Kitapçılar, yaşanan ekonomik kriz ve TL’nin değer kaybetmesi nedeniyle zor günler yaşıyor. Son günlerde yayınevlerinin bazı ürünlerde yaptığı yüzde 100’e varan zamlar nedeniyle yaşanan kriz daha da derinleşti.
Eylül Gazetesi’nden Mehmet Sait Değer’ın haberine göre, Dövizdeki artış ile birlikte kağıda gelen yüksek zamlar kitap ve kırtasiye ürünlerinin fiyatını yüzde 100’e varan oranlarda artırdı. Devam eden derin ekonomik kriz sonucunda; roman, araştırma ve fikir kitaplarının satışında büyük düşüş yaşanıyor. Fiyatların da yüksek olması nedeniyle her geçen gün yoksullaşan yurttaşlar fikir kitapları alamazken, kaynak kitapların satışında ise zaman zaman normalleşme gözleniyor. Uzun yıllardan beri Sevgiyolu’unda kitapçılık yapan Yasemin Sırık, ilk defa bu kadar zor bir süreçle karşı karşıya kaldıklarının altını çizerek, insanların kitapları internetten aldığını, bu nedenle Kitapçılar Sokağı’ndaki esnafın bitme noktasına geldiğini ifade etti. Sırık, “Bize en büyük darbeyi yayıncılar vuruyor. Son bir hafta içinde bazı kitaplara yüzde 100 zam yapıldı. Kitap almak artık lükse giriyor. Zaten insanların alım gücü de dibe vurdu. İşler çok kötü, böyle devam ederse kısa sürede bu mesleğin sonu gelecek” dedi. Kriz nedeniyle kitapçı esnafının ödemlerini yapamayacak kadar zor bir süreç geçirdiğini anlatan Zülfükar Yurtsever de, “Müşterilerimizin çoğunluğu öğrencilerden oluşuyor. Öğrencilerin alım gücü kalmadığı için göze zararlı olmasına rağmen internetten, telefondan kitap okumayı tercih ediyorlar. Günden güne yoksullaşan veliler çocuklarına kitap alamıyor” diye konuştu.
Halk alışkanlığını terk etti
Halkın kitap okuma alışkanlığını terk ederek daha çok cep telefonlarına yöneldiğini aktaran Zafer Aytan ise, “İnsanlar uzun süre sokağa çıkamadı. Bu süre içerisinde kitap okuma alışkanlığı cep telefonu hastalığına dönüştü. Yayınevleri de bu zor süreçte bizlere desteği olmadı. Bu nedenle içinden çıkılması zor bir dönem yaşıyoruz” diye ifade etti.
Rafa kitap koyamıyorlar
Birçok kitapçı, satışların kötü olmasından şikâyetçi olurken, aynı sokakta kaynak kitap satan Muharrem Şahiner de 2 yıldan beri ciddi kayıplar yaşadıklarını belirterek şöyle konuştu; “2 yıla yakın kayıp bir süre var. Bu süre içerisinde insanlar ne bir şey alabildi, ne de satabildi. Şu anda sektörün ‘biz kötü durumdayız’ demesinin sebebi bu 2 yıllık kayıptan kaynaklanıyor. Doğrusu şu anda herkes satışlarını 3’e, 4’e katlamış durumda. Ama geçmişten borçlu oldukları için raflarına kitap koyamıyorlar. Son süreçte bazı kitaplarda 2 katına çıkan fiyatlar bu arkadaşlarımızı daha da zora soktu. Bu arada yayınevlerinin de bu konuda ciddi sorunları var, yatırımları var ama paralarını alamıyorlar. Aslında kitapçıyı destekleseler kitapçı da borçlarını öder.”
‘Kırtasiyeci yüzde 95 iş kaybı yaşadı’
İzmir Kitap ve Kırtasiyeciler Odası Başkanı ve İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) Başkanvekili Hulusi Demir ise kırtasiyeci esnafının işlerinin durma noktasına geldiğini, üyelerinin Eylül ayında okulların açılmasını dört gözle beklediğini ancak istenilen sonuca varamadıklarını söyleyerek, “Kırtasiye doğrudan ve dolaylı olarak birçok iş kolunu etkiliyor. Okullar açılınca kentte bir hareketlenme oluyor. Pandeminin ilk döneminde İzmir’de en çok etkilenen meslek dalları sırlaması için yaptığımız ankette yüzde 100’lük iş kaybı ile kantinciler 1’inci, yüzde 95’lik iş kaybıyla da kırtasiyeciler 2’nci sırada yer aldı. Bu açıdan 6 Eylül’de yüz yüze eğitimin başlaması bize moral takviyesi oldu” diye konuştu.
‘Devlet okullarında satılmamalı’
Bazı devlet okullarında kırtasiye malzemelerinin satıldığı ve bazı okulların kayıt esnasında velilerden kayıt parası aldığı gibi duyumlar aldıklarını ifade eden Demir, “Bu da tüketicileri ve velileri kötü etkileyerek piyasadaki para dönüşümünde olumsuz bir durum yaratıyor. İnsanların artık eğitime ayırdıkları bütçe minimum seviyede. Bir de okullarda ticaretin önü açılırsa durum daha da kötüye gider. Esnafa, okul yöneticileri de destek olmalı ki kırtasiye sektörü kurtulsun. Sektör zaten pandemi döneminde iyice gelişen e-ticaretten kaynaklı zarar gördü. Okullarda kırtasiye ve yardımcı ders kitabı satışı da olmamalı. Bu bizim işimiz” ifadelerini kullandı. Demir sözlerini şöyle sürdürdü: “Kırtasiye sektörü bir çıkmazın içinde. Artık kırtasiyeciler fotokopiden ödev, proje ödevi gibi çıktı işleri yapmakla kalıyor. Pazarımız gerçek anlamda küçüldü. Beklentimiz, büyük mağazalarda kırtasiye satışının durdurulmasıdır. Bu konuda Ticaret Bakanlığı’nın yasa tasarısı gelecek, zincir marketlerde kırtasiye malzemesi satışların durdurulması konusundaki taleplerimiz mecliste görüşülecek. Tasarı meclise gelince biz de Ankara’ya gidip düşüncelerimizi aktaracağız. Umuyoruz beklentimiz gerçekleşir. Bu sadece İzmir’in değil, tüm Türkiye’deki kırtasiye sektörünün beklentisi ve sorunudur.
Serhat News
(sg)