1. Haberler
  2. Güncel
  3. Van’ın kangrenleşmiş sorunları esnafı geriletiyor

Van’ın kangrenleşmiş sorunları esnafı geriletiyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Van’da birikmiş ve kangrenleşmiş sorunların çözümünde ortak akılın oluşturulması konusunda bu kez Van Hızır esnaf ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Faruk Alpaslan mikrofonlarımıza konuştu. Van’da ortak akıl ile sorunların çözülmemesinin en çok esnafı olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Alpaslan, “Bir kentte esnafın sorunlardan kaynaklı tüm varlıklarını kaybetme ile karşı karşıya kalması, o kent açısından yaşanabilecek en büyük talihsizliklerden bir tanesidir.” dedi. İstihdam sorunundan kaynaklı Van’ın genç nüfusunu kaybetmeye başladığını söyleyen Alpaslan, oluşturulacak ortak akıl ile sorunların çözülebileceğini kaydetti.

Ülkenin en kadim kentlerinden bir tanesi olan Van, sahip olduğu stratejik konum ve potansiyeli ile kimi zaman resmi, kimi zaman da fiili olarak hep başkentlik pozisyonunda yer aldı. Son yıllarda bu konumunu korusa da, karşı karşıya bulunduğu ekonomik darboğaz, kente yönelik umutları tüketme noktasına getirdi.

Özellikle kentte bulunan siyasi partiler, Sivil toplum örgütleri, kentin ileri gelenleri ve kent sorunlarını kendisine dert edinmiş insanlarının bir araya gelerek sorunları ortak akılla çözme yoluna gitmemeleri, Van’ı ekonomik ve istihdam bakımından ülkenin son sıralarına mahkum etti. Kent sorunlarının çözümüne ilişkin kentte bulunan siyasi parti il başkanları ve STK temsilcileri ile yaptığımız söyleşilere Van Hızır Esnaf ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Faruk Alpaslan ile devam ettik. Alpaslan, Van iş dünyasını ve esnafını çok yakından bilen bir isim.

‘Çözülmeyen sorunlar esnafı her geçen gün geriye götürüyor’

Kent sorunlarının ortak akıl ile çözülmemesi, kent sakinleri ve kent dinamiklerinin sürekli olarak birbirini ötelemesi, dışlaması ve karşıtlığın giderek ortak aklın yerine geçmesinin kentte bulunan her kes kadar Van esnafını da olumsuz etkilediğini, bundan dolayı Van esnafının her geçen gün geriye gittiğini, kentin üreten bir konumda olmaktan ziyade, tüketen konuma geldiğini söyledi.

Van depremine değinen Alpaslan, Van’ın hızla geliştiğini ve metropolleşmeye doğru ilerlediğini söyleyerek, “Büyük göçler hızlı gelişen bir ilin sorunları da hakeza büyük olur. Bu sorunları aşma konusunda bürokrasi, siyaset kurumu ve yürütmenin muhakkak samimi bir şekilde bu sorunlara el atması gerekiyor ki kent doğru büyümeyi sağlasın. Şimdi, ‘büyüme’ diyoruz, ‘gelişme’ diyoruz ama ‘doğru büyüme’, ‘doğru gelişme’ bu anlamda önemlidir. Kent imarının da bu kapsamda çarpık değil, nitelikli gelişmesi ve kuralların esas alınması gerekiyor. Sadece bu da değil, diğer tüm alanların bu kapsamda planlı, düzenli, birilerinin çıkarına göre değil, kentin çıkarları, en önemlisi de en az 50 yıl ilerisi düşünülerek planlanması, gelişiminin sağlanması gerekiyor” dedi.

‘Kentsel gelişim olacaksa ihtiyaçlar çerçevesinde olmalı’

Bu kapsamda sorunların yaşandığına dikkat çeken Alpaslan, “Esnaf ve zanaatkarların, istihdam yaratan kesimin amacına uygun bir şekilde yerleşim yerlerinin inşası, geliştirilmesi gerekiyor. Yani bir gelişim olacaksa bu ihtiyaçlar gözetilerek yapılmalıdır. Bu anlamda esnaf ve zanaatkarların doğru yönde insanların gelişimini sağlayabilecek öngörüde olması lazım. Bu kapsamda gerekli eğitimleri vermesi lazım. Kendi branşı kapsamında eğitimler vererek yeni çırakları, yeni ustaları, yeni uzmanları yetiştirmeyi esas alması gerekiyor” dedi.

