Van’da Kürt Dil Bayramı etkinliği Serhat Kültürüyle kutlanacak. Baro Dil komisyonun da yer alan Av. Kadir Kutevi, yapılacak çalışmaları anlatırken, Arsisa Kürtçe dil öğretmeni ise dilin anlam ve önemi üzerinde değerlendirmelerde bulunuyor.
Kürtçede ‘Kurdîya şaş Tirkîya baş çêtire’ deyimi asırlardır Kürtçe üzerindeki baskılara karşı teşfik amaçlı kullanılıyor. Bunun yanında da çok sayıda etkinlik de duyarlılıkla düzenleniyor. Onlardan biri de her yıl farklı etkinliklerle kutlanan 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı.
Bayram her yıl olduğu gibi bu yıl da Serhat bölgesinin kültürünü yansıtacak farklı etkinlikler halinde düzenlenecek. Van Barosu’nun Dil Komisyonu üyelerinden Avukat Kadir Kutevi, dil bayramına ilişkin yaptığı çalışmaları anlatıyor. Dil Kültür ve sanat Araştırmaları Derneği (ARSİSA) Kürtçe Dil Kursu Öğretmeni Cemil Arman ise saldırıların yalnızca Kürt diline yönelik değil topraklarında da olduğunu ve buna karşı, “En iyi cevabımız anadilimizle varlığımızı korumak” diyor.
Arman sözlerinin devamında, 15 Mayıs Dil Bayramı uçurtma uçuracaklarını ve Erzurum Karayazı’da 4 öğretmenin ırkçı söylerine karşı da cevap olacaklarını paylaşıyor.
‘Kürtçeye yönelik ırkçı söylemlere karşı açılan davaların takipçisiyiz’
Kutevi baronun çalışmalarına geçtiğimiz yılın Eylül ayında katılmış. Türk basınında yer alan Kürtçeye yönelik ırkçı söylemlerin de davalarını takip eden avukatlardan. Van Barosu Kürçe Dil Komisyonu’nun basında çıkan ırkçı söylemlere karşı açtığı davalardan birine örnek vererek şunları aktarıyor: “Geçen yıl Show Tv’de Didem Arslan Yılmaz’la Vazgeçme adlı programında yayına katılmak isteyerek Kürtçe konuştuğu için yayından alınması ve hakaret etmesi üzerine davanın takipçisi olduk. Ancak Arslan’ın ifadesi alınmadan dosyada takipsizlik kararı verildi. “
Komisyon olarak da Kürtçe kurslar verdiklerini, 4 sınıflarının olduğunu ve toplamda da 110 öğrencileri bulunduğunu aktarıyor. Bu kurslarla da avukatların Kürtçe hukuk literatürüne hakim olduğunu söylüyor.
İki güne sığdırılmış verimli etkinlikler düzenlenecek
“Çalışma amacımız ‘Kürtçe dili işe yaramıyor’ söylemlerini ortadan kaldırmaktır” diyen Kutevi, mayısın 14 ve 15’inci günlerinde Serhat Bölgesi’ne özgü hazırlanacak olan etkinlik hakkında şu bilgileri paylaşıyor: “14 Mayıs akşamında Tahir Elçi Konferans Salonu’nda, Yazar Kenan Söylemez, Ünlü Kürt Dengbej Şakîro’nun yaşamını ele aldığı ‘Şakîro’ adlı kitabından söz edecek. Ardından, Serhat yöresini dile döken dengbêj Kerîmê jîrkî ve bölgesinin kulak arkasına attığı öyküleri dile getiren Çîrokbêj Ayhan Erkmen sahnede yer alacak. Son 2 hafta içerisinde zaten birçok Kürtçe filmler ve oyunlar sahnelendi.”
‘Irkçılara karşı Kürtçeyi yaşamın her alanına yaymalıyız’
Yıllardır dil üzerinde baskıların devam ettiğini ve Kürt diline yönelik her gün yeni bir sistemin yürütüldüğünü belirten ARSİSA Kürtçe Dil öğretmeni Arma da Kürtçe üzerindeli baskıları dile getiriyor. İlk olarak bir dilin unutulması ve yok olması durumunda o dili konuşan insanların da yok olması anlamını taşıdığını söylüyor: “Sistemde kendilerini eğitimci olarak gösteren ırkçılara karşı, bizler de dilin yok olma bilincinde olarak sesimizi nasıl çıkartmalıyız? Ailelerle, sokakta, araçlarda sürekli Kürtçe konuşmalıyız. Sisteme karşı en büyük cevabımız da bu olacaktır. Dil toplumun tanımıdır. Sadece Kürt halkı için değil bu tüm toplum için geçerlidir. Kürtçe dil bitmedi ama yok edilmeyle karşı karşıya. Çünkü ekonomik olarak Kürtçe tartışılamıyorlar bundan dolayı Kürtçe de konuşulmuyor.”
‘Kurdîya şaş Tirkîya baş çêtire’
“Halkımız kendi dilinde konuştuğunda kendilerini ezik olarak görüyor, utanıyor” diyerek Arman, asimilasyonun yüzünü hatırlatıyor. Son süreçte de Kürtçe üzerindeki baskılardan ötürü insanların Kürtçeye daha fazla yöneldiğini de gözlemlediğini paylaşıyor. “Kürtçe konuşma istediği çoğaldı ve ilerliyor” diyor devamında.
Söyle devam ediyor Arman, “Kürtçede ‘Kurdîya şaş Tirkîya baş çêtire’ sözünün arkasında kalınıyor. Geçen yıllara göre sokakta Kürtçe konuşma oranı arttı, insanlar rahatça konuşuyor. Ancak devlet okullarında okuyan öğrenciler de Kürtçe konuşmaktan çekiniyor. Çocuklar ailelerinin yöresel kıyafetleriyle okula gitmesinden utanıyor. Bu da sistemin bizlere, çocuklara öğrettiği tek şeydir kravat takarak, takım elbise giyerek, Türkçe konuşulması gerektiğini. Modern olarak görülmesi gerektiğini
‘Irkçı söylemler ve davranışlar devletin politikasıdır’
Geçtiğimiz günlerde Erzurum’un Karayazı ilçesinde 4 öğretmenin Kürtçe diline yönelik ırkçı söylemleri ve hareketlerini hatırlatan Arman, onlara öğretmen demenin doğru olmadığını yorumluyor: “O sınıflarda okuyan çocuklara ve orada yaşayan ailelere özellikle kırsal kesimlerde eğitim veren öğretmenler, o toplumu iyi tanımalı ve öyle de yaşaması gerekiyor. 4 öğretmen organize bir şeklinde ırkçı saldırıyı gerçekleştirdi. Buna benzer birçok ırkçı saldırılarla karşılaşıyoruz. Buna alışmalıyız. Bu devletin politikaları. Kürtleri dilleriyle utandırırım ya da yok ederim gibi çalışmaları devam edecek. Amaçları çocuklarımızı okullarında asimile etmek. Karayazı ilçesi Kürtlerin yoğun yaşadığı ilçelerden biri ve bundan dolayı böyle bir fotoğraf paylaşılmış. Bizde bunlara karşı sosyal medyada ırkçılığı kınamak değil. Buna karşı dilimizi korumalıyız. Aileler özellikle en azından bunlara karşı bu ırkçı saldırılara karşı cevap olarak çocuklarıyla dışarıda ve evlerde Kürtçe konuşmalı.”
(ro)