacın bir senelik meyvesi bin lirayı geçiyor” şeklinde anlatıyor.
‘Devlet, 96’da yaptığımda izin verdiği evden şimdi defolmamı istiyor’
Yusuf Özekti ise bir başka mahalle sakini. O da 18’inci maddeden şikayetçi. 700 metrekarelik arsasının yaklaşık 400 metrekaresinin proje kapsamına alındığını söylüyor. Arsasında bir buçuk dairelik, bir konut olduğunu ve karşılığında 272 bin lira ödeneceğini kaydediyor: “Ben iyi kötü buraya bir ev yaptım. Şimdi devlet bana diyor ki ‘biz 18’inci maddeyi uyguladık, buradan defolun gidin.’ Biz burayı 1996’da aldık, neden bana su abonesi, elektrik abonesi verdiler? Devlet bana deseydi ya, ‘Burası senin için zarardır, günü gelince burayı yıkarız, burada herhangi bir şey yapma.’ Ben de yapmazdım.”
‘Bedavadan evimden çıkarıp sokağa atıyorlar’
Yetkililere çağrıda bulunan Özekti, “Bana bir konut versinler, bir ev yapsınlar. En ücra köşede bir daire versinler yine razıyım. Ama beni böyle bedavadan çıkarıp, sokağa atıyorlar. Bu yaşımda 8-9 nüfusla nereye giderim? Bu sorunu bir an önce çözsünler. Karayolları gelip bize diyor ki; ‘Biz size belli bir miktar para veriyoruz. Buradan bir an önce çıkmazsanız, belediye gelip sizi apar topar buradan gönderir.’ Bağırıyoruz çağırıyoruz sesimizi duyurmaya çalışıyoruz en üst yetkili kimse sesimizi onlara duyuruyoruz bize bir şeyler yapsınlar, bize el uzatsınlar, yardım etsinler” diyor.
‘Verdikleri parayla 10 çocuğu geçindiremem’
Abidin Aras, Özalp’tan göç ediyor Beyüzümü Mahallesi’ne. “55 yaşına geldim şu ana kadar inşaatlarda çalışarak bir ev yaptım” diyerek şöyle devam ediyor: “10 tane çocuğum var, bu çocukların evi budur. Devlet arsamıza 18’inci maddeyi koymuş, yüzde 45’i kesiyor. Evim betonarmedir, altında bodrum ve dükkanım var, 10 çocuğu geçindiriyorum o dükkanla. Bana verdikleri fiyat 320 bin lira. Ben 320 bin lira ile çocuklarımı nasıl geçindireyim?”
‘Devlet hem arsamı alıyor hem evimi yıkıyor’
“Benim evimi elimden alıyorlar, benim başımı kesiyorlar” diyor Aras yaşadığı mağduriyeti anlatırken. Devletin kendisine teklif ettiği paranın yeniden bir ev yapmak istese sadece demir masrafını karşılayabileceğini aktarıyor: “Köyden göç edip buraya geldim bir evim var, onu da yıkıyor, buradan sonra nereye gideceğim? Sadece ben değil binlerce insanı mağdur etmiş. Adamın evini yıkıyor adam nereye gidebilir? O da benim gibi mağdur. Devlet bize el atsın. Bu böyle olmaz. Benim hakkımı versinler.”
Karayollarının mahalle sakinlerini toplantıya çağırdığını söyleyen Aras, toplantıda mağduriyetlerini anlattıklarını buna karşın kendilerine, ‘Eğer siz verilen ücrete razı olmazsanız, ben devlet olarak belediyeye vereceğim. Belediye gelsin evinizi yıksın, bir iki tane polis getirir sana iki tokat atar, senin evini yıkar’ dendiğini söylüyor. “Böyle bir adalet var mı? Dünyanın neresinde böyle bir adalet var?” diyen Aras, “Buralar dağlık alan, çevre yolunu kaydırabilirler, mahallenin ortasında bağlantı yolu olur mu? Okul var bir sürü ev var, bunu da söyledik ama bize ‘Kabul ediyor musunuz etmiyor musunuz’ dedi biz de kabul etmiyoruz dedik. Avukatla görüştük, dava açacağız” diye belirtiyor.