Bu eğitimler için de kentte gerekli kurumların bulunduğu, azımsanmayacak imkan ve olanakların da bulunduğunu söyleyen Alpaslan, “Bölgemiz sektörlerine yönelik bu yönlü önemli çalışmalar yürütülebilir” ifadelerini kullandı.

‘Kentteki belediye ve Ticaret ve Sanayi odasına büyük sorumluluk düşüyor’

Burada belediyeler ve kentin ticaret ve sanayi odasına büyük bir iş düştüğünü söyleyen Alpaslan, “Sadece bunlar da değil, kentin diğer ekonomi kurumları, geride kalan diğer sivil toplum örgütü yetkilileri ellerini taşın altına koyarak, bilinçli bir büyümeyi sağlayabilirler. Kentte bulunan esnaf ve iş insanlarının yararlanabilecekleri eğitimler periyodik olarak hayata geçirilebilir. Planlı ve bilinçli esnaf demek, planlı ve bilinçli gelişen kent demektir, hepimizin bu konuda gerekli çabayı sergilemesi gerekiyor” açıklamasını yaptı.

‘Van tüm bölge illerinden göç alan bir kent’

Alpaslan şu ifadeleri kullandı:

“Şimdi bizim ilimiz Doğu Anadolu Bölgesinin birçok ilinden göç almaktadır. Ama yaşanan göçlere rağmen üretime dayalı bir istihdam yaratabilecek fabrikalar açılmalıdır, gerekli istihdam alanları oluşturulmadı. Doğu Anadolu bölgesinin en büyük ili Van diyoruz ama genç nüfus bakımından da Türkiye’de ortalama ikinci sırada olan ilimizdir.”

‘Genç nüfus için üretim sağlayabilecekleri ortamlar oluşturulmalı’

En büyük genç kesimin bulunduğu ikinci şehir olan Van’da bu gençleri meslek sahibi yapacak, üretime katılmalarını sağlayacak gerekli ortamların oluşturulması gerektiğini söyleyen Alpaslan, “Bunun sonucu olarak bu genç kesim kendilerine güzel başlangıçlar yapacak ve hem üretimde yer alacaklar hem de kent ve ülke ekonomisine katkı sunmuş olacaklar. Ancak kentimizde bu konuda çok ciddi bir boşluk bulunmaktadır” şeklinde konuştu.

‘İnsanların önünü açan ortak bir akıl olmalı’

İnsanların yeni hayatlar, yeni bir yuva kurması gerektiğini, bunun için de ekonomik sorunlar, istihdam ve işsizliğe yönelik bir politikanın hayata geçirilmesi gerektiğini kaydeden Alpaslan, “Bunları yaparken de tamamen insanların önünü açabilecek bir ortak aklın olması lazım. Hangi ideolojik düşünceye sahip olursa olsun, hangi partiden olunursa olunsun, hangi aşiret ve milletten olursa olsun bu ortak aklın önüne hiç kimse geçemez” değerlendirmesini yaptı.

Tüm bunların kimler tarafından yapılması gerektiği sorusunu da soran Alpaslan, “Başta siyasiler olmak üzere, kent bürokrasisi ve Van’da yaşayan kanaat önderleri, kentin üniversitesi ortak bir akıl çerçevesinde, ortak yolu bulup suyun tekrardan akışını sağlamalıyız” belirlemelerinde bulundu.

‘Farklı görüş ve düşünceler kentsel gelişimi tetikler’

Alpaslan şu değerlendirmelerde bulundu:

Siyasetin olmadığı yerde, fikir ayrılıklarının olmadığı yerde olumlu durumlar yaşanmaz! Muhalefetin olmadığı yerde iktidar çalışmaz ki. Bir yerde farklı farklı fikirlerin bulunması bir tehdit değil, tam tersine bir zenginliktir. O kent açısından büyük bir değerdir. Bunların hepsi usulüne adabına ve demokrasi anlayışına istinaden yapıldığı zaman ilimizin kalkınmaması mümkün değildir. Şu anda bizim memleketimiz sınır boyu 280 km.dir, bu İran ile olan sınırdır. Bununla bağlantılı olarak, Gürcistan’dan tutun Ermenistan’a, Irak’a, Suriye’ye kadar dört bir yönden bu ülkelere yakın bir il konumundayız. Bu durumu avantaja çevirebiliriz. Yatırımcıların hepsini buraya çekebiliriz. Çünkü her kesime üretim dalında yol açabilecek potansiyele sahibiz. Mesela tekstil dediğimizde birileri bize gülüyordu. İşte tekstil Karaman, Bursa, Konya gibi Van’da etkili olabilir mi diyordu, şimdi Van da bir tekstil merkezi oluyor. Bugün baktığımızda Van’da çok güzel fabrikalar kuruldu çok da iyi istihdam alanları sağlandı. Tekstilde bugün en ünlü fabrikaların uğrak yerlerinin ilk adresi Van oldu. Bu gün Van’da çok ünlü markaların üretimini yapabiliyoruz. Bu kentimiz için büyük bir kazanımdır. Üretime dayalı bu avantajları da biz tam anlamı ile ilimize sağlamış değiliz, bu da siyaset kurumu ve bürokrasinin Ankara’daki tembelliğinden kaynaklanıyor.

