Yeşil Sol Parti Kars Milletvekili adayı olan Setaç Çelikkaleli, “Kürt coğrafyası kapitalist bir bakış açısı ile sömürülüyor. Bölgedeki insanlar yoksulluğa mahkûm edilerek göçe zorlanıyor. 14 Mayıs’ta bu zulme son vereceğiz” dedi.
2009’dan bu yana girilen tüm genel ve yerel seçimlerde AKP’yi yenilgiye uğratan Karslılar, 14 Mayıs’ta AKP’yi son kez mağlup ederek, yeni bir dönemin startını vermek için çalışıyor. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Kars’ta seçimlere Gülistan Kılıç Koçyiğit, Gülcan Alp ve Setaç Çelikkaleli ile girecek. Yeşil Sol Parti Kars Milletvekili adayı Setaç Çelikkaleli, Kars halkının sorunlarını ve 14 Mayıs hedeflerini Serhatnews’e değerlendirdi.
Türkiye açısından bakıldığından Kürt sorunu, tarihi derinliği bulunan, Kürtlerin haklı taleplerine dayanan toplumsal bir çelişki olduğunu vurgulayan Çelikkaleli, buradaki temel problemin Türkiye Cumhuriyeti içerisinde ortak ve eşit yurttaşlık temelinde bir bakış açısı ile gelinen aşamadaki sorunlar olduğunu belirtti. Günümüz gelişmiş demokrasilerine dayalı toplumlarda siyasi çelişkilerin çözümünde evrensel insancıl hukuk düzeni ile tekemmül eden ilkelerin temel metot olarak kullanıldığını ifade eden Çelikkaleli, “Bu gün itibari ile Kürt sorununun temeline bakıldığında Kürtlerin anadil hakkı gibi haklı ve temel taleplerinin demokrasilerde karşılanması gereken temel hak ve hürriyetler kategorisinde olduğunu görmekteyiz. Kürt coğrafyasında ekonomik ve kültürel sömürüye dayalı politikalar yıllardan beridir bu sorunun derinleşmesine neden olmakta, demokratik uygulamalar Kürt coğrafyasında ne yazık ki yerini kriminal antidemokratik uygulamalara bırakmıştır” diye konuştu.
‘Kürtlerin barış taleplerine faşist bir reaksiyonla yanıt veriliyor’
Kürt sorununa her daim faşist reaksiyon gösterildiğini kaydeden Çelikkaleli, “Öteden beridir talebin dile getirilmesi noktasında; eşya ve hadiseler üzerindeki tasavvur yetisi faşizan bir tavırla şekillenen muktedirlerin tahammülsüzlüğü, karşı koyması ve talepleri zor kullanarak, kriminalize ediyor. Asimilasyon politikaları ile ülke kendi haklı ile savaşarak bastırmaya çalışmış, çelişkiyi ve çalışmayı derinleştirmiş öteden beri çözüm üretme mekanizması olan siyasal kurumları kapatarak, halk iradesinin tecellisi olan siyasal iradeyi cezaevleri ile faili meçhul cinayetlerle baskılamaya çalışarak sorunun derinleşmesini sağlamıştır” ifadelerini kullandı.
‘Ekolojik toplum betona gömüldü’
Kürt coğrafyasının kapitalist bir bakış açısı ile sömürüldüğünü kaydeden Çelikkaleli, bölgedeki insanların yoksulluğa mahkûm edilerek sistematik biçimde göçe zorlandığının altını çizedi. Çelikkaleli, “Kürt coğrafyasında yasal prosedürlere aykırı bir şekilde madenler açılmakta, ağacalar kesilmekte, coğrafya bombalar ile yok edilip yakılmaktadır. HES’ler ile ekolojik denge sermayedarların eliyle talan edilmekte, tarihi değerleri Hasankeyf’te olduğu gibi yok edilmektedir. Talan düzeni mevcut iktidarla tüm ülkeye yayılmış; kamu kaynakları, ihalelerle, yolsuzluklarla imar afları, orman yangınlarıyla yok edilen yerler imara açılarak belli bir kesime aktarılmaktadır. Ekolojik toplum betona gömülmüştür. Tüm Türkiye hakları yoksulluğun ve çaresizliğin eline bırakılırken onlara ilgilerini verebilecekleri toplumsal çelişkiler faşizan bir öğreti ile dayatılmaktadır” diye vurguladı.