‘Bir evin arsasını kesip kendisine alıyor devlet’
Nurettin Sağlamer, 60 yaşında ve bir dönümlük arsaya sahip. Bir dönümün 400 metrekaresinin proje kapsamına girdiğini, bahçe ve bahçedeki bütün ağaçlar için 20 bin lira değer biçildiğini söylüyor. Hasta ve çalışamaz durumda olduğunu kaydederek, “18’inci maddeyi uyguluyorlar, elimizden hiçbir şey gelmiyor. Bir oğlum çalışıyor, o da asgari ücretin altında çalışıyor. Bana arsamın değeri için verdikleri ücret 20 bin lira. Bahçemin değeri 70-80 bin lira ediyor. Bir evin arsasını kesip kendisine alıyor devlet” diyor.
‘Binlerce kişi bu olaydan etkileniyor’
İsmini vermek istemeyen bir başka mahalle sakini, Van’da yaklaşık 10 yıldır çevre yolunun konuşulduğunu ama daha önce de yapılıp yarıda kaldığını ve birkaç kez projelendirildiğini söylüyor. En son geçen yıl ağustos ayında son şeklini aldığını belirterek, “O zaman bine yakın itiraz oldu. İtirazların yüze yakını dikkate alındı. Hemen hiç kimseye haber verilmeden bir askı sürecine girildi. Askı sürecinden sonra yasal olarak bir ay itiraz süreci var. Ayrıca askı sürecinde yine çok sayıda kişi itiraz etti. O itirazlar da reddedildi” ifadelerini kullanıyor.
18’inci İmar Yasası’ndan dolayı arazilerin yüzde 45’ine el konulduğunu geri kalan yüzde 55’i kullanılacaksa o araziyi alıp farklı bir kişinin evinin olduğu yerde farklı bir güzergahta yer verildiğini söylüyor. Bu durumun Edremit’ten başladığını belirterek “Erek Dağı civarındaki köylerin hemen hemen hepsinde mağduriyet devam ediyor. Mağduriyetin en çok olduğu yer ise yerleşkenin en büyük olduğu Beyüzümü Mahallesi, Sıhke TOKİ ve belediye çöplüğü arasındaki arazidir. Bu civardaki bütün aileleri sayarsak binlerce kişi bu olaydan etkileniyor” diyor.
‘Aileler tehdit ediliyor’
Yapılan bütün itirazların reddedildiğini belirterek, tek seçeneğin mahkemeye başvurmak olduğunu söylüyor. Mahkeme yoluna bilinçli bir şekilde itildiklerini fakat lehte bir karar çıkmayacağını bildiklerini ifade ediyor. Mahkeme sürecinin Danıştay’a kadar gideceğini ve bunun da 5-6 yıl süreceğini söyleyip, “5-6 yıl çok uzun bir süre çünkü bu projeyi 1 ayda bitirmeyi düşünüyorlar. 5-6 yılda tecelli eden adalet de ne kadar adalet sayılabilirse orası da ayrı bir durum” bilgilerini paylaşıyor.
Ailelere ihtar çekilmediğini fakat ‘Boşaltın, boşaltmazsanız gelip yıkacağız,’ diye tehdit edildiğini söylüyor. İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün bu projeyi yaptığını ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapıldığını belirtiyor ve arsasında yaşadığı mağduriyeti ise şöyle anlatıyor: “Bizim arsa civarında yüzlerce dönüm boş arsa olmasına rağmen bizim arsa park yapılmak amacıyla aşırı keyfi bir şekilde alınıyor. Zaten mahkemedeki tek geçerli nedenimizde bu; arsamızın etrafı daha müsait. Etraf aşırı uçurumlu bir dağ olsaydı bir şekilde anlardık. Şu dağın arkasında da millet bahçesi var. Şimdi gidin in cin top oynuyor.”
‘Arsa yüzünden kan davaları başlayacak’
Çevre yoluna karşı olmadıklarını, insanları birbirine düşman etmeden, kimsenin arsasını kimseye vermeden yapılmasını istediklerini söylüyor ve endişesini dile getiriyor: “Tahminimce birkaç yıl sonra arsa yüzünden bir kan davaları başlayacak. Çünkü insanlar ekonomik krizde girdileri azaldığı için ellerindeki arsayı satmayı düşünüyorlar ama şimdi arsası da başka birinin yerinde. Yani açıkçası burada birazda bilinçli olarak insanları birbirine düşürme politikası var. Gerçekleşmemesi için iki umudumuz var. Zayıf olan umudumuz mahkeme kararı, güçlü olan umudumuz ise iktidarın değişmesi yoksa zorla yapacaklar ki kanunda çok müsait ama hukuksuz adaletsiz uygulamalar bunlar.”
Video-Montaj: Dıldar Güler
(ro)