Van başta olmak üzere birçok Kürt ili işsizlik nedeniyle sürekli göç verirken, iş cinayetlerinin sayısı da artıyor. Verilere göre, 2022’de en az 56, 2023 yılının ilk yedi ayında en az 17 Vanlı işçi, iş cinayetlerinde öldü.
Van, ekonomik çöküş ve işsizlik nedeniyle yıllardır göç veriyor. Birçok kişi inşaat ve tarım işçisi olarak çalışmak için batıya gidiyor. Geçtiğimiz yıl en az 56, bu yılın ilk yedi ayında ise en az 17 Vanlı işçi iş cinayetlerinde öldü. İş cinayetlerinin en çok yaşandığı sektörlerin başında inşaat sektörü geliyor. İş cinayetlerinde ölenlerin önemli bir bölümü de Van, Muş, Ağrı gibi kentlerden ekonomik nedenlerle İstanbul, İzmir, Koaceli gibi kentlere çalışmak için gidenler. Basına yansıyan haberlere göre 2022’de en az 56, 2023 yılının ilk yedi ayında en az 17 Vanlı işçi, iş cinayetlerinde öldü.
İki günde iki iş cinayeti
Son olarak Malatya’da çalışan Vanlı inşaat işçisi Yunus Tam, 31 Temmuz’da çalıştığı inşaatta iskelenin çökmesi sonucu öldü. 1 Ağustos’ta ise Ağrılı inşaat işçisi Selçuk İlbasan İzmir’de çalıştığı inşaatın dördüncü katından düşerek öldü.
‘Kazadan sonra kimliğimi alıp sigorta yapmak istediler’
Ferhat Altınköprü, kayyım yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi tarafından 2017’de kadroya geçiş sürecinde işten çıkarılan 306 işçiden biri. Altınköprü, ailesine bakabilmek için inşaatta çalışırken iskeleden düşüp yaralandı. “Hayatım karardı” diyen Altınköprü, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“İşten çıkarıldıktan sonra dört çocuğumu geçindirmek için çalışmaya gittim. 7-8 gün çalıştıktan sonra çalıştığım iskeleden düştüm, iki ayağım kırıldı. Birkaç defa ameliyat oldum, yedi-sekiz platin takıldı. Sigortamı bile yapmamışlar. Kaza anında firma yetkilileri üzerimdeki yığınları kaldırmak yerine kimliğimi istediler sigorta girişini yapmak için. Vermedim. Hastane girişini yapmak için kimliğimi verdiğimde resmini çekip firmaya göndermişler ve sigorta girişimi yapmaya çalışmışlar”.
‘Tedbirler yetersiz, iş güvenliği yok’
Artı Gerçek’ten Şenol Bali’ye konuşan İSİG Genel Koordinatörü Murat Çakır, iş cinayetlerinde en çok ölümün inşaat sektöründe yaşandığını vurguladı. Çakır, “Düşme, ezilme ve elektrik çarpması sonucu ölümler öne çıkıyor ve bunlar önlenebilir nedenler. Ancak tedbirler de yetersiz, ölümler çoğalıyor. Şu an inşaattaki ölümler birinci sırada. Yedi ayda binin üzerinde işçi hayatını kaybetti. Bu tabloda hangi iş güvenliğinden söz edebiliriz?” dedi.
Ayda 150 inşaat işçisi iş cinayetlerinde ölüyor
Türkiye’de 16.1 milyon işçiden sadece 2.3 milyonunun sendikalı olduğuna dikkat çeken Çakır, işçilerin sendikal örgütlülüğün az olması, işin erken bitirilmek istenmesi ve fazla çalışma süresi gibi etkenlerin iş cinayetlerini artırdığını dile getirdi. Her ay ortalama 150 inşaat işçisinin iş cinayetlerinde öldüğüne dikkat çeken Çakır, inşaatlarda genellikle Van-Ağrı ve Orta Karadeniz’den gelen işçilerin çalıştığını belirtti. Çakır, işçilerin barınma, beslenme ve hijyen gibi konularda da kötü koşullara maruz bırakıldığını sözlerine ekledi.
‘İstihdam yerelde sağlanmalı’
İstihdam uzmanı Sinan Ok, bölgedeki işsizliğe dikkat çekti. Ok, “Batıdaki metropollere giden güvencesizler özellikle inşaat ve tarım gibi iş güvenliğinin düşük olduğu, kayıt dışılığın yüksek olduğu sektörlerde iş bulabiliyor. Sadece Türkiye metropollerinde değil, artık Türk firmalarının yurtdışı işlerinde bile ucuz işgücü bölgeden sağlanıyor ve iş cinayetlerinin sıklığı artıyor. Güvenceli iş ve yaşam koşullarının oluşturulması, insan onuruna yakışır istihdamın yerelde sağlanması kalıcı bir çözüm olacaktır” diye konuştu.
