1. Haberler
  2. Güncel
  3. ‘Yasalarla öldürmeyin, yaşatın, yaşatmakta kararlıyız’

‘Yasalarla öldürmeyin, yaşatın, yaşatmakta kararlıyız’

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sokak hayvanlarına ilişkin mecliste görüşülen yasa tasarısına ilişkin açıklama yapan Van ÇEVDER ve Feqîyên Teyran Derneği, çıkartılmak istenen yasaya sert tepki göstererek, “Yasalarla öldürmeyin, yaşatın, yaşatmakta kararlıyız” ifadelerine yer verdiler.

Van’da, hükümetin sokak hayvanlarına ilişkin çıkartmak istediği yasa tasarısına sert tepki gösteren kimi sivil toplum örtü temsilcileri basın açıklaması düzenlediler. Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan Feqiyê Teyran Parkı’nda düzenlenen basın açıklamasında, Van Çevre, Tarihi Eserleri Koruma ve Geliştirme Derneği(ÇEVDER) ile Feqiyê Teyran Derneği adına açıklama yapan ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık, çıkartılmak istenen yasaya sert tepki gösterdi.

Kalçık, “Son zamanlarda kamuoyu gündeminin en temel gündemlerinden bir tanesi, insanın en kadim dostu olan köpeklerin ve sokak hayvanlarının ‘yasal’ olarak katledilmesi oluşturmaktadır. Katledilmeye gerekçe olarak kimi olaylar gösterilmektedir ve bu olaylardan hareketle büyük bir katliamın kapısı ardına aralanmak istenmektedir” dedi.

Kalçık, son yılların istatistiklerine rikkat çekerek, “Köpeklerin saldırısı sonucu yaralanan ve yaşamını yitirenler ile trafik kazası, iş cinayeti veya insanların bizzat saldırıları sonrası yaşamını yitirenleri veya yaralananları bir kıyaslamak gerekiyor!” dedikten sonra şu ifadeleri kullandı:

“Köpek saldırısı: 182

Cinayet ortalaması: 876

Çocuk istismarı: 23 bin

Cinsel istismar: 29 bin

Bu rakamlara bakıldığında bile hangi alanlara yoğunlaşılması gerektiği, hangi alanlarda yasal düzenleme ve polisiye tedbirlerin alınması gerektiği net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın iş birliğinde Hayvanları Koruma Kanunu’na ilişkin yasa değişiklik tasarısı hazırlandığı, bu teklifin önümüzdeki haftalarda yasalaşması bekleniyor.

‘Kurumlar görev ve sorumluluklarını yerine getirmedi’

2004 yılında çıkan 5199 sayılı Hayvan Koruma Kanunu öncesinde, sahipsiz hayvanlar maalesef insani olmayan yöntemlerle yok edilmekteydi. Ancak gelişen toplumsal bilinç ve itirazlar sonrası 5199 sayılı kanun çıkarılmış ve her türlü itlaf yasaklanmıştı. 5199’a göre yerel yönetimler geçici bakımevi kuracak, sahipsiz hayvanların tedavisi ve rehabilitasyonunu gerçekleştirerek, kısırlaştırıp, aşılayarak yaşadığı bölgeye geri bırakacaktı. Yani yerel yönetimler sahipsiz hayvanların sağlıklı yaşamaları ve refahlarını sağlamakla görevlendirildi. Ancak kanuna rağmen yerel yönetimler ile Tarım Orman İl Müdürlükleri, Tabiat Varlıkları Koruma İl Müdürlüdlükleri vb. birkaçı dışında maalesef kanunda geçen yükümlülüklerini ve sorumluluklarını yerine getirmemiştir.

Özet olarak; kanun çıkarılmış, sorumluluk verilmiş ama denetim yapılmamış, bütçe ayrılmamış, kanununun gereğini yapmayanlara yaptırım uygulanmamıştır.

Gelinen noktada ise sahipsiz hayvanların popülasyonu artmış, her biri mahalle sakini olan sahipsiz hayvanlarımızın hayvan refahına uygun olmayan barınak adı altındaki yerlere toplatılması, kısırlaştırmanın maliyetli olacağı gerekçe gösterilerek hayvanların dişi-erkek olarak ayrılması, barınaklara toplanan hayvanların sahiplendirilmeye çalışılması, 30 gün sonra sahiplenilmeyenlerin ise ötanazi yapılarak öldürülmesi gündeme getirilmektedir. Bu düşüncenin 2004 yılı öncesi sokaklarda yapılan itlaflardan hiçbir farkı yoktur. Sahipsiz hayvanlar ile ilgili en çok gündeme getirilenlerden ve itlafa zemin hazırlamak için kullanılan argümanlardan biri de kuduz ve diğer hayvanlardan insanlara geçen zoonotik hastalıklardır. Oysa Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bilinenin aksine Kuduz kontrolü açısından, sahipsiz köpeklerin itlaf edilmelerine geniş ölçüde karşı çıkmaktadır.

Tasarıdaki ötenazi ne anlama geliyor?

Tasarıda olduğu söylenen ötanazi işlemi, hayvanların tıbbi yöntemler yoluyla, hızlı, ağrısız ve acısız bir şekilde yaşamının sonlandırılması anlamına gelmektedir. Ötanazi, ölümle karşı karşıya kalınması halinde, acının ve ağrının kalıcı olduğu veya hafifletilemediği durumlarda tıbbi gerekçeler ile uygulanan bir yöntemdir. Veteriner hekimler aldıkları eğitim ve ettikleri meslek yemini gereği tedavi ile ötanaziyi mümkün olduğu kadar geciktirmek, hayvan refahını sağlamak için çaba harcarlar.

Sokağa terkedilen hayvanlara ilişkin hayvan sahiplerine ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır

Önemli bir sokak hayvanı kaynağı olan kırsal yerleşim alanları ile tarım işletmelerindeki hayvanlar denetim altına alınmalıdır

Ayrıca, sahiplendirmenin özendirilmesi, devletin bu konuda destek vermesi, bireysel sahiplenmenin yanı sıra, ülkemizde bulunan çok sayıda şirketin ve kamu kurumlarının hayvanları sahiplenmesi sağlanmalıdır

Çözüm için başta meslek örgütleri olmak üzere sivil toplum örgütleri ve diğer gönüllülerden yardım alınmalı, destekleri istismar eden kişi ve kurumlar denetlenmelidir.

Son sözümüz şudur ki, ne yazık ki görüşülen Hayvanları Koruma Kanununa karşı hayvanları koruma mücadelesi veriyoruz! Lütfen çıkartmayı düşündüğünüz o kanun ile hayvanları korumayı! Bırakın hayvanlar yaşamaya devam etsin… İnsanın ne kadar yaşamaya hakkı varsı, tüm canlıların da o kadar yaşam hakkı vardır.”

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
‘Yasalarla öldürmeyin, yaşatın, yaşatmakta kararlıyız’
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir