HDP Genel merkezi önünde yaşanan olaylarla ilgili yazılı açıklama yayınlayan Van Demokrasi Platformu, yaşananların, halkın iradesine yönelik bir tehdit olduğunu söyledi.
Kentte 36 sivil toplum örgütünün oluşturduğu Van Demokrasi Platformu, HDP Genel Merkezi önünde yaşananlarla ilgili yazılı açıklama yayınladı. “Ülkemizde, siyasal ve toplumsal sorunların çözümü için gerekli olan diyalog ve müzakerelerin askıya alındığı, hukukun, demokrasinin ve İnsan haklarının yok sayıldığı, bilinçli bir şekilde nefret ikliminin yaratıldığı, karanlık birtakım güçlerin ortaya çıktığı bir dönemden geçiyoruz.” denilen açıklamada, Uzun bir süredir HDP’ye karşı geliştirilen saldırı dalgası 5 Mayıs günü itibariyle büyük bir provokasyon girişimi ile yeni bir boyut kazandığına dikkat çekildi. Açıklamada, “Diyarbakır’da nöbet tutan aileler polisler eşliğinde HDP Genel merkezi önüne gelmiş, ailelerin çelenk bırakmasından sonra polisler HDP Genel Merkezi’nin bulunduğu binayı kuşatmış ve provokasyon girişiminde bulunmuşlardır. Provokasyona rağmen sağduyu içinde çaba sarf eden HDP üyeleri, avukatları, merkez yöneticileri saldırıya uğramış ve gözaltına alınmıştır. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Bir polis memurunun “çivilerim seni” şeklinde tehdidine maruz kalmıştır.
‘Çivilerim’ sözleri kınandı
“HDP Genel Merkezi önünde, görevi kamu düzenini ve can güvenliğini sağlamak olan polisin bir milletvekiline “çivilerim seni” şeklindeki tehdit içeren sözlerini kınıyor, alenen tehdit söylemlerinde bulunan polis memurları ve arkasındaki karanlık güçler hakkında adli ve idari soruşturmaların başlatılmasını talep ediyoruz.” Denilen açıklamada şunlara dikkat çekildi: “HDP İzmir il binasında Deniz Poyraz’ı katleden zihniyet nasıl ki ortak yaşam önündeki en büyük engel ve tehlike ise, dün HDP Genel Merkezi önünde Ayşe Acar Başaran’a “seni çivilerim, çık dışarı” diyen zihniyet de aynı şekilde tehlikeli ve kabul edilemez bir zihniyettir. Demokrasilerin vazgeçilmez unsurlarından olan muhalif siyasi partiler ve kişiler, siyasi iktidar tarafından düşmanlık politikalarının hedefine konmakta, bir nefret iklimi yaratılmaktadır. Muhalefette bulunan kim olursa olsun açıkça linç teşebbüsünde uğramakta ve tehdit edilebilmekte, parti çalışanları parti binalarında tehdit edebilmekte ve öldürülebilmektedir. Bir milletvekilinin, bir polis memuru tarafından alenen tehdit edilmesi Türkiye’de demokratik siyasal hayatın ortadan kaldırıldığı bir sürece girildiğini göstermesi nedeniyle oldukça tehlikeli ve endişe vericidir.”
‘Tehdit dili asla kabul edilemez’
Yaşananların ülkeyi kaosa sürüklettiğine de vurgu yapılan açıklamada şu sözlerle son verildi: “Siyasi düşünce ayrımı gözetmeksizin demokrasi, insan hakları ve doğayı savunan; bunun mücadelesini yürütenler olarak, ülkemizde yaşanan ve her geçen gün büyüyen nefret iklimine ve bunun yansıması olarak yaşanan hak ihlallerine karşı artık dur ve yeter denilmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’yi yönetenler Anayasal güvence altına alınan temel insan haklarına ve demokratik değerlere saygılı olmalı, Anayasal yükümlülüklerini yerine getirmeli, İnsan. hak ve özgürlüklerinin temel esaslarından biri olan siyasi örgütlenme hakkını engellememeliler. Bu nedenle, üye, yönetici ve çalışanlarına yönelik yargı baskısının yanı sıra kolluk gücünün, provokasyon girişimlerini, tehditlerini ve fiziki saldırılarını demokrasiye ve demokratik siyasete yapılan bir darbe ve Türkiye halklarına yapılmış bir kötülük olarak görüyoruz. Van Emek ve Demokrasi Güçleri olarak HDP’ye ve milletin vekiline yapılan bu saldırı ve tehditleri kabul etmediğimizi belirtiyor, tüm toplumsal kesimleri Barışa, Demokrasiye ve insan haklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz.”
(sg)
