Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu ve HÜDA PAR’ın 4 vekille meclise girmesini değerlendiren kadınlar, “Asla onların vekilliğini kabul eden pozisyonda olmayacağız. Seçimler İkinci tura kalsa da umut verici” dedi.
Geçen hafta gerçekleşen 14 Mayıs seçimleri sonucundaki tartışmalardan biri de 4 HÜDA PAR’lı vekilin AKP listelerinden meclise girmesi oldu. Kamuoyunda usulsüzlükler ile meclise giren vekiller olduğu kanaati hakim olsa da sonuçlar değişmedi. Hal böyle iken başta kadın örgütleri olmak üzere Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) çoğunun yanı sıra birçok ünlü isim de rahatsızlığını dile getiriyor. Seçim öncesinde HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakına dâhil olması sonrasında eski Hizbullah üyelerinin tahliye edilmesi, Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) kadın adaylarını gölge olarak afişe etmesi gibi bir dizi olay eleştirileri daha da arttırdı.
HÜDA PAR, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a destek vermiş, genel seçime ise AKP listelerinden 4 isimle girmişti. 13’ncü Cumhurbaşkanı ve 28. dönem milletvekili seçimlerinin sonuçlarına göre Meclis’e giren HÜDA PAR’ın Genel İdare Kurulu Üyesi Aynur Sülün, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu hedef alan açıklamalarda bulunmuştu.
Van Star Kadın Derneği üyesi Rojbin Bor ve İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkan yardımcısı Menice Gülmez HÜDA PAR’IN meclise girmesi sonrası dönen tartışmaları Serhat News’e değerlendirdi. Gülmez, siyasal İslamcı dilin toplum sosyolojisinde karşılığı olmadığını söylerken, Bor ise “HÜDA PAR’IN temsiliyet sahibi olması milletin vekilliğine uygun görülüyor olmasını esenle ve nefretle kınıyoruz” dedi.
‘Toplumda AKP’li olmayan herkes bir biçimde terörist oldu’
AKP’nin bir iddiadan bahsederek veya farklı bir biçimde toplumu kandırabildiğini söyleyen Bor, “Bugün yaptığı gibi başka bir yöntemle yine kendini iktidara getirebildi. Ama 2023 yılı seçiminde AKP bir vaatte bulunamadı bir iddiadan da bahsedemedi. Uluslararası arenada Türkiye’nin çok ciddi itibar kaybettiği gerçekliği ortada. Ekonomik anlamda, üretimin olmayışı liyakatli kişilerin kalmayışı çok yoğun göç veren ve en başta hakikaten terör örgütlerinin köprü pozisyonunda ‘baba pozisyonunda’ yer almayı bilen bir pozisyon oldu. AKP iktidarı ile birlikte Türkiye için bunu söyleyebiliriz. Türkiye’ye baktığımızda hala iki kişiden birinin Erdoğan’a oy verdiği görülüyor gerçeği akla aykırı bir durum” dedi.
Toplumda AKP’li olmayan herkesin bir biçimde terörist ilan edildiğine vurgu yapan Bor, “Bazılarımız 3 defa terörist olduk. Değişecek artık bu toplum nefes alabilecek umudu ve duygusundaydık. Sonuçlar hepimizi hayrete düşürdü. HÜDA PAR’ın mecliste yer alıyor olmasına Türkiye’de çok yüksek bir itiraz görüyoruz. Özellikle kadın hareketleri noktasında buna dair bir itiraz var. Fakat Türkiye’de AKP iktidarı ile birlikte örgütlere ya da kadın düşmanlarına dönük en belirgin örnek sadece budur diyemeyiz. Bunun bir öncesi de var” diyerek feshedilen ‘İstanbul sözleşmesi’ hatırlatırdı.