Burada hazırlanan proje kapsamında samimi bir şekilde üretme yönelmemiz lazım. Yani biz il olarak belli bir proje kapsamında İran’dan, Irak’tan, Azerbaycan’dan ve Ermenistan’dan nasıl faydalanabileceğimiz hazırlıklarını yapmalı, bu kapsamda çalışmalar yürütmeli ve biran önce harekete geçmeliyiz.”

‘En büyük eksikliğimiz bir araya gelemeyişimizdir’

Kentte en büyük eksikliğin bir araya gelememek olduğuna dikkat çeken Alpaslan, “Doğru bir şekilde, doğru yol ve yöntemlerle bir araya gelebilirsek, kent açısından çok büyük başarılar elde eder, çok büyük gelişmelere vesile olabiliriz. Doğru yolu bildiğimiz halde ürkek davranarak, o parti olsun, bu parti olsun iktidar veya muhalefet olsun Allah için bir araya gelmemiz gerekiyor. Kent menfaati, Vanlının menfaati bunu gerektiriyor. İlle de birilerini alt edeceğiz çabası içerisine girmenin hiçbir manası yok. Bugün eminim ki geneldeki yönetim, yerelde ki yönetimin başarısını istemiyor. Bunu çok açık ve samimi bir şekilde söylüyorum istemiyor. Yerelde ki yönetim ise genel anlamda onların istediği tarzda samimi bir şekilde bir davranış sergileme arayışında değiller. Bu zıtlaşma olduğu zaman olan halka oluyor” şeklinde konuştu.

‘Halk bir araya gelmeli’

Halkın bir araya gelmesi gerektiğini de söyleyen Alpaslan, “Bizim ortak payda da sorunlarımız var. Bunun öncülüğünü STK’ların yapması lazım. STK’ların samimi olması, ideolojik olarak birilerine bağlı kalmadan, birilerinin emrinde çalışma yürütmemeleri gerekiyor. Çünkü esnaf ve zanaatkarların içerisinde her türlü ideolojiye sahip insanlar var. İnsanların en büyük ideali, en büyük ilkesi esnaf ve zanaatkarın çoluk çocuğunun ekmeğini kazanmasıdır. Bu aile sorumluluğunun, aile bireylerinin, aile reislerinin olmazsa olmaz birinci önceliğidir. Bunun içinde genelde farklı olsun yerelde farklı olsun ama ne olursa olsun, esnaf ve zanaatkarın önünü açabilecek şeyler olsun” talebinde bulundu.

‘Eskiden Ak Parti ve Dem Parti, Van’ın sorunlarını ortak konuşup tartışıyorlardı’

Alpaslan geçmişte Van’ın sorunlarının nasıl ele alınarak çözüldüğüne ilişkin şu açıklamaları yaptı:

“Eskiden Ak Parti ve Dem Parti siyasi olarak Van’ın ortak sorunlarını ele alıp tartıştıkları platformlar vardı. Van’da kent konseyleri vardı. Herkes ayrı bir fikir taşıyordu, ama fikrini de projesini de ortak bir payda da konuşma, dile getirme fırsatı bulabiliyordu. Şimdi ise düğün olsun, hayır veya şerler de bile yan yana gelmediklerini görüyoruz. Niye? İşte bağlı bulunduğu parti ve ideolojisinden ödün vermek istemediği için yan yana gelmiyorlar! Oysa ki siyaset bu değil, olamaz! Siyasette herkes yan yana gelmeli, doğruyu veya yanlışı toplumun önüne koyup çözüm üretmeli. Akıl gücünü kullanarak projelerle bunu geliştirebilecek seviyede insanlar bir araya gelebilmeli.”