‘AKP-MHP’nin politikaları teşhir oldu’
Mevcut AKP-MHP iktidarının tüm politikalarının teşhir olduğunu aktaran Çelikkaleli, AKP-MHP iktidarının 14 Mayıs’ta sandığa gömüleceğini vurguladı. Mevcut hükümet politikalarına dikkat çeken Çelikkaleli, “Demokratik kurum ve ilkeler temelinde toplumsal sorunların çözümünden ziyade toplumsal çelişkileri, sorunları ve çatışmaları derinleştirerek toplumsal tarafgirlik üzerinden oy devşirerek muktedir kalma amacı ile siyasi faaliyetlerde bulunduğu açıktır. Bu bakış açısı toplumsal barışı hedeflememekte, aksine toplumsal çatışmayı iktidarda kalma ahlaksızlığı ile derinleştirmektedir. İktidarın Kürt sorununa yaklaşımı da bu minvaldedir. Sorunun çözümü ancak evrensel hukuk kaideleri kapsamında demokratik kurum ve ilkelerin himayesinde insancıl hukuk açısında haklı taleplere muktedirlerin siyasi organların katılı ile yasama organı faaliyeti içinde çözüm getirici cevap vermesi ile mümkündür. Geldiğimiz noktada Kürt sorununun çözümünde en etkili adres olan HDP’ye karşı muktedirin güdümü ile kapatma davası açılmakta, siyasiler hiçbir delil olmadan tutsak alınmakta, siyasetin önü kapatılmaya çalışılmakta, korku ve baskı kültürü oluşturularak bu çelişki çatışmalarla derinleştirilmektedir” dedi.
‘Hükümeti seçimleri oy getiren bir araç olarak görüyor’
Türkiye’de seçimlerin faşizmi kurumsallaştırma amacı ile kullanıldığını söyleyen Çelikkaleli, diğer yandan ise toplumsal mühendislik ile gençlerin dikkatinin toplumsal sorunlardan alınmaya çalışıldığını dile getirdi. Faşizan bir öğretinin hâkim kılınmak istendiğini aktaran Çelikkaleli, oy getirdiği sürece hükümetin faşizmi bu doğrultuda etkili bir aparat olarak kullanmaya devam ettiğini söyledi.
Çelikkaleli şunları kaydetti: “Siyasi ahlaktan yoksun bir şekilde devam eden bu süreç ekonomik olarak da kapitalizmin en ağır şekliyle uygulanması neticesinde bir bütün olarak halkı bir birinden koparmaktadır. Mevcut hükümetin Kürt sorunun çözme kabiliyeti bulunmadığı gibi bu noktada da bir iradesi bulunmamaktadır. Mevcut hükümet çözüm sürecindeki samimiyetsizliği Kürt sorununu çözümünde asıl irade olan meclise çözümün reçetesini taşımaması, bu süreç içerisinde kendi eylemlerini meşru görürken muhatabı olan HDP’ye karşı sistematik bir saldırı ile mahkemeleri siyasi bir amaca domine etmesi de bu günkü asıl sorunun kaynağı olmaktadır. Gelinen aşamada mahkemeleri bile siyasallaştırma, Selahattin Demirtaş ve birçok HDP’li arkadaşımızın siyasi rehine olarak tutulması sonucunu doğurmuştur.”
‘Kürt sorunu sorunun muhatapları tarafından çözülür’
7 Haziran seçimlerinden sonra mevcut iktidarın oy kaybetmesi nedeni ile ülkenin hükümet eliyle sürüklendiği kaos ortamını hatırlatan Çelikkaleli, “O dönem yaşananlara hepimiz bizzat şahitlik ettik. Oy getiren her şey mubah gözüyle hareket eden bir hükümetin toplumsal barışı tesis etmesi, toplumsal çatışmaları ve çelişkileri bitirmesi kendisinden beklenemez. Başta Kürt sorunu olmak üzere bugün ülkemizde bulunan tüm toplumsal sorunların çözümü ancak sorunların tarafların doğrudan muhatap alınarak yasama güvencesi altında haklı taleplere cevap vermek ile mümkündür” ifadelerini kullandı.