Hizbullah tarafından katledilen Kuriş hatırlatıldı
Afganistan’da Taliban örgütünün kadınlara yönelik hak ihlallerinden söz eden Bor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Daha iyi anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum’ sözlerini hatırlattı. Erdoğan’ın bu söylemle bu söylemle destekler pozisyonda olduklarına değinerek, “16 Temmuz 1998’de kaçırılarak kaybolan ve 35 gün boyunca Hizbullah üyeleri tarafından işkenceye maruz bırakılan Konca Kuriş çok dindar bir âlimdi. Hizbullah terör örgütü çeşitli işkenceler yapıyor göğüslerini kesip saçlarını kesip betona gömüyor ve daha korkunçları. Bu pratiğe sahip bir yapının terörist olmadığını söylemek hakikaten terörist olmaktır. Hizbullah terör örgütüdür. Şimdi meclise HÜDA PAR’ın girmesi Hizbullah’ın bizim için meşru olması oluyor. Artık Hizbullah’ın kendisini kabul ettirebildiği Hizbullah’ın kadınların yaşam alanıyla ilgili kamusal alanda varlık göstermeleri ile ilgili doğrudan sorumluluk alması buna yön vermesi pozisyonuna geliyor” diyerek tepki gösterdi.
‘Asla onların vekilliğini kabul eden pozisyonda olmayacağız’
HÜDA PAR’ın Genel İdare Kurulu Üyesi Aynur Sülün’ün parti programında yer alan konuşmasında ‘Kadınları sahiplendireceğiz’ sözlerine tepki gösteren Bor şunları dile getirdi:
“İnsan onuruna insan haysiyetine saygısızlığa varan bir tahakkümün özeti olan bir dil kullanılmıştı. Bunu bir kadın söyleyince de bunu bir eril olarak tanımlıyoruz. Yükselen bir kadın mücadelesi var. Bir yaşamda eşitlik arayan birlikte yaşanabilir bir dünya arayışı içerisinde olan kadınların mücadelesi var ve o kadınlar bu mücadeleyi de çok güçlü veriyor. Bu mücadele Hizbullah’tan da güçlü. Bu mücadele HÜDA PAR’dan da güçlü. İran örneğinden bahsedilebilir; Jîna Emînî eşarbı üzerinden katledilmesinden sonra aylarca tüm dünyaya sirayet eden ‘jin Jiyan azadi’ sloganıyla tüm dünyada sarsıntıya sebep olan kadın mücadelesini gördük. Biz itiraz etmeye bugünden başlıyoruz. Konca Kuriş’in katilleri ile ne sokakta, ne evde, ne çarşıda, ne pazarda, ne mecliste, ne siyasette ne hiçbir alanda asla ortaklaşmayacağız. Asla onların vekilliğini kabul eden bir pozisyon olmayacağız. Buna karşı mücadelemizi yükseltiyoruz. Temsiliyet sahibi olması milletin vekilliğine uygun görülüyor olması esenle ve nefretle kınıyoruz.”
‘HÜDA PAR’ın düşünceleri toplumun sosyolojisine ters düşüyor’
HÜDA PAR’ın özellikle kadınlara yönelik görüşlerini doğru bulmadıklarını söyleyen Gülmez ise, HÜDA PAR’ın birçok katı düşüncelerinin olduğuna tanıklık ettiklerini söyledi. Bu düşüncelerin İslam ile bağdaşmadığını ifade eden Gülmez, “Bu söylemler cemaatçi, tarikat kesimleri kendilerine sempatizan kazandırmak açısından ortaya atmış oldukları söylemlerdir. Eğer gerçek olsalardı parti meclislerinde kadın kurumlarını oluşturmayacaklardı ve parti çalışmalarında kadınları çalıştırmayacaklardı. ‘Kadınlar partinin her alanında çalışacak ev ev, sokak sokak, dolaşıp parti tanıtacak ama sadece milletvekili nezdinde oraya götürmeyecek. Kadını bir şekilde hem çalıştıracak hem de istemediği zaman eve hapsedecek’ düşüncesi çokta toplumun nezdinde gerçek olmayan düşüncelerdir. Toplumun sosyolojisine ters düşen düşüncelerdir” dedi.
Gülmez, Yeniden Refah Partisi’nin ve HÜDA PAR’ın televizyon ve medyaya çıkıp sokaklarda partilerinin propagandasını yaptığını ancak logo ve reklamlarda veya afişlerinde kadınların yüzleri sakladıklarına dikkat çekti. Gülmez son olarak, ‘Ben daha dindarım’ görüntüsü verildiğini ancak bu durumun samimi ve gerçekçi olmadığını ifade etti.
Serhat News