‘Ortak paydada bir araya gelebilmeliyiz’

Toplumsal bütünlüğümüz ve sorunlarımızın çözümü için, ortak paydada bir araya gelebilmemiz için birilerinin biran evvel bu işe el atması gerekiyor. Bu, ne kadar çabuk ve hızlı gelişirse bu memleket o kadar gelişir. Memlekete turist gelmez oldu. Eskiden, Van ve çevresine gezi turlarına yetişemiyorduk. Bu iyi bir istihdam yaratıyordu. Fakat şuan bitmiş durumda. İran’dan gelen turistler de olmasa esnaf ve zanaatkarlar iflas eder. Van esnafını İranlı turistler ayakta tutuyor bir şekilde ama biz bu durumu yeteri derecede avantaja çevirebilmiş değiliz. İranlılar gelirken, biliyorsunuz turist bacasız fabrika gibidir. Bunlar komşularımız, bunlardan nasıl faydalanabiliriz, nasıl yararlanabiliriz  bunlar konuşulmuyor. Sermaye huzur ister, sermaye ürkektir, korkaktır. Huzur olursa sermaye de gelecektir. sermaye geldikçe iş oranları, refah seviyesi yükselecektir. Burada insanların yaşam kalitesi artacaktır. Bunların hepsini planlı ve projeli bir şekilde sıraya koyarsak bizler için mutluluk verici bir durum olacaktır” şeklinde konuştu.

‘Van’ın huzuru, kalkınması ve herkesin kalkınması için bir araya gelmeliyiz’

Van’ın sadece birilerinin yaşam alanı olmadığını, sadece bir kesimin, bir ideolojinin, bir siyasi düşüncenin şehri olmadığını söyleyen Alpaslan, “Bu şehir hepimizin. Bu artık eskisi gibi değil, metropolleşme yolunda büyük gelişme katediyor. Her kesin bunun farkında olması gerekiyor ki ortaya çıkacak sorunlar karşısında da çözüm üretebilsin. Kent olarak, bizim bir araya gelerek konuşma, tartışma ve çözüm üretme gibi bir geleneğimiz, bir kültürümüz de var. Biz sadece bu geleneğimizi, bu kültürümüzü esas alırsak, yine de ortak akıl oluşturabilir, sorunlarımızı çözebilir, şehrimizin gelişmesi için büyük adımlar atabiliriz. Her gün gençlerimizin cenazeleri geliyor. Bu gençlerimiz buralarda iş bulabilselerdi, burada ekmek parası kazanabilselerdi, başka yerlere giderek çok kötü koşullarda çalışmak zorunda kalmayacak, belki de evine cenazesi gelmeyecekti. Bunun için Van’a karşı, Vanlılara karşı hepimizin sorumluluğu var, en başta da siyaset kurumu ve sivil toplum örgütlerinin, kent ileri gelenlerinin sorumlulukları var ve hepimiz de bu sorumluluğun gereğini yerine getirmeliyiz” çağrısında bulundu.

Serhat News

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Van’ın kangrenleşmiş sorunları esnafı geriletiyor
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. Avatar

    Ben bu kadar saçma bı haber okumadım ortak akla gerek yok en basiti gençler Van da çalışmak istemiyor başka illere gidiyor git esnafın yanına on iki saat sigortasız 12 13 bin liraya çalış bir ay boyunca istihdam yarat

    Cevapla
  2. Avatar

    Sayın başkanım çok iyi tanıdığım ve saygı duyduğum şahsınıza hem bir sorum aynı zamanda içinde cevabını barındıran bir soru aslında soru dan ziyade bir sorun yumağı Kadim şehir Van da esnaf varmı öncelikle buna bakmak lazım zira nersinden bakarsanız bakın bu şehir de gerçek anlamda esnaf yok ister ulaşım sektörü ister giyin gıda sanayii her alanda bir fırsatçılık ve saygıdan yoksun bir kitle ile esnaflık olmaz öncelikle bu soruna dem vurup çözüm üretilmesi elzem şehrin ekonomisi İranlı insanları diyorlar Kendi halkını tabiri caizse kazıklıyan dan esnaf diye söz etmek esnaf kelimesine haksızlık olur.
    Ve selâm

    Cevapla
  3. Avatar

    BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE SOHBETLERINIZ VAR ANLAMSIZ
    FIKIRLER SONUÇ BOŞ

    Cevapla
  4. Avatar

    Yav bir memlekette on defa aynı adamları vekıl seçerseniz hiç bir sorun çözülmez alın size en büyük sıkıntı

    Cevapla