İş cinayetlerindeki cezasızlığa dikkat çeken Ok, işçilerin sigortalanması, sorumlu kurumların iş güvenliği ve işçi sağlığı mevzuatını uygulaması gerektiğini dile getirdi.
‘Van yedi yıldır ekonomik olarak çökertildi’
Van’daki ekonomik çöküşe dikkat çeken Ok, şöyle devam etti: “Van’da son beş yılda yüzlerce gencin inşaatlardan düşerek, ezilerek, elektrik akımına kapılarak ve benzer şekillerde yaşamını yitirdiğini biliyoruz. Cenazesi Van’a gelenlerin dışında da iş cinayetinin yaşandığı yerde defnedilenler de var. Van’dan göç devam ettiği sürece bu cinayetler devam edecektir. Kayyım gaspı altında olduğu, mülteci geçiş güzergahı olarak gösterildiği, üretim ve istihdam alanlarının sürekli daraltıldığı son yedi yılda kente ekonomik bir çöküş yaşatıldı. Öncelikle bu politikalar son bulmalı. Nüfusu 1,2 milyona yakın olan bu kent kendi çözümlerini, kendi dinamikleriyle arayıp bulabilecek bir potansiyele sahip.”
‘Günde ortalama beş işçi iş cinayetlerinde ölüyor’
DİSK Genel-İş Van Şube Başkanı Ömer Tekin ise Türkiye’de günde ortalama beş işçinin iş cinayetlerinde öldüğünü ve bunların sadece kayıt altına alınanlar olduğuna dikkat çekti. Tekin “Özellikle bölgemizdeki gençler, batıya çalışmak için gidiyorlar. Böyle olunca kazalarda hayatını kaybedenler bu bölgede yoğunlaşıyor. İki gün önce bir gencimizin cenazesi daha geldi” dedi.
‘Üç beş günde bir işçi cenazesi geliyor’
Eski Van Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Şemsettin Bozkurt da Van’ın büyük bir işsizlik ve yoksulluğa maruz bırakıldığını belirtti. Bozkurt, “Burada iş bulamayan gençler gurbete gidiyor, genel olarak inşaat ve tarım işlerinde çalışıyor. Ya iskeleden düşerek ya da bir iş makinasının çarkları altında kalarak hayatını kaybedebiyorlar. Bunun önüne geçmek için öncelikle kentimizde tarım ve hayvancılık ile buna dayalı sanayiyi geliştirmek lazım. Lokomotif sektörler oluşturarak gençleri burada tutmamız lazım. Hızla göç veriyoruz. Yine turizm potansiyeli olmasına rağmen hâlâ nitelikli bir hal almış değil. Tüm bu yanlış politikalardan gençler iş bulamıyor ve gidiyor. Sahipsizlikten dolayı üç beş günde bir işçi cenazeleri geliyor. Sivil toplum ve siyaset üzerine düşeni yapmıyor” diye konuştu.
‘İktidar Van’ı bilinçli olarak nefessiz bırakıyor’
Yeşil Sol Parti Van milletvekili Gülderen Varlı da kentin ekonomik durumuna dikkat çekerek gençlerin işsizliğe mahkûm edildiğini vurguladı. “Van, bölgenin cazibe merkezi olacak potansiyeldeyken maalesef iktidar tarafından bilinçli ve sistematik olarak nefesiz bırakılıyor” diyen Varlı, şu ifadeleri kullandı:
” Bir dönem hayvancılığın merkezi olan kentte şu an üretim yok. Tarım da yine yanlış politikalar sonucu bitmek üzere. Turizmden faydalanamıyor. Yatırımcının buraya gelmesini sağlayacak teşvikler de yetersiz. En önemlisi toplumsal barış. Çözüm sürecinde kentin ekonomisi rahat nefes aldı. Ancak siyasal iklim sertleştikçe ekonomi geriliyor ve gençler kenti terk ediyor. İl dışına giden gençler de güvencesiz ve düşük ücretlerle çalışıyor. Hal böyle olunca kazaların ardı arkası kesilmiyor. Bu nedenle Van’daki birçok anne çocuksuz, çocuklar da babasız kalıyor. Bu sorunun acilen çözüme kavuşturulması lazım.”
Serhat News