Yeşil Sol Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, kayyımların kadınların siyasi temsili, kamusal alandaki görünürlüğü ve işgücüne katılımı üzerindeki etkilerinin araştırılması istemiyle Meclis’e ‘Araştırma Önergesi’ sundu.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, kayyımların kadınların siyasi temsili, kamusal alandaki görünürlüğü ve işgücüne katılımı üzerindeki etkilerinin araştırılarak gerekli tedbirlerin alınması amacıyla TBMM’ye araştırma önergesi sundu. Sayyiğit ‘Araştırma Önergesi’nin gerekçe kısmında, Kürtlerin ekseriyetle yaşadığı kentlerde uygulanan kayyım uygulamalarının yerel demokrasinin önünde temel bir engel olmaya devam ettiğini kaydetti.
‘Halk iradesi gasp edilmiştir’
Sayyiğit, siyasi iktidarın 11 Eylül 2016 tarihinde Kanun Hükmünde Kararname ile (KHK) başlattığı kayyım uygulamasının, her seçim sonrasında hiçbir yasal dayanağı olmadan bir prosedür haline geldiğine vurgu yaptı. Hal iradesinin gasp edildiğine değinen Sayyiğit, “Bu kapsamda DBP tarafından yönetilen 95 belediyeye kayyum atanmış, belediye meclisleri feshedilmiştir. Buna rağmen 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde HDP; 3 Büyükşehir, 5 İl, 45 İlçe ve 12 belde belediyesi olmak üzere toplamda 65 belediye kazanmıştır. Ancak, Belediye Başkanlığı’nı kazanan 6 eşbaşkana KHK ile kamu görevinden ihraç edildikleri gerekçesi ile mazbataları verilmemiştir. Seçimin hemen sonrasında hukuksuz bir süreç başlatılmış, sonrasında ise hiçbir yargı kararı olmadan ve hukuki bir süreç işletilmeden 19 Ağustos 2019’dan itibaren başta Van, Mardin ve Diyarbakır olmak üzere periyodik olarak 48 belediyeye kayyım atanmış, belediye meclisleri işlevsizleştirilmiştir” diye belirtti.
‘Kayyımlar kadınları savunmasız bırakma aracı haline gelmiştir’
Kayyımların 2016’dan itibaren hayata geçirdiği uygulamaları anımsatan Sayyiğit, Kürtçe tabelalar kaldırıldığını, Kürt şahsiyetlerin adlarının silindiğini, Kürt dili kurumlarının kapatıldığını ve birçok insanın işine son verildiğini kaydetti. Önergenin devamında şunlar kaydedildi:
“Kayyım rejiminin en kritik hedeflerinden bir tanesi de ‘eş başkanlık’ sistemi olurken belediyelerdeki kadın istihdamı ve emeği olmuştur. Çünkü yerel yönetim anlayışımızda; istihdamda yüzde 50 kadın kotası ile tüm mesleki alanlar kadınlara açılmış, kurulan mor satış kabinleri ve kadın kooperatifleri vb. çalışmalarla kadının ekonomik hayattaki etkisi güçlendirilmiştir. Devlet erkinin olumsuz politikaları ile artan kadına yönelik şiddet ve kadın katliamları bir kere daha göstermiştir ki kayyımlar kadınları savunmasız bırakmanın aracı haline gelmiştir. Çünkü bu süreçte kadınların işgücüne katılımı, eğitimde cinsiyet eşitliği, siyasi temsil edilirliği ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanlarında sorunlar ciddi bir noktadadır.
Kadın örgütleri tarafından yapılan çalışmalar da kadın cinayetleri ve kız çocuklarına cinsel istismar vakalarının ciddi boyutlara ulaştığını gösterirken Türkiye, Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda 146 ülke arasında 124’üncü sırada yer almaktadır. Özcesi kayyım atanan tüm illerde kayyımların kadın kazanımlarını hedef alıp kadın aleyhine attığı adımların, ilgili illerde kadınları savunmasız bıraktığı, kadınları erkek şiddetine karşı kırılgan hale getirdiği, cinsiyet eşitsizliğini ve kadın yoksulluğunu derinleştirdiği aşikardır. Bu sebeple kayyımların olumsuz kadın politikalarının, kadın cinayetleri, cinsiyet eşitsizliği, kadın yoksulluğu ve kadınların siyasi temsili üzerindeki olumsuz etki ve sonuçlarının araştırılması gerekmektedir.”
Serhat News
[…] Milletvekili Sayyiğit, Meclis’e sundukları Kürtçe önergenin iade edildiğini duyurarak “Kürtçe, anadilimiz […]
[…] tepki gösteren HEDEP’li Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Eğer Kürt sorunu yoksa, neden sadece Kürtlerin yaşadığı kentlerde kayyım uygulamaları […]