‘Tarikat eliyle tecavüzlere meşruiyet kazandırılmak isteniyor’
Kadın sorununun ülkenin en önemli sorunlarından biri olduğunu söyleyen Çelikkaleli, Türkiye’de kadınların yaşadığı sorunların tarihi derinliği olan erkek egemen bir ideolojik alt yapısı bulunan sorunların silsilesi olduğunu kaydetti. Çelikkaleli şunları dile getirdi: “Artık siyasi bir hareket kadını koruyan kanunların kaldırılması noktasında mevcut hükümete oy baskısı ile hareket ediyor. Mevcut hükümet de kabul ederek ittifaka dâhil ediyorsa artık erkek egemen zihniyetin bir yaşayış tarzı değil sistematik bir ideoloji haline geldiğini kabul etmemiz lazım. İstanbul sözleşmesinden mevcut iktidarın çekilmesi ile devam eden süreci hepimiz yakından biliyoruz. Bu hususta hangi toplumsal kesimlerin de özellikle hükümetin oy deposu olarak gördüğü hangi toplumsal kesimlerin de bu hususta iktidara baskı yaptığını kamuoyu da çok iyi bilmekte. Ülkemizde tarikatlar eliyle meşruiyet kazandırılmaya çalışılan çocuk gelin sorunu vardır. Mevcut iktidarın koruduğu bir düzen var ne yazık ki. Aydınlatılmayan kadın cinayetleri var. Cezasız kalan tecavüzler var. 20 yıllık AKP iktidarında bu konuda bir incir kabuğu kadar çözüm üretilememiştir” ifadelerini kullandı.
‘AKP Kars’ta doğa kıyımı yaptı’
Çelikkaleli, bir zamanlar doğası nedeniyle büyük bir çekim merkezi olan Kars’ın son yıllarda AKP’nin politikalarıyla bir doğa yıkımı yaşadığına dikkat çekti. Kars’ta alarm vermekte olan bir çevre sorunu olduğunu aktaran Çelikkaleli, “Öncelikle su kaynakları koruma altına alınmamıştır. Bugün kimyasal ve evsel atıklar su hazlarının bulunduğu alanlarda su kaynaklarını kirletmektedir. Yapılan barajlar çevre dengesi üzerindeki etkisi göz ardı edilmektedir. HES’lerle akarsu yatakları bozulmakta korunması gereken doğal güzellikler ne yazık ki beton santrallerinin atıkların tehdidi ile yok olmuştur” dedi.
‘Kars’ın hala bir yolu yok’
Kars halkının iradesinin 2019 yılında gasp edildiğini ve kayyım atandığını dile getiren Çelikkaleli, kayyım eliyle yerel yönetime, hak iradesine el konulduğunu söyledi. Çelikkaleli, “İnsanlar Kars’ta 21. Yüzyılın getirdiği nimetlerden yoksun bırakılmış adeta çaresizliğe terk edilmiş durumdadır. Üzülerek belirtiyoruz ki Kars’ta henüz doğalgaz altyapısının gitmediği yerler var. Halitpaşa mahallesinde örneğin birçok ev doğalgaz altyapısı bulunmadığından henüz doğalgazdan faydalanamamaktadır. Kars’ın birçok köy yolu hala yapılmamıştır. Toprak yollar bile yağmur, kar suları nedeni ile kullanılamaz duruma gelmesine rağmen adeta yalnızlığa terkedilmektedir. İktidar sahipleri her seçim öncesi oy karşılığında söz vermesine rağmen yol yapılmamıştır” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Çelikkaleli kimdir?
Setaç Çelikakeli, 1985 yılında Digor’da doğdu. İlk Orta ve lise öğrenimini Digor’da tamamladıktan sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2009 yılında mezun oldu. Avukatlık stajını tamamladıktan sonra 2010 yılından itibaren Kars ilinde avukatlık yapan Çelikkaleli, 2012 yılında İnsan Hakları Derneği Kars Şubesinde yöneticilik ve 2014-2016 yılları arasında Şube Sekreterliği, 2018-2022 yılları arasında Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Merkez Yürütme Kurulu üyeliği olmak üzere çeşitli görevlerde bulundu. 2018-2022 yılları arasında Kars Barosu Yönetim Kurulu Üyeliği ve Avukat Hakları Merkezi Başkanlığı görevlerini yürüten Çelikkaleli, 2016 yılından beri HDP Kars İl Örgütünde yöneticilik; 2020 yılından beri HDP Hukuk Komisyonu ve Cezaevi Komisyonlarında görev yapıyor. 2022 yılında yapılan HDP 5. Olağan Kongresinden sonra Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu tarafından PM adına görevlendirilen Çelikkaleli, Kürt Sorunu, Radikal Demokrasi, Çatışma çözümünde dünya deneyimleri, yakın dönem siyasi tarih üzerine araştırmalar ve okumalar yaptı.