Iğdır Yeşil Sol Parti’den 1’nci sıra vekil adayı olan Yılmaz Hun, AKP’nin son yıllarda ülkeye karabasan gibi çöktüğünü belirtti.
İklim şartları, sulak arazileri ve 3 ülkeye sınırı olan Türkiye’nin tek ili olan Iğdır ekonomik olarak gelişime açık illerin başında geliyor. Buna rağmen Türkiye’nin neredeyse en yoksul illerinden biri. Azeri, Kürt ve Türklerin yaşadığı kozmopolitik bir kent olan Iğdır’da da seçim çalışmaları sürüyor. Kentte 204 bin 273 kişi oy kullanacak. Bunlardan ortalama 104 bin 931 erkek, 98 bin 663’ü ise kadından oluşuyor. 7 Haziran 2015’te yapılan genel seçimlerde Iğdır’da Halkların Demokratik Partisi (HDP) yüzde 52,6 oranındaydı. HDP 2023 seçimlerine kapanma davasından kaynaklı Yeşil Sol ve Gelecek Partisi olarak giriyor. Seçim heyecanını saran Iğdır’da Yeşil Sol Parti milletvekili adayları ise iddialı. 1’nci sırada Yılmaz Hun 2’nci sırada ise Aysel Aras yer alıyor. Adaylardan Yılmaz Hun Iğdır’ın sorunlarına değinerek, çözüm önerilerini Serhat News ile paylaştı.
Lise döneminde DGM ile tanıştı!
Lise yıllarında siyaset hayatına başlayan Hun, kendisine yönlendirdiğimiz ‘Neden Yeşil Sol Partisinde aday olmak istediniz?’ Sorusunu şu şekilde yanıtlıyor: “Halkımın üzerindeki baskıları ben de yaşadım bu dönemin koşullarında Devlet Güvenlik Mahkemeleriyle (DGM) çocuk yaşlarında tanıştım. Üniversiteyi Van’da okudum ve Diyarbakır’da okudum. Üniversiteden sonra Iğdır’da öğretmenlik hayatıma başladım. 2017 yılının sonlarına doğru Olağan Üstü Hal (OHAL) ile AKP’nin çıkardığı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildim. Öğretmenlik zamanlarında 16 yıl boyunca sendikalarda yöneticilik, şube başkanlığı vs. Aynı zamanda kadınlara ve çocuklara yönelik istismar ve çevre kirliliğine karşı çalışmalar yürüttüm.
Kentin sorunlarına yönelik ortak çalışmalar yaptık kent konseyinde Iğdır’da daha önce HDP bünyesinde kent konseyi üyesi oldum. Kendin sorunlarına ve ülkenin sorunlarına yönelik bizlerde toplumsal sendikacılık yaptık. Emek sömürüsüne karşı toplumda var olan baskılara karşı gençliğe ve kadınlara yönelik baskılara karşı çeşitli faaliyetlerde bulundum.”
‘İhraç edildiğimde kendi öğrencilerime hizmet ettim ama bundan gocunmadım’
İhraç ediliş süreci üzerine değerlendirmelerde bulunan Hun, “Yargılanmadan ihraç edildik bir gecede 609 sayılı KHK ile sabah uyandığımızda ihraç olduğumu öğrendim. Çeşitli sorunlarla karşılaştım bir anda yargılanmadan, yargı sonucumu beklemeden ihraç edildik. İhraç edildikten sonra ülkeyi terk etmeyi bile düşündüm daha sonra bunun bir çare olmadığını anladım. Onlar ihraç etse de öğretmenlik mesleği dışında yapacağımız çeşitli işler vardı. Mücadelemizi burada devam ettirme kararı aldık. Ardından ticarete atıldım iş güvenliği işi yaptım. Sonra kahvecilik işi yaptım, kendi öğrencilerime çay verdim, hizmet ettim ve bundan da gocunmadım. Tabii ki emeğimle geçinmemin onuruyla yaşamaya çalıştım. Halkımın içinde kalmaya ve ülkemde, topraklarımda yaşamayı tercih ettim bundan da pişman değilim” diyor.
‘AKP ülkeye son yıllarda karabasan gibi çöktü’
Hun Yeşil Sol Partisinden aday olduğunu ise şu sözlerle ifade ediyor: “AKP’nin son yıllarda ülkeye karabasan gibi çökmesi bizim burada bir şekilde müdahale etmemiz gerektiğini bunun karşısında direnmemiz gerektiğini önümüze koydu. Burada ciddi anlamda emek sömürüsü var. Toplumun her alanında her katmanları sömürü altındadır. Kadın ciddi anlamda baskı ve sömürü altında. İstanbul sözleşmesinin kaldırılması kadınların savunmasız kalmasına sebep oldu. Gençliğin üzerinde çok ciddi bir baskı var ve gençlik kendisini geleceksiz hissediyor. Çocuklarımızın geleceğini karartan bir iktidar var. Gençlerimizin tümü Avrupa’ya yöneliyor ve en büyük hayalleri orada çalışmak oluyor. Bu ülkede gençliğin umudu kalmamış. Yüzyılın inkarının artık son bulması gerekiyor. Bu topraklarda 20 milyon insanın kullandığı dilin artık bilinmeyen dil olması bizi rencide ediyor. Kürt dilinin önündeki engellerin kaldırılması, Kürt kültürünün üzerindeki engellerin kaldırılması ve Kürt dilinin anayasa güvencesi altına alınması gerekiyor. Tüm bunlar bizi artık AKP-MHP rejimine karşı koymaya itti bu motivasyonla milletvekili için aday oldum.”
Iğdır kentinin kozmopolitik bir yer olduğunu hatırlatan Hun, kozmopolit yer olmasından kaynaklı kendileri için bir avantaj olduğunu söylüyor. Hun, “Farklı kültürler birbirini zenginleştiriyor birbirinin tahammül kültürünü geliştiriyor. Buda bizim için bir zenginlik kaynağıdır. Iğdır 3 ülkeye sınır bir ülke bunlar da kültürel alışverişler ve ticaret alışverişleri oluyor. Bundan kaynaklı Iğdır’a küçük Türkiye diyebiliriz. Iğdır’da kurabileceğimiz bu diyalog demokratik ortam Türkiye’de de olmasını istiyoruz” çağrısında bulunuyor.
‘Hedefimiz Iğdır’daki tarım ve dış ticaret sorunlarının çözümü’
Iğdır kentinin temel sorunlarına değinerek şunları ifade ediyor: “Ciddi anlamda göç veriyor ve çevre illerden göç alıyoruz. Avrupa’ya ve Türkiye’nin Batı illerinden ciddi anlamda göç veriyoruz. Bu göçlerin sebebi ekonomik sıkıntılar. Gençlik nüfusu çok fazla fakat onun önünde bir istihdam politikası yok. Yüksek bir işsizlik mevcut. Iğdır tarım ilidir. Iğdır’a Türkiye’nin Çukurova’sı diyebiliriz. İnsanlar geçinemiyor ellerindeki toprakları değerlendiremiyor. AKP’nin dış sınır ticaretinden kaynaklı da burada sınır ticareti bitmiş durumda. İşsizlik ve ciddi enflasyondan kaynaklı insanlar geçinemiyor. Bizlerinde hedefi Iğdır’da bu sorunları çözmek olacaktır.”
Serhat News
